Hektor’un Hesabı Henüz Kapanmadı | Cem Ayaz Yazdı

Hektor’un Hesabı Henüz Kapanmadı | Cem Ayaz Yazdı
Yayınlama: 22.02.2023 15:47
Düzenleme: 22.02.2023 22:42
A+
A-

Dinci, etnikçi ve yanına, demokrasi soslu Türkiyeli siyaseti de koyduğunuzda, vatan ve ulusun içinde, 1919 ruhunu yaşatacak bir hal ve gidiş bulabilir misiniz?
Bu konuyu biraz düşünmek gerek…

O ruh, 1919 ruhu,  bu topraklarda hala yaşıyor mudur sizce?
O ruh ki;
Ekmeleddin vakasında tıpış tıpış sandık önünde değil miydi?
O ruhtan geriye kalanı ki;
T.C. tabelaları bir bir devlet dairelerinden alaşağı edilirken, bu olayın şakşaklayıcısı, görmezden geleni ve destekleyicisi değil miydi?

İster ezberletilmiş, ister öğretilmiş  çaresizlik deyin, isterseniz başka bir tanımlama yapın, tarih bu acı gerçekleri bir bir kaydediyor.

Bir ülkenin yakın tarihinde yaşadığı, verdiği acı, kanlı ve zorlu bir mücadeleyi çok çabuk unutarak içindeki Truva atları ile biribirine sandık cepheleri açması olayı değil midir bu durum?
Bu olanı biteni,başka türlü nasıl izah edilebilir ki?

Sizce, Amasya Genelgesi’ndeki “Milletin azim ve kararını” bugünlerde biraraya getirmek mümkün olabilir mi?
Bugünkü azim ve karar, iç cephenin Siyaset eli ile birbiriyle süngüleşmesi değil midir?

Bu halkı, kim, nerede, nasıl, ne zaman ve ne için bu karşıtlık zeminine çekmeyi başardı?
Bu cepheleşmede bizlere düşen pay nedir? Üzerine düşünmek gerekir.

Bu soruların cevabı var elbette.
Cevabı bir kaç kırılma ve bükülme noktası.

Atatürk’ümüzü erken, hatta çok erken kaybettik.
Hemen sonrası, bir gün sonrasında da, bu ülkeyi yönetenler ve halk, onun devrim ve ülküsüne sırt çevirdi.
Çevirmedi diyen var ise lütfen tarihsel süreci biraz daha araştırsın, önerim budur. Hemen sonrasında, demokrasiye geçiş kurgusuyla dayatılan o büyük tuzak. Adı çok partili siyasal yaşam.
Son darbe ise, NATO.
Nato’ya, teslim olunan o 1919 ruhu.

Bizimmiş, bizden miş gibi görünen sivil Coniler.
Bizimmiş, bizdenmiş gibi görünen omuzu kalabalık üniformalı Coniseverler.
Üniforması Türk, aklı ithal Mistır kumandanlar.

İlk kurulan sandıktan son kurulan sandığa boğaz boğaza getirilecek olan, kör, sağır ve birbirine bilenmiş memleket çocukları. Bu sürecin başka bir izahı olabilir mi?
Olabilir mi?
Varsa bilmek, öğrenmek isterim.

Hedefin Türk Ulus kimliği, millet olma, millet kalma bilinci olduğunu, Türk halkından halklar, Türk milletinden ümmet yaratma çabasını, sonrasında da iç cephenin bölünmüş ve cepheleşmiş hali ile geleceğimizin yeni Mondros’lara gebe olabileceği ihtimalini düşünmek, bir komplo teorisinden öte tarihten ders alınmış bir öngörü değil midir?
Değil midir?

Bir Truva atı var.
Parti ve particilik.
Bu atın yemlemesi de yine bizim elimizden.
Sandıklar ile yemliyor, semirtiyoruz.

O Truva atları sa, eylemini, söylemini gizlemiyor. Sağa da, sola da baksanız bu Truva atlarını çok iyi görebiliyorsunuz.

1919 ruhunu bir araya getirmek en önemli ödev ve görev olmalıdır diye düşünüyorum.
Bu kafayla, bu yığınlar ile zor biliyorum. Çünkü, herkes kendi partisine kul, çünkü, herkes kendi Genel Başkan Tanrısına köle.

Neden yaşıyoruz  peki bu durumu?
Bu hale nasıl geldik?
Bu hale nasıl getirildik?
Bu mudur demokrasi?
Yanıtlarını size bırakıyorum.
Fakat hatırlanması gereken bir söz var:
Gazi Paşa “Hektor’un öcünü aldık” demişti. Sanırım birileri için, Hektor’un hesabı henüz kapanmadı.
Hektor’un hesabı henüz kapanmadı…

Atatürk ile kalın.
Selam ile…

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: