Buyurun cenaze namazına… – Yusuf İpekli Yazdı

Buyurun cenaze namazına… – Yusuf İpekli Yazdı
Yayınlama: 17.09.2024 15:19
A+
A-

Toplumsal çürüme, yüz yıllardır vatandaşın kanını emen feodalizm, bozulan ekonomik yapı, leşe dönüşen sosyolojik çürüme ve kangreleşen demografik dönüşüm bataklığından çıkış yolları arayan halkın yüreği, Narin’den gelen acı haberle inanılmaz biçimde sarsıldı, yandı.

Son derece profesyonelce işlenmiş bir cinayet ve cinayet sonrası ortaya çıkan sıcak gelişmeler enine boyuna tartışılırken, ipin ucunun nereye varacağı tahmin bile edilmiyordu.

Cinayetin içinde kayın yenge ilişkisi olabileceği konuşuluyordu. Para bir başka boyuttu. Ağabey, amca, yenge, kuzen, işçiler… Bunlar arasındaki henüz çözülemeyen bağlantılar… Çelişkili onca ifade.

Siyasi boyut!

Cansız bedenin çok iyi kurgulanmış biçimde su içinde yok edilme gayreti…

Ve tabuta örtülen gelinlik…

Halk, duyarlı davranarak Narin’e sahip çıktı.

Üç yurttaştan ikisinin gündeminde Narin vardı.

Ben de bir sohbette demiştim ki, “yarın birgün yeni yepyeni yapay gündemler oluşturulur Narin cinayeti soğumaya bırakılır”.

Çünkü cinayetin işlendiği köy ile ilgili kamuoyunda pek de tekin olmayan söylentiler dolaşıyordu.

Sis perdesi kalın, koyu; sis perdesi karmaşık, sis perdesi adeta alev topuydu.

Tartışma sürerken yirmi iki yıllık mutlak iktidar sahibinin devlet içinde oldukça etkin olan, okul arkadaşlarını, ortaklarını devletin en kritik yerlerine yerleştiren mahdumu çıkıp dedi ki, “Ben ekonomistim.  Benim de emeklilik hakkı kazanmama vesile olan EYT yanlış bir uygulamaydı. Fatura ağır. Muhalefet, ah muhalefet. Başımıza belayı sardın.”

Buna ne denir biliyor musunuz?

Buyurun cenaze namazına!

Gündem değişir mi?

Elbette.

Yandaş medya mahdumu yere göğe sığdıramazken, muhalif medya oğul babaya, Bilalizm Erdoğanizme karşı diyerek söylem üzerinde tepinir durur.

Seksen bir doğumlu birinin nasıl EYT’li olduğu ise lastik gibi sündürülür.

Nasıl?

Derken cinayetin bağlantılı olabileceği konuşulan radikal bir siyasi partinin genel başkanı çıkıp “Anayasanın 1, 2 ve 3. maddelerini değil de 4. maddesini değiştirelim.” deyiverdi. Hem de “ahmaklar iyi duysun” naraları eşliğinde…

Hoppala…

Narin,

Karmakarışık cinayet,

Ekonomist babanın ekonomist oğlu,

Radikal parti,

Anayasa…

Bakınız ekonomist oğulun amacı gündem oluşturmak. Gündem değiştirip gündemde kalmak. Çünkü o da biliyor ki, halkın babadan umudu filan  kalmadı.

Örnek bol.

Baba Aliyev, oğul Aliyev.

Baba Esat oğul Esat.

Baba Buş oğul Buş.

Ve Kuzey Kore…

Konu o değil de şu anayasa meselesi önemli.

Adam çıktı dördüncü madde dedi, bu madde değişmeli. Bu maddeye karşıyım.

Nedir anayasanın dördüncü maddesi?

“Anayasanın ilk üç maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.”

İlk üç madde ise şöyle…

Anayasanın 1. Maddesi: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.”

Anayasanın 2. Maddesi: “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

Anayasanın 3. Maddesi : “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.

Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Milli marşı “İstiklal Marşı”dır.

Başkenti Ankara’dır.”

Gücünüz yetmez ya, söyle bakalım sen bu maddelerin neyine, niçin karşısın?

Cumhuriyete mi karşısın, Atatürk milliyetçiliğine mi?

Laikliğe mi karşısın , ülkenin bölünmez bütünlüğüne mi?

Türkçe’ye mi karşısın, ay yıldızlı bayrağa mı?

İstiklal Marşı’na mı karşısın, yoksa Başkent Ankara’ya mı?

Gerçi niyetin belli. Amacın açık.

Kürtçe, arapça diyorsun, hilafet ve hilafet bayrağı özlüyorsun milliyetçiliği bayraklaştıran küçük ağabeyin suskun.

Neden?

Ekonomiyi batıran, halkın canına okuyan, yoksulu daha yoksul zengini daha zengin yapan büyük ağabeyin suskun.

Neden?

Gündem değişsin. Batık ekonomi konuşulmasın. Narin üzerinden feodalizm tartışılmasın.

Gerisi mühim değil öyle mi?

Gerçi o, BOP’un eş başkanı olduğundan her şeye razı, halkı kandırmak için radikal çıkışlar yapar bazı bazı…

O kadar kolay değil beyler.

Anadolu’nun her hanesinden en az bir şehit verilerek kurulan cumhuriyeti yıkmak hiç kolay değil.

Öyleyse getirin sandığı önümüze,

Bir tokat atalım dünümüze,

Hep birlikte, alkışlarla kavuşalım,

Hasretini çektiğimiz, aydınlık, güler yüzlü, yeni günümüze…

  • YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN 

1964 yılında Ankara İli Kalecik İlçesinde doğdu. Çiftçi bir ailenin çocuğu. 1985 yılında mesleğe ilkokul öğretmeni olarak başladı. Türkçe öğretmeni oldu. 20 yıl okul müdürlüğü yaptı. 35 yıl emek verdikten sonra emekli oldu. Özel eğitim alanında 3 yıl müdür olarak özel sektörde çalıştı. Halen özel eğitim öğretmeni olarak görev yapıyor. Makale, inceleme ve araştırmaları Öğretmen Dünyası, ABECE, Eğitim Yaşam, Çağdaş Eğitim dergilerinde yayımlandı. Kalecik Gazetesinde 10 yıl köşe yazarlığı yaptı. Halen HANHANA isimli kültür ve sanat dergisinin editörüdür. Şiirlerini, 1. Çığlığa çağrı 2. Sensiz akşamların yorgun geceleri 3. Gökyüzüne kafa tutan sağanak; AB projesiyle gittiği Avrupa izlenimlerini, "Okulumuz Avrupa" da isimiyle kitaplaştırdı. Basıma hazır kitap taslakları mevcut. Evli, 2 çocuğu, 3 torunu var.
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.