CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı yaptı. Özkoç, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda İçişleri Bakanlığı’nın …
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı yaptı. Özkoç, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda İçişleri Bakanlığı’nın 2021 yılı kesin hesabı ile 2023 yılı bütçesi üzerine dün yapılan görüşmelerdeki tartışmaları dile getirdi.
Özkoç’un konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
‘ONURLU BİR İNSAN O MAKAMI HEMEN TERK EDER’
Bundan 6 gün önce Taksim’de çok üzücü bir patlama gerçekleşti ve 6 vatandaşımız maalesef hayatını kaybetti. Onlarca yaralı var. 6 vatandaşımızın hayatını kaybettiği dakikalardan sonra İçişleri Bakanı, Taksim’de açıklama yaptı. ‘Ben mahcubum’ dedi. İçişleri Bakanı, bir terör olayından sonra eğer o terör saldırısını engelleyemediği için, gerekli tedbirleri alamadığı için mahcupsa, mahcupluk kendi görevini layıkıyla yapmamak demektir, o zaman onurlu bir insan o makamı hemen terk eder.
‘TERÖRİSTLER FİNK ATIYORSA, SEN O KOLTUKTA NEDEN OTURUYORSUN’
Bu, İçişleri Bakanı için bir ilk değil. Bundan önce Mersin olayında da Kadıköy’de de ve buna benzer diğer olaylarda da buna benzer açıklamalarda bulundu. Ama en skandal açıklaması, yine bir iki gün sonra Taksim’de verdiği bir demeçte ortaya çıktı. Dedi ki bir yıl önce bütçe komisyonunda, ‘Artık teröristleri ayakkabı numaralarına kadar tanıyoruz, ne zaman istersek onları orada bulur enselerinden yakalar getiririz’ diyen İçişleri Bakanı, Taksim patlamasından sonra televizyonların karşısına geçip yüzü hiç kızarmadan İçişleri Bakanı olarak, Türkiye’de, Nusaybin’de, Kızıltepe’de teröristler fink atıyorlar, yabancı ülkelerin ajanları fink atıyor, ne yapabiliriz’e getirdi. Eğer Türkiye topraklarında teröristler fink atıyorsa, yabancı ülkelerin ajanları fink atıyorsa sen bir kere o İçişleri Bakanlığı koltuğunda neden oturuyorsun, bunu milletimize açıklaman gerekir. Neden tedbirleri almadınız? Neden milleti bugüne kadar kandırdınız? Neden milletimize ‘biz terörü bitirdik, biz teröristlerle ilgili her türlü bilgiye sahibiz’ dediniz?
‘KENDİSİNE BÜTÜN BU SORULARI YÖNELTTİK’
Üzerinde kamuflaj elbiseleri vardı, ayağında postal vardı. Yani Taksim Meydanı’nda herkesin gözüne batıra batıra bu terör eylemini gerçekleştirdi. İçişleri Bakanı, ‘Mahcubuz’ dedi. 6 vatandaşımız evlatlarımız, çocuklarımız, kadınlarımız orada vefat ettiler. Senin mahcubiyetinin bedelini milletimiz canıyla ödedi. Sonra ‘Ben ne yapayım, Türkiye topraklarında terör örgütleri, yabancı ajanlar fink atıyor’ dedin. Şimdi, biz de dün akşam TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda İçişleri Bakanlığı ile ilgili yapılan toplantıda kendisine bütün bu soruları yönelttik.
‘O KENDİ SİYASİ İKBALİNE ÇALIŞIYOR’
Hatta kendisine Amerika’yı da hatırlattık. Ya sen Amerika arkasındadır dedin, ondan sonra bunun arkasından herhangi bir açıklama yapamadın. Sen taziyeyi kabul etmiyorum dedin, senin genel başkanın sen kim oluyorsun deyip gitti, ABD başkanının elini sıktı, taziyeyi kabul etti. Sende hiç mi utanma, sıkılma yok? Ama anladık ki durum başka. Süleyman Soylu, aynı zamanda sadece mensubu olduğu parti ile ilgili bir iddiası yok ya da İçişleri Bakanlığı ile yaptığı görevlerle ilgili bir iddiası yok, bunları düzgün yapmakla. O kendi siyasi ikbaline çalışıyor. Hem partisine karşı, hem de ülkede İçişleri Bakanlığı görevini yaparken kendi siyasi ikbalini inşa edecek bir şekilde kendisini konumlandırıyor. Kendisini her şeyin üstünde görüyor. Öyle ya Recep Tayyip Erdoğan’a karşı damadını dahi yedirip, orada görevde kaldı ya. Recep Tayyip Erdoğan onu niçin tutuyordu? Neden orada bulunduruyordur? Bir tek nedeni var, girdiği bütün kirli ilişkilerde Recep Tayyip Erdoğan’ın bilgisi var.
