2. Cumhuriyet – Melih Demirel Yazdı

2. Cumhuriyet – Melih Demirel Yazdı
Yayınlama: 14.04.2025 16:31
A+
A-

’ Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa? ‘’ – Nazım Hikmet

Ne güzel söylemiş değil mi Nazım? Bu günlerde tam olarak üzerime alıyorum bu sözleri… Sebebi ise; Duygusal muhalif yoldaşlarımızın belirlediği muhalefet çizgilerinin dışına taşmak… Şimdi sırası mı? seslerinin arasında, tam da şu an sırası demek… Resmi dardan genişe çekmek, ezber kitapları tersinden okumak… Kıssadan hisse, konforlu muhalefet alanında herkesin duymak istediklerini söyleyip, popülizmin suni rüzgarıyla rahat etmektense, yanmayı göze almak!

Ya da velev ki kardeşim 6. his! Hür değil mi bu memleket?

Geçenlerde hepinizin yakından tanıdığı (……………. . ) boşluğu siz doldurun Rasim Ozan Kütahyalı nam-ı diğer ‘’ ROK ‘’ bir canlı yayında şu kelimeleri söylemiş ‘’ 2016’dan sonra 2. Cumhuriyet Kuruldu! ‘’ Tabi söyleyenin muhalif kanat açısından bir geçerliliği olmadığı için ‘’Boş konuşup yine sinirlerimizi zıplatıyor ya’’ gibi genel bir tepki olduğunu söyleyebilirim ama. . . Maalesef hayatta ROK’a hak vermekte varmış…

Haklılığına gelelim…

Öncelikle bana göre bu tarih 2016 değil, 2018’dir. (Başkanlık sisteminin resmileştiği yıl)

Uzun uzadı yaşadıklarımızı yazmaya gerek yok; ‘’ Değişen bir rejim, son dokuz yılda diğer yıllara göre çok ciddi bir kadrolaşma, Liyakate karşın Sadakat vs. vs…’’ İşte tamda bunları alt alta koyduğumuzda ilan edilmemiş bir 2. Cumhuriyet dönemi dense az olmaz. Kimse darılmasın ama acı ki durum bu…

Bunlar hepimizin bildiği şeyler diyebilirsiniz ama pek fark edilmeyen, fark edilse dahi gündemde çok tutulmayan veya üzerine muhalefet tarafından düşülmeyen bir durum var. Saray artık tamamen ‘’Kozmopolit’’ bir yapı…

Klasik bir söylemle Beştepe’yi tek bir kalıba sokmak, muhalif mahallemizin en kolayına gelen söylem. İşte bu yanılgı da yıllar içerisinde hep şapkadan tavşan çıkarttırmaya vesile oldu. Bitti denilen yerde dirildi, hayatta yan yana gelmeyecekler bir araya geldi ki, bence AKP’nin şu anda geldiği son noktada ideolojik bir terslik sebebiyle ittifak yapmayacağı hiçbir kesim yok… Adeta bir Pacman gibi idelojik dayanakları olanları da yutarak enteresan bir yapı halini aldılar. Saraya baktığınız zaman komünist danışmanda görüyorsunuz, tamamen ters uçta bir danışmanda. Muhafazakar kanada hadi taban dedik, Ergenekon mağduru da var, Hizbullah’a örgüt demeyende, kendine Atatürkçü diyende. . . Birkaç hafta sonra yüksek olasılıkla göreceğiz partisel anlamda karşımıza DEM’in de katılmasıyla çok enteresan bir Cumhur ittifakı da çıkacağı aşikar. Ee tamam bana göre de bu bir gönül ittifakı değil ama ortada bir şekilde bağlayıcı bir güç gerçeği var. İşte tam olarak bu güce karşın en güçlü karşı güç pozisyonunda olması gereken ana muhalefetin ta kendisi̇dir değil mi? Peki gerçekten ana muhalefette bu kararlılık var mı? Kararlılıktan kastım şu ara meydanlar da; (Geliyoruzzz! Geldik, Geleceğiz, Getir Sandığı! ! ! ) deyip muhalif yurttaşın halk tabiriyle gazını almak değil. (Bunu neden söylediğimi daha önce ki yazılarımda çokça dile getirdim. ) Özel’in iktidara talip olduğunu iddia eden kadrolarının yurttaşa güven verebilme kararlığı var mı onu kastediyorum. Bence yok. Çünkü daha birbirlerine güvenleri yok. 23 yıldır devam eden AKP iktidarında her gün artan ve sürekli eleştirdiğimiz ‘’ Liyakat ‘’ günün CHP’sinde de yok. Parti Meclisi, gölge kabinesi, o biçim… Az bir araştırmayla karşınıza çıkacak sonuç; CHP yamalı bir bohçaya dönmüş durumda…

‘’ 2.Cumhuriyet’’demiştik değil mi?… Bunu sadece sağdan soldan belirli kişiler söylemiyor aslında… Erdoğan’ın önümüzde ki seçim anayasaya rağmen adaylığını kabul eden, her fırsatta seni sandıkta yeneceğiz deyip Erdoğan’ı adaylaştıran CHP’nin lideri de bu dönemi kabul ediyor bu söylemle… Nitekim 2018’den ele alırsak olayı, Erdoğan’ın şu an 2.dönemi kabul edilmiş oluyor…

Ne demiştik? Aydınlık için yanmak, konfor alanını terk edip linçe koşmak… Günün sonunda acı olanda haklı çıkmak…

Asla enseyi karartanlardan değiliz zaten bunun içindir; rol kesemeyip, yanlışa yanlış, doğruya doğru, ‘’Nasıl bir Türkiye görmek istiyorsak, öyle de bir CHP görmek istiyoruz. ’’ Deyişimiz…

Bu karanlığı aydınlatacak olan, ayakları yere basan bir muhalefettir.

Bu karanlığı aydınlatacak olan, gerçekten Gazi Mustafa Kemal’in devrimlerini sahiplenen bir muhalefettir.

Bu karanlığı aydınlatacak olan, duruştur, kadrodur, kararlılıktır, toplumun arkasında değil tam önünde bir siyasettir…

Şimdi linç tayfasına mükemmel bir malzeme bırakarak sözlerimi noktalıyorum…

‘’CHP kurtulursa, Türkiye de kurtulur…’’

Kalın sağlıcakla…

1994 Ankara doğumlu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Maliye bölümü mezunu. Evli, bir kız çocuğu babası.