Atatürkçü Düşünce Derneğinden TSK’daki İhraçlara Sert Tepki: “Bu Karar Kamu Vicdanını Yaralamıştır”

Atatürkçü Düşünce Derneğinden TSK’daki İhraçlara Sert Tepki: “Bu Karar Kamu Vicdanını Yaralamıştır”
Yayınlama: 04.02.2025 00:40
A+
A-

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) beş teğmen ve üç komutanın ihraç edilmesine ilişkin sert bir açıklama yaptı. Dernek, söz konusu ihraçların “hukuka aykırı” olduğunu belirterek, kararın Türk milletinin vicdanında kabul görmeyeceğini vurguladı.

“Mustafa Kemal’in Askerleriyiz Diyenler Cezalandırılamaz”
ADD açıklamasında, ihraç edilen teğmenlerin göreve başladıkları gün ettikleri “Subay Yemini” ile laik Cumhuriyet’e ve ulus-devlet yapısına bağlılıklarını ifade ettiklerine dikkat çekildi. Açıklamada, “Bu bağlılığın cezalandırılması değil, aksine alkışlanması gerekir” denilerek, Anayasa’nın 26. maddesi ile güvence altına alınan düşünce özgürlüğünün ihlal edildiği vurgulandı.

“Disiplin Suçu Yok, Karar Hukuksuz”
ADD, ihraç kararının hukuki dayanağının bulunmadığını ifade ederek, 6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu’nun 20. maddesinde bu tür bir fiilin disiplin cezası gerektiren eylemler arasında yer almadığını belirtti. Teğmenlerin sıralı amirleri olan üç komutanın da “görev ihmal” gerekçesiyle ihracının hukuka aykırı olduğu dile getirildi.

“Türk Ordusu, Atatürk’ün Emanetidir”
Atatürkçü Düşünce Derneği, açıklamasında Türk ordusunun, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde emperyalizme karşı verilen Ulusal Kurtuluş Mücadelesi ile kurulduğunu hatırlatarak, “Türkiye Cumhuriyeti’nin temel felsefesi, 102 yıldır bu coğrafyada çağdaşlaşma, barış ve bütünlük içinde yaşama mücadelesini sürdürmektedir” ifadelerine yer verdi.

“Bağımsız Yargıdan Adalet Bekliyoruz”
ADD, 358 şube, 39 temsilcilik ve 75 bin üyesiyle ihraç edilen subayların ve komutanların yanında olduklarını belirterek, bu kararın bağımsız yargı tarafından düzeltilmesini beklediklerini duyurdu. Açıklamada, “Bu kararın Türk milletinin vicdanına sığdırılamayacağını biliyor ve hukukun üstünlüğüne olan inancımızla adaletin sağlanmasını talep ediyoruz” denildi.

AÇIKLAMA ŞÖYLE:

” Ettikleri “Subay Yemini” ile Laik Cumhuriyetimize, Üniter Ulus Devletimize, vatanımızın ve milletimizin bölünmez bütünlüğüne canları pahasına sahip çıkacaklarını haykırarak “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diyen 5 teğmen evladımızın ve sıralı amirleri 3 değerli komutanımızın Türk Ordusu’ndan ihraç edilmeleri kararından tarifsiz üzüntü ve derin endişe duyduk.
Türkiye Cumhuriyeti, aziz milletimizin kadını, erkeği ve çocuğu ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yoktan var ettiği Türk Ordusu’nun Antiemperyalist Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nı zafere ulaştırması ile hayat bulmuş, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak yapılandırılmış ve bu temel felsefe ile 102 yıldır dünyanın en netameli coğrafyasında çağdaşlaşmayı, barış içinde yaşamayı, kalkınmayı ve bütün kalmayı başarmış bir kutsal emanettir.
Bu gerçek ışığında, Türk Silahlı Kuvvetleri saflarına katıldıkları yaşamlarının en anlamlı gününde teğmenlerimizin devletimizin temel değerlerine ve ebedi başkomutanlarına bağlılıklarını dile getirmeleri cezalandırılacak değil, tersine alkışlanacak bir davranış olarak değerlendirilmeli ve Anayasanın 26. maddesi ile güvence altına alınmış olan düşünce ve kanaatlerini ifade özgürlüklerini kullandıkları görülerek herhangi bir suç işlemedikleri kabul edilmeliydi. Yapılması gereken bu değerlendirmeyi 9 YDK üyesinden 5’inin hangi saik ve etkilerle yapamadıkları kuşkusuz sır değildir.
Öte yandan; bu ihraç kararına gerekçe olarak gösterilen disiplin suçunun oluşmadığı da apaçık ortadadır. Zira, 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 20. maddesinde sayılan TSK’dan ayırma cezası ile tecziyesi gereken fiiller arasında söz konusu ifadeler ve davranışların bulunmadığını görmek için sadece okumak yeterlidir.
Aynı şekilde, teğmenlerin sıralı amirleri olan komutanlarının, ortada bir suç olmadığından, görevlerini ihmal ve emre itaatsizlik ettiklerini ileri sürmek de, bu nedenle ihraç edilmelerini haklı bulmak da elbette olanaklı değildir.
Demokratik hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ve Anayasa ile güvence altına alınmış hak ve özgürlükler dikkate alındığında (ki dikkate alınması zorunludur) söz konusu ihraç kararlarının hukuka ve yürürlükteki yasalara uygun olduğu da, Türk Milletinin bu denli haksız bir kararı vicdanına sığdırabileceği de düşünülemez.
Kaldı ki, her yıl Atatürk’ün apolet numarası 1283 okunduğunda bütün öğrencilerin “İçimizde” diye haykırdıkları Harbiye gibi bir askeri eğitim kurumunda illa bir disiplin suçu ve ihraç gerekçesi aranacak idiyse, herhalde teğmenlerimizin kılıç çatmalarında, “Subay Yemini” etmelerinde ve “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” demelerde değil, 10. Yıl Marşı’nın, İzmir Marşı’nın ve Atatürk adının geçtiği yürüyüş kararlarının yasaklanması gafletinde aranması çok daha doğru olurdu.
Atatürkçü Düşünce Derneği olarak, 358 şubemiz, 39 temsilciliğimiz ve 75 bin üyemizle teğmen evlatlarımızın ve değerli komutanlarımızın yanındayız, kamu vicdanını ağır yaralayan bu haksız kararın bağımsız yargı tarafından düzeltileceğini umuyor, bekliyoruz.”

Atatürk ve Cumhuriyetten Yana Taraf Haber Merkezi