‘SBK, KAÇMADAN ÖNCE SOYLU’NUN MAKAMINDAYDI’
O da ona mesaj yolluyor, TBMM’den. Kendisine komisyonda kara para aklayıcısı Sezgin Baran Korkmaz’ı sorduğumuzda dedi ki ‘Biz onu devletin en üst biriminden en alt birimine kadar birlikte kaçırdık.’ En üst birim kim, Recep Tayyip Erdoğan, en alt birim kim, kendisine varıncaya kadar Adalet Bakanlığı ve diğer kurumlar. Sezgin Baran Korkmaz, kaçmadan bir gece önce neredeydi? İçişleri Bakanı Soylu’nun makamındaydı. Sonra, bu itiraf geldi. Biz bunu elbette ki soracağız.
‘ÇELİŞKİLİ İFADELER VERİYOR’
Bunun üzerine çelişkili ifadeler de veriyor. Üstelik de terör olayları ile ilgili de çelişkili ifadeler veriyor. Neden? Çünkü emniyet mensupları kendisine güvenmiyor. Çünkü emniyet mensupları ona doğru bilgiyi anında ulaştırmıyorlar. Yapmaları gerekeni yaptıktan sonra bakan sıfatıyla ona bilgi veriyorlar. Neden, çünkü Soylu’ya güvenmiyorlar. Soylu, kendi siyasi ikbali için herkesi satabilecek bir kişiliktir.
‘KÜFÜRLER, HAKARETLER ETMEYE BAŞLADI’
Komisyonda hiçbir sorumuza cevap vermedi. Uyuşturucu ile ilgili sorulara da cevap vermedi. Türkiye’ye binlerce ton uyuşturucu giriyor. Türkiye’nin 81 ilinde met, çocuklarımızı öldürüyor. O kendi başarısından bahsediyor, yüzü kızarmadan bunu yapıyor. Ama biz kendisine bir soru sorduk, bütün sinir sistemi ayağa kalktı. Birden küfürler, hakaretler etmeye başladı. Sorduğumuz soru çok yalın, Kolombiya limanından getirilmek üzere yola çıkan 4,9 ton kokain ile ilgili buradaki alıcı diye tutukladığın M.K.’nin arkasında kim var diye sorduk. Çünkü M.K. paravan bir kişi. 500 TL’lik bir şahıs şirketi, kendi evini şirket binası olarak göstermiş, zavallı bir adam. Peki 4,9 ton kokaini teslim alacak baron? O kim? Neden 1 buçuk adli yardım talebinde bulunmadın diye sormuştuk. Yüzü kızarmadan pandemi var demişti. Şimdi pandemi mazeretine de sığınamayacağı için birden hakaretler etmeye başladı.
‘GÖREVİNİ YAPMAYDIYSAN NAMERTSİN’
Büyükşehir Belediyelerimiz başta olmak üzere görevde bulunan bütün ilçe belediyelerimize varıncaya kadar her biri tertemiz vatandaşına hizmet ediyor. Soylu’ya orada da sorduğumuz gibi asla onlarla ilgili en ufak bir bilgiyi ve belgeyi ortaya koyamıyor. Koyamaz da çünkü belediyelerimiz tertemiz. Ama kendi beceriksizliklerini belediyeler üzerinden örtmeye çalışıyor. Neymiş efendim Mersin’de İstanbul’da terör örgütü unsurları çalıştırılıyormuş. Eğer o unsurlar orada çalıştırılıyordu da sen onlarla ilgili gerekeni yapmadın, onların orada bulunmasına müsaade ettiysen namertsin. Görevini yapmadıysan namertsin. Orada herhangi bir kişi işe girebiliyorsa Adalet Bakanlığı’ndan temiz kâğıdı alıp da işe giriyor. Siz belediyelere Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı herhangi bir şekilde kumpas mı kuruyorsunuz ki bunu bu şekilde ifade etmeye çalışıyorsunuz.
‘YARGININ KARŞISINA ÇIKACAK’
Bizim kendimiz ile ilgili bir kuşkumuz yok. Ama hem AKP iktidarının yöneticileri ile hem de kimlikten yoksun Süleyman Soylu ile ilgili bilgilerimiz ve belgelerimiz var. İşlediği bütün suçlarından dolayı yargının karşısına çıkacak. İşlediği bütün suçların hesabını verecek, kaçamayacak.”(Cumhuriyet)