Memlekette yaşanılanlara bakınca bir atasözü geldi aklıma,
“Dert bir olaydı ağlaması kolaydı.”
Ancak Milletin derdi bini aşınca, yazması bile zorlaştı, ağırlaştı.
Düne kadar “umut fakirin ekmeği” denirdi,
İnsanlar yakında bolluğa, rahata kavuşmanın umudunu yaşarlardı.
Bugünün koşullarında ise Millet, umut fakiri haline geldi.
Umudunu yitiren geleceğini göremez, özgüvenini yitirir, çaresizleşir…
Sinirli, agresif, toplum içinde uyumsuz, şiddete eğilimli, yasalara ve toplumsal kurallara uymayan bir insan haline gelir,
Yaşama sevinicini, dayanışma duygularını da yitirir.
Bu durum insanlarımız, toplumsal yapımız ve ülkemiz için son derece tehlikelidir.
*
2025 Küresel Suç Endeksi’nde Türkiye 10’uncu sırada,
Dünyada organize suç ortalaması 5,08 iken Türkiye de 7,03.
Suç işleyenlerin yoğunlaştığı alanlardan birisi ise devlet bağlantılı suç aktörleri.
Devlet bağlantılı suç aktörlerinde Türkiye’nin puanı 9’a yükseliyor.
Toplum olarak da şiddeti ve korkuyu yaşıyoruz.
*
Pekala umudu kimler var etmeli?
Yanıt belli;
Varlık nedeni ülkeyi yönetmek ve Milletin sorunlarına çözüm üretmek olan siyaset kurumu, siyasi partiler.
Umudu var etme umudu var mı diye önce iktidara bakalım.
RTE-AKP iktidarının Milletin sorunlarını çözmek gibi bir derdi var mı? Hayır, yok.
Türkiye’de terörü bitirecek, barışı getirecek, iktidarını sürdürecek.
Terör derdini nasıl bitirecek?
Terörü var edenin aklı ve desteğiyle…!
*
Demokratik siyasette sorunların çözüm yeri Meclistir, siyasi partilerdir.
Siyaset dışı kuruluş veya kişilerin görüşleri de önemlidir,
Ancak sorunun kaynağı olan kişi ve kuruluşların aklı ve desteği ile sorunu çözmek,
Ya da Millette böyle bir algıya neden olmak,
Demokrasiye, hukuka ve siyasi partilerin varlık nedenine aykırıdır.
Bu temelde Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) verdiği karar, böylesi bir sonucun doğmaması ve demokratik hukuk devletinin varlığı açısından doğrudur.
Sorunları var edenden çözüm beklemek beyhude bir umuttur.
*
Bu noktada Mehmet Şakir Örs’ün Cumhuriyet Gazetesindeki 18 Kasım yazısının son cümlesi adresi gösteriyor;
“Siyasal muhalefet bir umut hareketine dönüşmelidir.”
Millet iktidarda bulamadığı umudu doğal olarak siyasi muhalefette, CHP’de arıyor.
CHP’nin umut olmak için il il, ilçe ilçe Milletle buluşması doğrudur.
Millet meydanlarda CHP’ye desteğini gösteriyor,
Yanıtını beklediği soru ise;
CHP’nin sorunlarını nasıl çözeceği, umudu ve yaşama sevincini nasıl var edeceğidir.
Bu sorunun yanıtı için CHP’nin programını ve kadrolarını oluşturacağı 39’uncu Kurultayın sonuçları önemlidir.
Programıyla ülkeyi hangi politikalarla ve nasıl yöneteceğini gösterecektir.
*
Konu program ve kadrolar olunca söylenmesi gereken gerçekler ve doğrular var.
Günümüz siyaseti, siyasi partiler yasasına ve kendini var eden gerçeklere göre yapılıyor ve Milletin gerçeklerinden uzaklaşıyor.
Uğur Tunçay’ın söylemi yapılması gerekeni gösteriyor;
“Siyasetin gerçeği değil, Gerçeğin Siyaseti” yapılmalıdır.
Gerçek olan da Ülkenin ve Milletin gerçekleridir.
Ülkenin ve Milletin gerçekleriyle kurulmuş olan CHP’nin programı da günümüz koşullarına göre bu gerçeklere yanıt vermelidir.
Siyasi kimliği adında, ideolojisi Kuruluş İlkelerinde yazılı olan CHP, Cumhuriyet Devriminin ve Halkın partisidir, Halkçı ve Devrimci’dir.
Siyasi kimliğini ve ideolojisini yansıtan programı ve kadrolarıyla umudu var edeceğini gösterecek CHP’ye Millet de sahip çıkacaktır.
*
Ülkenin ve Milletin gerçeklerini yazan ve anlatan Fatih Altaylı’nın mahkum edilmesi,
RTE-AKP iktidarının demokrasi ve hukuk anlayışını ve siyasetinin gerçeğini göstermektedir.
Gazetecilik suç değildir.