“Bu bir çığlık, bu bir feryat
Ezildik, ezdiler bizi…
Oy, ne hale geldi hayat!
Ezildik, ezdiler bizi
Zulüm artık dizi dizi…” yi
Yasakları, yolsuzluk ve yoksulluğu ortadan kaldıracağız diyerek 3Y formülünü ortaya atıp 21 yıl önce 14 Ağustos 2001 yılında kurulan AKP, 3 Kasım 2002 tarihinde iktidara gelmişti.
Partinin sloganı çarpıcıydı. Amblem dikkat çekici, adında yer alan ‘adalet’ ve ‘kalkınma’ kavramları hem ceplere hem de yüreklere dokunuyordu.
DSP, MHP ve ANAP’ tan oluşan koalisyon hükümetinin beceriksizliği, bu fiili durumun ortaya çıkardığı ekonomik sıkıntılar, siyasal gerginlikler ve sosyal boşluklar, 12 Eylülün faşist askeri darbesinin de hazırladığı fikri alt yapıyla birleşince iktidar adeta altın tepsi içinde AKP’ ye armağan edildi.
Peki aradan geçen 21 yıl içinde yasaklar ne hale geldi? Yolsuzluk azaldı mı; yoğunlaşarak, rutinleşerek, alenileşti mi? Yoksulluk orta(da) mı, kalktı mı?
Yoksa… Milletin beli ne durumda?
Eğitimde durum nasıl? Sağlığımız sağlıklı mı? Tarımda durumumuz ne? Dış politikada kimlerle, neden küsüz? Emekli, işçi, memur kesimi niçin feryat ediyor? Sendikalar neden suskun, nasıl susturuldu? Üniversiteler bilime yakın mı, uzak mı? Ev ve araba sahibi olmak niçin hayal oldu? Gençler neden yurt dışına kapak atmaya çalışıyor? Toplumun ezici çoğunluğu neden yılda bir hafta, on gün tatil yapamıyor? Kadın cinayetlerinin üçe beşe katlanması nasıl izah edilebilir? İşsizlik neden önlenemiyor? Paramız niçin değer kaybediyor? Çocuklarımız tik tok, ınstagram gibi sosyal medyaya nasıl esir oldular? Onlar neden sabahlara kadar adam öldürme üzerine kurulu papçi gibi sanal oyunların tutsağı durumundalar? Göçmen politikası(zlığı) bizi ne hale getirdi? Tarikat ve cemaatlere niye tavizler veriliyor, beslenip büyütülüyor? Liyakat neden görmezden geliniyor? Vatandaşı koruması ve kollaması gereken devletin kurum ve kuruluşları, örneğin enflasyon rakamlarında ve/veya işsizlik sayılarının paylaşımında olduğu gibi halkı niye kandırıyor?
Lisenin 12. sınıfına kadar 12 yıl okula devam eden birey neden hala bırakın çarpma / bölmeyi, toplama / çıkarma yapamıyor, okuyup yazamıyor? Okul terki neden çok yüksek? Gençler neden uyuşturucu tutsağı oldu?
Atatürkçü düşünce sistemine, cumhuriyet devrimlerine, laik yapımıza niçin ihanet ediliyor? Anadolu’ yu kısa sürede imar ederek onlarca fabrika kuran, kalkınma hamlelerimizin mimari, ileri görüşlü, barışsever devlet adamı, dünya lideri Atatürk’ ün eserleri nasıl peşkeş çekilircesine haraç, mezat satıldı? Atatürk adı niçin unutturulmaya çalışılıyor?
Elbette, olup biten bu olaylar karşısında yurttaş neden suskun? Demokratik kitle örgütleri hala neden uyuyor? Muhalefet ne yapıyor, ne yapmıyor?
Bu gelişmeler içinde AKP’ nin rolü ve maksadı nedir?
Yani 21 yıl içinde nereden nereye geldik? O günkü 3 Y olarak formüle edilen yasaklar, yolsuzluk ve yoksullukla mücadele vaadi, bugün nasıl yalan, yandaş ve yalakalığa evrildi?
Kısaca nasıl (k)öksüz hale geldik? Ha(l)k niye unutuldu?
Onlarca, yüzlerce soru(n)…
Bundan sonra bu köşeden görüşlerimi, düşüncelerimi, eleştirilerimi, önerilerimi bazen okuyucularımla sohbet ederek, bazen şiirle, bazen anılarda yolculuk yaparak, samimi duygular içinde sizlerle paylaşacağım.
Bunu yaparken ulusal ve evrensel değerlerden, ahlaki ve etik kurallardan, mensubu ve yılmaz savunucusu olduğum ‘Atatürkçü Düşünce Sistemi’nden, insan ve doğa haklarına bağlılıktan, demokrasiden ve cumhuriyet değerlerinden asla ayrılmayacağım. Öğretmen duyarlılığı içinde kalacağım. Asla kimseye hakaret ve küfür etmeyeceğim. Doğruya doğru, yanlışa yanlış demeye çalışacağım.
Hoş bulduk efendim.