Bugünlerde ülkemizin gündeminde eğitim, istilacı göç, ekonomi, hukuksuzluk, terör gibi pek çok sorun bulunmaktadır. Üstelik bunların yanında şimdi yeni anayasa diyerek federatif yapıda, etnik kimlikli ve çok dilli anayasa yapmak için hazırlıklar yürütülmektedir. Bunları perdelemek için siyasi iktidar ülkemizin gündemini sürekli olarak değiştirme gayreti içindedir. Bunun son örneği ise Köfteci Yusuf adlı firmadır.
1996 yılında İznik’te kurulan Köfteci Yusuf, ülkemizde 42 ilde 278 şubede yaklaşık 12.000 çalışanı ile 28 yıldır hizmet veren, et ve restoran sektörünün lider firması konumundadır. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 2024 yılının Şubat ayında yapılan denetimlerde, iki şubesinden alınan örneklerde domuz etine rastlandığı saptanmıştır. Üretim numunelerine bakılan zaman aralığının üzerinden 8 ay geçtikten sonra Ekim ayında açıklanması ilginçtir. Günümüzde yüz binlerce kişiye ulaşan, binlerce şirketle tedarik zinciri kuran ve yüksek marka değerine sahip bir firmanın, kendisine hiçbir yarar sağlamayacak böyle bir eylemi gerçekleştirmesi inandırıcı gelmemektedir.
Köfteci Yusuf günlük 100 ton köfte satışı yaparak, yıllık yaklaşık 2 milyar dolar ciro elde etmektedir. Böyle bir firma domuz eti kullanarak maliyetlerin düşürülemeyeceğinin bilincindedir. Maliyetler hindi, tavuk eti ve at, eşek eti kullanılarak düşürülebilir. Domuz eti kullanıldığının açıklanması, firmanın itibarını ve ticaretini tamamen bitirmek için yapılmış bir kumpas gibi görünmektedir. Yurtdışından gelen ortaklık tekliflerini reddetmiş ve mafya ile haraç kesenlere karşı cesurca durmuş, malını kaptırmamış yerli ve milli olan bu firmanın, düşmanlar edinmesi doğaldır. Yerli ve milli firmalar ortadan kalktığında, yerlerini küresel gıda devleri alacaktır. İşte bu durum, akıllara bir sabotaj olasılığını getirmektedir.
Analiz raporunda sadece %0,01 oranında bir sonuç çıkmıştır; yani 1 kilogramda 10 gram. Bu oran firmaya herhangi bir katkı sağlamaz. Bu firmanın kendi büyükbaş hayvan çiftlikleri bulunmaktadır, bunun yanında Et ve Süt Kurumu’ndan da yoğun olarak et almaktadır. Bu durumda Et ve Süt Kurumu’nun ürünlerine de eş zamanlı olarak denetim yapılması gerekir.
Binlerce yabancı markayı boykot etme ve karalama çabamız başarısız olurken, hızlı ve kararlı şekilde büyüyen, başarılı bir Türk firmasını hemen batırma potansiyelindeyiz. Bunun için domuz kullanılmaktadır; domuz eti denince akıllara İslam’daki günah kavramı geliyor. İsteyen, istediği eti yiyebilir; dinen günah kavramı nedendir, ne içindir? 1400 yıl önceki olguların günümüzde artık geçerliliği olmamalıdır. Yolsuzluk, rüşvet, israf, taciz, tecavüz, cinayet ve sokak hayvanlarının öldürülmesi günah sayılmazken, domuz eti yemenin günah sayılması, 21. yüzyılda sorgulanmalıdır.
7 Temmuz 2006 tarihindeki Resmi Gazete’de yaban domuzu, çiftlik domuzu, at ve tavşan Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın 2006/31 numaralı tebliği ile “Kasaplık Et” kategorisine alınmıştı. Türkiye Cumhuriyeti ve Sudan Cumhuriyeti Arasında Ticaret ve Ekonomik Ortaklık Anlaşması kapsamında Cumhurbaşkanına doğrudan yetki verilmesine ilişkin kanun teklifi 9 Ekim 2024 tarihinde TBMM Dışişleri Komisyonu’nda kabul edildi. Anlaşmaya göre Türkiye, Sudan’dan yapılacak 500 ton at, eşek veya 500 ton domuz eti ithalatında vergi almayacak. Bunun yanında balık, sebze, peynir, tereyağı gibi süt ürünleri, canlı büyük ve küçükbaş hayvanlar, alkollü içecekler için de %100 gümrük indirimi getirilmesi kabul edildi.
Ülkemizde tarımsal destekler yetersizken, çiftçimiz üretim yapmakta zorlanıp maliyetler altında ezilirken, Sudan çiftçisine ve üreticisine para kazandırmak nasıl bir politikadır? TBMM’nin bu teklifi reddetmesi, öncelikle kendi çiftçimizi ve üreticimizi destekleyecek uygulamaların hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Zar zor geçinen insanların dışarıda kazıklanmadan sağlıklı et yiyebileceği, kentler arasındaki duraklarda hızlı, ucuz, kaliteli ve güvenli şekilde yemek yiyebildiği bir firmaya atılan çamur, geri tepecektir. Daha öncede bu firmaya kumpas yapılmak istenmişti, yine böyle benzer bir söylenti çıkarılmıştı; hedeflerine varamadılar ama plan yapmaya devam ediyorlar. Dürüst insanlar, dürüst ve güvenilir firmaların arkasında durmaz ise, gün gelir güvenebileceğimiz hiç kimse kalmaz. Yüzde yüz yerli ve milli olan Köfteci Yusuf Akkaş’ın çıktığı yolda daha ileriye giderek, büyük başarılara imza atmasını diliyoruz.
Azim ve Karar
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: