Sarhoş Değil, Ayık Olma Vaktidir Artık – Nurdan Savaş Yazdı

Sarhoş Değil, Ayık Olma Vaktidir Artık – Nurdan Savaş Yazdı
Yayınlama: 03.04.2024 15:53
A+
A-

Muhalif seçmenin zafer sarhoşluğunda gözden kaçırdığı değişime derinden bakarak nedenlerini sorgulaması gerek…

Yıllardır yaşadığımız seçimlerden sizce de, çok farklı,kaosun ve hile söylentilerinin olmadığı sakin bir seçim değil miydi ?!

Yıllardır muhalif kesimin “demokratik ve adil bir seçim yok,çaldılar” dediği seçimler silsilesinde,

31 Mart seçimlerinin demokratik bir seçim olduğuna inandıran neydi?

21 yıllık iktidarı süresince son yıllarda uyguladığı ekonomik politikaları ile her alanda yıpranmış olsa da,Akp seçmeni partisinden mi vazgeçti?

Akp seçmeni ekonomik politikalarında tutarsız söylemlerini mi cezalandırıp en kadim muhalif parti CHP’de birleşip Akp’nin çöküş yolculuğunu mu başlattı?

Seçim öncesi emeklide yükselen maaş artış talepleri ile ses yükselten emekliler mi AKP’yi cezalandırdı?

Hazinedeki yükselen borçlar ve Akp’nin tarikat ve cemaatlere verdiği tavizler mi seçmene adres değiştirtti?

Bu sorular çoğaltılabilir ancak en önemlisi Erdoğan’ın seçim sonuçlarını kolay kabullenmesi ve ılımlı bir konuşma yapmasına dikkat çekmek istiyorum.

Erdoğan yerel seçimleri neden muhalefete verdi?

Geçtiğimiz genel seçimlerde tüm bu sorunlar mevcutken ekonomiden memnun olduğunu söyleyen emekli ve Akp seçmeni oy tercihini değiştirmemiş,

Erdoğan’da kıyasıya mücadele etmişti. Yerel seçimlerde Millet ittifakı tarafında kıyasıya bir rekebet ve çaba göstermeyen,belirlemiş olduğu adayların

zayıf olduğu için sahaya inen Erdoğan’ın asıl hedefi neydi?

Erdoğan yerel seçimlere gereken özeni göstermemekle birlikte bir an önce seçim olsun bitsin yaklaşımı da gözlerden kaçmamalı…

Peki hangi telaşla ve neden?

Derinlemesine sorgulanıp analiz edilmesi gereken en önemli nokta burası işte…

Borç batağında büyük şehir belediyeleri,hazinenin kaynak arayışları,

Bölücü PKK sempatizanları ve meclisteki temsilcilerinin öne çıkardığı söylemler,

Doğu ve güneydoğuda seçim gününde DEM partili vekillerin kışkırtıcı yayınları,

Yeni Anayasa talepleri,

İklim yasası ve birçok Türkiye için tehdit içeren olaylar silsilesi…

Bu çerçevede beklenmedik CHP’nin yükselişi?! Bu duruma CHP bile şaşırdı aslında..

CHP bu seçimleri her ne kadar kendi adına büyük başarı olarak niteleyip algı oluştursa da,durum tam da öyle değil.

Bunu önümüzdeki yıllarda hep beraber yaşayarak göreceğiz.

Kısa dönem bir bakış ile sıralarsak,CHP seçim süresince vermiş olduğu vaadleri yerine getirmek zorunda ve kazandığı tüm büyük şehir belediyelerinde,

öncesinde merkezi yönetim avantajları ve devlet kaynakları ile desteklenen belediyelerin hizmetlerini arttırmak zorunda.

Ve belki de mevcut bir çok borcu da üstlenip ( devredilen ) ödemek zorunda.

Çok kolay olmayacak yani…

Vatandaş 2028 genel seçim öncesi muhalefete güven oyu değil, avans oyu verdi ya da seçmen oyuna geldi…!

Seçim öncesi yazdığım gibi “1 Nisan şakasını kim yapacak” diye sormuştum.

Erdoğan hepimizi şakaladı…

İktidar ekonominin darda olduğu ve halkın her kesiminden ses yükselttiği bu seçimlerde seçim ekonomisi içinde bile yerine getiremeyeceği kadar kötü!

Yükselen enflasyon karşısında eriye Türk lirası,vatandaşın düşen satınalma gücü,büyüyen hazine borçları ve kaynak üretemeyen,

Hazine bakanı M.Şimşek’in kaynak yok veremeyiz Cumhurbaşkanımızın desteği ile programımıza devam ediyoruz minvalinde vurguları sıkça dile getirildi.

İşye tam da bu nedenle Erdoğan büyük şehir belediyelerine de kaynak aktaramayacakları ve borçlu belediyelerin borç yükünü muhalefete bırakmayı tercih etti.

Diğer yandan iktidarın belini büken ve 2028 genel seçimler için risk olan çökmüş ekonominin artarak yansımalarını eritebileceği ve sıklıkla istikrarlı

OVP ile doğru politikaların uygulanacağı vurgulanan program için Erdoğan zaman kazanmış oldu..Erdoğan için yeterli süre var,seçmenini yeniden konsolide edebilir.

Bu dönemi yerele kaynak ayırmadan ekonomiyi toparlamak ve başardık diyebilmek için zamana ihtiyacı vardı ve kaybetmeyi tercih etti.

2028 genel seçimlerini kendisini de iktidara taşıyan “boş tencere”mottosu ile tehlikeye atmaktansa yereldeki kaybı tercih etti.

 

Erdoğan’ın 21 yıldır elinde tuttuğu seçmenini ikna edemediği durumda seçmenin gideceği yeni bir merkezde oluşrurulmaya başlandı.

Y.Refah Partisi! Böylece Belediyelerin çoğunluğunu alarak kendini başarılı gören CHP’nin yukarıda saydıklarımız nedeni ile başarısız olması halinde yeni bir çatı da inşa edilmiş oldu.

Denklem dengeleri çok hassas yeniden kurgulanmış oldu…!

Şimdi tüm bu çerçevede Erdoğan,yaptıkları ve yapmadıkları ile yıpranmış MHP,Hüda-Par,Saadet Partisini,Gelecek Partisini,Deva Partisini ve İyi partiyi yolundan çekerken,

CHP ve DEM beraberliğine vurgulayarak Kürt seçmeni ve aynı zamanda her kesimde ses yükselten halkın birikmiş gazını “al sana ceza,seni uyarıyoruz”

kartını kolayca kabulü ile her kesimin de gazını almış oldu.

İttifak içindeki partilerin taleplerini red ederek de seçmene ana muhalefet partisi CHP’yi adreslemiş oldu.

Geriye kalan Doğu ve Güney doğudaki seçmenin yaklaşımlarıydı.Bu bölgelerde DEM partisinin aldığı oylar ve kazanımları için de daha öncesinde yapıldığı gibi

duruma esas konumda kayyumlar için yasal dayanaklar fazlasıyla zaten mevcut Hiç sürpriz olmaz…Kayyumlar ve kaoslar…!

Bunun yanısıra milliyetçi kanatta yerel seçimlerde oy oranıyla yerini koruyanlar ve yok olanlar çok ciddi analizle yapmalı,

yanlışlarını yada eksiklerini masaya yatırmalı doğru politikalarını daha da yüceltmeli vatandaşın güven eksikliğine neden olan olayları aydınlatmalıdır.

Milliyetçilik kavramının rakip ve seçmen nezdinde doğru tanımlamalı kafatasçılık olarak algılatılan rasismden uzak durmalı ve seçmenleri

bu konuda bilgilendirerek ikna etmelidir. Türk Milliyetçiliği (Her TC Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı her vatandaş için )ile ,

Hitler ırkçılığı algısının farklarının net ve şeffaf olarak ortaya konulması ve altı kalınca çizilmesi şarttır.

Bu anlamda sürekli bu tarafı ile kaşınan ve algı oluşturanların önü kesilmelidir. Milliyetçi kesim de artık bu tuzağa düşmemelidir.

Hangi etnikten olursa olsun aynı toprakları vatan bildiğimiz ve kaynaklarından faydalandığımız ülkemizde hep birlikte hak edildiği akıllardan çıkmamalıdır.

Bu anlamda bölücü ve terörist unsurların ekmeğine bal kaymak sürülmemelidir.

Geriye genel seçimler için kalan siyasi partiler AKP-YRP-CHP-ZAFER-DEM!

Nasıl denklem ?

Vee..Erdoğanın yaptığı konuşmadan birkaç detay,

“31 Mart bizim için bir bitiş değil aslında bir dönüm noktasıdır.”

“Bu seçimim galibi Demokrasidir.”

“Evelallah bundan sonra da başararak yola devam edeceğiz.”

Böyle bir ahvalde değişen Türkiye seçmen tercihinde tabloda,hala yeni anayasa yapmak isteyen ve onayı için hazırda bekleyenleri ile iktidar,özerklik vermeyi ve AB yerel yönetimler şartlarını benimseyen ve sahiplenenleri içinde barındıran ana muhalefet ve bölücülük yapan ve yeni anayasayı destekleyenlerin çizdiği Türkiye tablosunda zafer sarhoşu seçmenler…

Akp seçmeninin kayıp isyanı ve muhalif kanadın zafer sarhoşluğunda toz duman dağılınca köpürtülen zaferin Her iki tarafın seçmeninin ülkesini her seven vatandaş için yukarıda bıyık,aşağıda sakal halâ yerinde!
Tüm milletin sadece biraz daha karanlık kuyulara daha çok inip ışık tutması durumu değiştirecek ve kazanan MİLLET olacaktır.

Son söz olarak,muhaliflerce 21 yıldır sözü edilemeyen Demokrasi ve millet iradesi sandığa yansımış öyle mi?Sahi Türkiye’de demokrasi var mıydı?

Tarih sever, Araştırmacı gazeteci ve yazar.