Ekrem İmamoğlu: Siyasi didişmenin limitini aştılar

İBB Başkanı ve cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, hükümetin çıkardığı engellemelere dikkat çekerek “Siyasi didişme bazen olur. Bunu anlarım. Ama bunun bir limiti vardır. Bu kadar olmaz. Zaten limiti aştılar” dedi.

Ekrem İmamoğlu: Siyasi didişmenin limitini aştılar
Yayınlama: 11.05.2023 15:49
A+
A-

İBB’nin “300 günde 300 proje” maratonu, yerli üretim raylı sistem aracı “Tram34”ün tanıtımı ve AR-GE Merkezi açılışı ile tamamladı.

İBB iştirak şirketi Metro İstanbul’un Esenler’deki Genel Müdürlük Kampüsü’nde düzenlenen törende İBB Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu konuştu.

İBB olarak en yüksek bütçeyi raylı sistemlere harcadıklarını belirten İmamoğlu 2030 vizyonlarının 740 kilometre metro olduğunu söyledi.

İmamoğlu “Bu alanda ortaya koyduğumuz vizyonun geldiği noktada, 85 milyonu gururlandıracak bir ana tanıklık ettiğimizi ifade etmek isterim. Tramvay aracımız Tram34’ün tüm tasarım ve tescil süreçlerini tamamladık. Bugün atılan imza ile de Metro A.Ş., inşallah önemli bir adımı atıyor ve üretime resmen başlıyor.”

“KAMUYA PATENTLİ ÜRÜN KAZANDIRIYORUZ”

İmamoğlu söyle konuştu:

*Dört yılda yaptıklarımızı 25 yılla kıyaslıyorlarsa, çok güzel işler başardık demektir. Metro İstanbul, dünyaca tanınan bir İBB markası haline gelmiştir. Daha da yukarılara tırmanacağına da yürekten inanıyorum.

*Bu bizim için büyük bir gurur. Tabii daha da gururlanmak için buradayız. Çünkü hem hafif metro hem de tramvay işlevine sahip kendi raylı sistem aracımızın üretimine başlıyoruz. Gerçek bir milli teknoloji ürünü olması kıymetli.

*Tram34’ü biz üreteceğiz. Çünkü Tram34 sahibi İBB. Tesciliyle, her şeyiyle, AR-GE Merkezi’yle, çıkan tüm patentleriyle ve sevgili yol arkadaşlarımızın emeğiyle bu mümkün oldu.

*Bizim burada bir farkımız, kamuya bir patentli ürün kazandırıyoruz. Yani 16 milyon İstanbul’un hak sahibi olduğu bir ürünü sizlerle paylaşmış oluyoruz.

“O KONUDA DA BİRAZ BEKLETİLDİK”

*Her konuda uğraştırıldığımız gibi, o konuda da biraz bekletildik. Bu konuda cesur olmaları gerektiğini kendileriyle paylaştım.

*Bugün hem Metro İstanbul’un hem de Raylı Sistemler Daire Başkanlığımızın o gün daha fikir aşamasında olan bir projeyi sahiplenmeleri, tüm aşamaları tamamlayarak hayata geçirmeleri çok önemli.

*Yani hem tasarım oluştu hem patent alındı hem sistem olgunlaştı hem müşterisi işe hazırlandı hem de ürün hazırlandı. Şimdi üretimine başlanacak” dedi.

“MİLLET ZARAR GÖRÜYOR”

İBB’ye metrolar konusunda çıkarılan engellere de dikkat çeken İmamoğlu Beylikdüzü Metrosu’nu örnek verdi.

İmamoğlu şöyle konuştu

*Beylikdüzü’nde metronun hikayesi, bende  2002’ye gidiyor. 2004 yerel seçimlerinin seçim vaadi Beylikdüzü Metrosu.

*2003’te de o projenin, istasyonlarının yapılması planlanan yerlerin başka bir devlet kurumundan İBB’ye kullanımının devrine, imzasına şahit oldum. Bir kulübün spor yöneticisiydim.

*Yine üst düzey bir yetkiliyle bir yere giderken, yanımda Beylikdüzü dosyası görünce, sordum. 2003’te, gözümün önünde imzaladığı iş.

