Eski MSB Genel Sekreteri Ümit Yalım’ın Arif Çetin’e hakaretten yargılandığı davada karar aşamasına gelindi

Eski MSB Genel Sekreteri Ümit Yalım’ın Arif Çetin’e hakaretten yargılandığı davada karar aşamasına gelindi
Yayınlama: 11.09.2024 20:25
A+
A-

”Ege’de 20 ada ve 2 kayalığın Yunanistan tarafından işgal edildiğini” iddia eden eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım’ın dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin’e hakaret ettiği gerekçesiyle açılan davada, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, esas hakkındaki mütalaasında Yalım’ın cezalandırılmasını talep etti. Yalım, 12 Eylül’de bir kez daha hakim karşısına çıkacak. Bu duruşmada, kararın çıkması bekleniyor.

Eski MSB Genel Sekreteri Ümit Yalım, “Süleyman Soylu, Yunan vatandaşı vali ve belediye başkanlarını neden görevden almıyor” ve “Kuva-yı İnzibatiye saldırıya geçti” başlıklı iki yazı kaleme aldı. Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin’in avukatı eski AK Parti Çankaya İlçe Başkanı Alaaddin Varol, Yalım’ı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet etti. Yalım hakkında Arif Çetin’e hakaret ettiği gerekçe gösterilerek başsavcılık tarafından soruşturma başlatıldı ve akabinde dava açıldı.

19 Aralık 2023 tarihinde Ankara 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada Yalım savunmasında özetle, “Türkiye’nin batısındaki topraklarımız/adalarımız, Ankara’dan değil Atina’dan yönetiliyor. Türkiye adım adım Filistin oluyor. Türk milleti adına beraatımı talep ediyorum. Kahrolsun işgalci Yunanistan, yaşasın Türkiye Cumhuriyeti” ifadelerini kullanmıştı.

‘EMİNAĞAOĞLU’NDAN ÇAĞRI’

YARSAV Kurucu Başkanı ve aynı zamanda Ümit Yalım’ın avukatı Ömer Faruk Eminağaoğlu duruşma öncesi açıklamada bulundu.

Eminağaoğlu,”Halkımızın, demokratik kitle örgütlerimizin, siyasi partilerimizin, basın ve yayın organlarımızın davayı takibi büyük önem taşımaktadır.” ifadelerini kullandığı açıklamasında şunları söyledi:

“MSB Eski Genel Sekreteri Ümit Yalım 07.5.2021 tarihinde, Ege Denizinde işgal altındaki bazı adalar ve bir kayalık konusunda dönemin Jn.Gn.K. Orgeneral Arif Çetin’in görevini yapmadığını, bu nedenle ülkenin asayiş ve bütünlüğü yönünden anayasanın ihlal edildiğini söylemiş, bunu haritalar ile de ortaya koymuştur.

(AKP’li bazı bakanların 2012, 2015 ve 2024 yıllarında TBMM tutanaklarında suçlamaya konu edilen dört ada ve bir kayalığın hukuksal durumu hakkında Ümit Yalım ile aynı paralelde beyanları bile görülmüştür.)

Ümit Yalım’ın bu beyanı karşısında her nedense hakkında, Arif Çetin’e kamu görevinden dolayı hakaret suçu yönünden 28.7.2023 tarihinde iddianame düzenlenmiş ve duruşmada cumhuriyet savcısı da cezalandırılmasını istemiştir.

Davada konunun uzmanlarından bilimsel görüşler de alınmıştır. Birisi, Türk Tarih Kurumu Başkanlığı da yapmış tarih profesörü diğeri Genelkurmay Başkanlığı’nda Kıbrıs Yunanistan Daire Başkanlığı da yapmış emekli tümamiral olan alanlarında son derece yetkin uzmanlar tarafından sunulan 9 ayrı haritada da, Ümit Yalım’ın beyan ettiği gibi 2016 -2020 yılları arasında işgal edilen, 4 ada ve 1 kayalığın, Türkiye Cumhuriyeti egemenliği altında olduğu tartışmasız biçimde her yönüyle ortaya konulmuştur.

Bilindiği üzere Osmanlı İmparatorluğu dava konusu yerleri Sevr Antlaşması ile elinden çıkarmıştır. Ancak Büyük Millet Meclisi, Sevr Anlaşmasını yok hükmünde saymış, imzalayanları vatan haini olarak ilan etmiştir.

Dava konusu yerler, (Sevr Antlaşması yok hükmünde olduğu için) Osmanlı İmparatorluğu’nun halefi olarak 1922 tarihli ve 307 sayılı Büyük Millet Meclisi kararı gereğince, yine 1923 tarihli Lozan Antlaşması gereğince Türkiye Cumhuriyeti egemenliği altındadır.

Bugün kurucu Büyük Millet Meclisi kararlarının, Lozan Antlaşması’nın ve Anayasanın değiştirilemez hükmü olan ülkenin bölünmezliği ve bütünlüğünün savunulması ve bunlara bağlılığın ifade edilmesi, Ümit Yalım’ın şahsında yargılama nedeni yapılabilmiştir.

Bu yargılamanın bir diğer anlamı, hukuken mümkün olmasa da ülke sınırlarının tartışılabildiği vahim bir duruma yol açılması, artık Sevrin farklı yöntemlerle gündeme taşınabilmesi, Yunanistan’a da tarih boyunca elde edemediği yerlerin artık mahkeme kararı adı altında sunulabilme fırsatı yaratılabilmesi demektir.

12 Eylül 2024 Perşembe Saat 10:30’da Ankara 33 üncü Asliye Ceza Mahkemesinde (Sıhhiye adliyesi, C Blok, 2 nci kat) yapılacak duruşma muhtemelen karar duruşması olacaktır.

Halkımızın, demokratik kitle örgütlerimizin, siyasi partilerimizin, basın ve yayın organlarımızın davayı takibi büyük önem taşımaktadır.”

Atatürk ve Cumhuriyetten Yana Taraf Haber Merkezi