23 Nisanı Kutlamıyorum!

Ve bugün

 23 Nisan ile ilgili yazmak, 23 Nisanı kutlamak neden hiç içimden gelmiyor?

 CIA güdümlü danışmanlık şirketlerince kurgulanan sınırsız yetkili CB rejimi ile TBMM artık Osmanlı Meclis-i Mebusan düzeyine indirilmiştir.

Osmanlı Meclis-i Mebusan’da hakimiyet, yani son söz padişaha ait iken TBMM ile birlikte hakimiyet kayıtsız şartsız millete verilmişti!

21.yy la giden dünyanın bir çok ülkesinde orta çağ yönetim biçimi krallıklar, imparatorluklar 18. Yy dan itibaren bir bir yıkılır ve yerine çağdaş demokratik rejimler kurulurken, TR neden tekrar Ortaçağ düzenine yeltenir?

Esas amaç TR’yi geri bıraktırılmış bir orta doğu ülkesi yapmak değil midir?

Halifelik özlemleri, BOP Projesi, küreselleşmeci yıkım getiren sömürgeleştiren ekonomi politikaları, federatif yapı hedefleri, devletin kılcallarına çöken orta çağcı yapılanmalar, milli günlerin magazinleştirilip anlamsızlaştırılması vb tümünde hedefi, İbaresi bile kaldırılan TC’nin kendisinin de ortadan kaldırılması değil midir?

TBMM ile birlikte 23 Nisan 1920 de kurulan Cumhuriyetimizin resmen ilanı 29 Ekim 1923’dür.

Ve Türk tipi CB rejimiyle egemenlik tekrar saraya verilmiş olması sonuçta TBMM’nin düzeyi Osmanlı Meclis-i Mebusan düzeyine geriletilmiştir.

Törenlerle magazinleştirilerek içi boşaltılan 23 Nisanı kutlamak hiç içimden gelmiyor.

Ne zamanki TBMM, adı üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi olur o zaman kutlamak isterim.

Not:

Aslında Bende Milli Günlerin Coşkulu Biçimde Kutlanmasından Yanayım!

 Yazımın başlığı ve içeriği ile bu notumun çelişkisi tamamen dikkat çekmek içindir.

 Çünkü 23 Nisan vesilesiyle insanlarımızın farkındalıklarını arttıracak, dikkatlerini çekecek durumu sorgulatacak düşüncelerin ifade edilmesini de çok önemsiyorum.

Ve kendimize körleşen hallerimizi, içi boşaltılmış magazinleştirilerek özü kaybettirilmiş kutlamalarla uyuşturulmuş kitlelerin bir parçası olmadan kutlamaların daha bilinçlendirici olmasından yanayım. Hakkı Güleç