*Sene geldi 2023. 20 sene. İşte bu kısıtlar, bunları konuşmak lazım. 20 sene. O gün Beylikdüzü ve civarı 1-1,5 milyon vardı, yoktu; şimdi 3 milyona yakın bir nüfusu ilgilendiren bir meseleden bahsediyoruz.

*Ve yazık, 2 yıldır ego, kibir, siyasi kavramlar üzerinden engellenme meseleleri… Ayıptır. Bunun partisi olmaz. Millet zarar görüyor.

SABİHA GÖKÇEN HATTINA DİKKAT ÇEKTİ

Bakanlığın yapıp İBB’ye devrettiği Sabiha Gökçen Metro Hattı’nın parasının kendilerinden 10 ayda kesildiğine dikkat çeken İmamoğlu, mevzuat değişikliğinden önce bu sürenin 36 yıl olduğuna vurgu yaptı.

İmamoğlu “36 sene çok, bunu 20 seneye bağlayalım’ değil. Neymiş efendim? Ekrem İmamoğlu ya da CHP’li bir Belediye Başkanı görevde. Bana 10 ayda parasını keseceğiniz garantiyi verin, o 740 kilometreyi 4 senede hepsini bitirmezsem namerdim. Ayıptır. Yani devlet, devletin kurumuna böyle bir zulüm yapar mı? İstanbul’un parası. Parayı Hazine yolluyor. Oradan hemen alıp bu tarafa aktarıyor. Bakanlık da çıkıyor işte bir şeyler söylüyor. Bunlar boş işler. Bunların bitmesi lazım. Memleket yoruldu be kardeşim” dedi.

“SİYASİ DİDİŞMENİN BİR LİMİTİ VARDIR”

İmamoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İBB Başkanı olduğu dönemde bakanlık yapan isimlerin kendisini aradığını anlatarak “Benden randevu istedi. Ben ne randevusu diye özel kaleme sorun. Ya bir imzası varmış. Onun için görüşecek dediğinde verdiği cevap, imza için niye gelecek Ankara’ya,  yorulmasın, işine devam etsin. Ben hemen evrakı imzalayıp yolladım’ diyor. O zamanın bakanı başka bir partiden. Siyasi didişme bazen olur. Bunu anlarım. Ama bunun bir limiti vardır. Bu kadar olmaz. Zaten limiti aştılar. Artık onlarla aynı düşünmeyen oluyor terörist. Oluyor vatan haini. Garip bir durum, akıl tutulması, hiçbir vatan evladına bunu anlatamazsın. Bu boş işlerle uğraşmayı bırakalım. Herkesin derdi bu memleketin gelişimi olmalı” diye konuştu.

“KENDİNİ MUCİZE GİBİ ANLATANLARA İTİBAR ETMEYİN”

Gelişmenin bir mucize olmadığını dile getiren İmamoğlu “İnsanların emeğidir. Başka biri başka bir şey yapıyordur, uçak yapıyordur, yapsın. Daha fazlasını yapsın. Bu memlekete emanet artık. Bak biz ne diyoruz? Milletin bu. A partisinin, B partisinin değil, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin projesi. Geçmişten bugüne çalışan insanların emeği kardeşim. Kendisini bir mucizeymiş gibi anlatan bir akla asla itibar etmeyin.  Mucize insanın kendisidir. Çünkü o insan Yaradan’ın mucizesidir. ‘Ben gidersem, memleket veladdalin amin.’ Hadi oradan. Böyle bir şey olur mu ya?” diye konuştu.

“BİZLE MATRAK GEÇİYORLAR”

İmamoğlu şöyle devam etti:

*Bu memleketin 86 milyon insanına güvenen bir akla ihtiyacı var. Önümüzdeki en vahim engel budur. ‘Ben gidersem ortalık duman olacak.’ Faniyiz. Şuradan  çıktığımızda hayatın bitip bitmeyeceğiyle ilgili bir garantisi olan var mı?

*Allah muhafaza, bu şirk koşmak demektir. O bakımdan gerçekten akıl almaz işler bunlar. Bunları aşmamız lazım.

*Anlatamayız gelecek nesle siyasetin gündemini, gülerler bize. Çocuklarımız bize gülüyor zaten. Onun için editler, meditler görüyoruz, uyduruyorlar, dalga, dümen, bizle baya matrak geçiyorlar yani. Bayılıyorum onlara. Bir fırsatı versek onlar uçuracaklar bizi.

“BENİ ALKIŞLARSANIZ KİBİR OLUR”

*İşi alkışlayalım işi. Kişiyi değil. Ben sadece sürecin bir aktörüyüm. Ama iş, kurum, kurallar kalıcıdır. Onları güçlendirelim. Onları alkışlayalım. Beni alkışlarsanız kibir olur.  ‘Her şeyi bilirim.’ Hadi oradan ya.

*Benim bildiğiniz sınırı belli. Ama şunu iyi biliyorum;  bugün 16 milyona yarın 86 milyona güvenmeyi iyi biliyorum

*Bu dönemi bitirmek lazım. Bir avuç insan. Birilerinin zengin olması falan… Duyduğumuz hikayeler tam doğanın kutusu gibi. Siyaseten bundan mutluluk duymam mümkün değil. O işleri ben yıllardır duyuyorum bu arada bir de yaşıyorum yani. 10 yıldır da yaşıyorum.

*Benim başıma gelenlere anlatabilsem, utanıyorum anlatmaya. Çünkü anlatsam içinde vali var, bakan var, kaymakam var, belediye başkanı var, cumhurbaşkanı var. Herkes var. Utanıyorum nasıl anlatayım? Benim cumhurbaşkanım aynı fikirde olmasa da millet seçti.

*Benim valim, benim bakanım. Utanıyorum onlarla yaşadığım diyalogları anlatmaya.  Nasıl anlatayım yani? Erzurum’a gideceğim diye belediye başkanı 50 tane otobüsü meydana çekiyor.

*Bin yıl düşünsem aklıma gelmez. Böyle bir akıl.  O bakımdan bu dönemin bitmesi şart. Cumhuriyetin tüm kurumlarının kol kola gitmesi lazım. 15 Mayıs’tan sonra bunu başarmamız lazım.

“2002’DEN ÖNCE DÜŞÜNMEYEN ZOMBİLERDİK”

*Savunma sanayi raylı sistemler, otomotiv, robotik, havacılık, uzay teknolojileri hiç fark etmez. Ayağa kaldırmak için kol kola girmemiz lazım.

*Bunların hiçbirisi partiyle ilişkili bir şey değildir. Sanki biz 2002’den önce düşünmeyen zombilerdik. Dalan, Sözen, Erdoğan, Gürtuna, Topbaş vardı.  Hepsini çöpe mi atalım yani?

. Biraz avuç insan için ya da bir partiyi ya da bir kişiyi övmek için değil bu teknoloji atılımlarını bu memleketin gençleri için yapacağız. Ayrıcalıklı insanlar yaratmak için değil gençler için yapmak zorundayız. Gençlerimizin bu ülkeyi terk etmek ve bu ülkenin dışında hayaller kurmaları değil, ülkeleriyle gurur duysunlar ve burada hayal kurmaya devam etsinler. Burada değer görmediklerini düşünüyorlar.

*15 Mayıs herkesin evinde, yuvasında başka bir pencere aralasın. Bu, bir kişi meselesi değil. Bu bir anlayış meselesi. Bir anlayış bizi çökertti birçok konuda. Şu an görünmeyen çökertmeler var. Onlar ortaya çıkacak. Çok daha bedeller  önümüze gelecek.

YÜZDE 30 DAHA UCUZA MAL EDİLECEK

TRAM34,  yüzde 60’ın üstünde yerlilik oranıyla hem en yüksek yerlilik oranına sahip olan, hem de fikri ve sınai hakları yerli olan tek raylı sistem aracı.

*Fikri ve sınai mülkiyet hakları tamamen Metro İstanbul’a ait. Tasarımı Türkiye’de, yüzde 100 Türk mühendisler ve teknisyenler tarafından yapılmış ve seri üretime uygun olarak tasarlandı.

*24 metre uzunluğunda ve 2.65 metre genişliğinde olan araç, 216 yolcu kapasitesi ile hizmet verecek.

*İlk etapta üretilecek 34 araç Topkapı-Mescidi Selam Tramvay Hattı’nda kullanılacak. Üretim ve test hattı;  Marmara Bölgesi’nde, yan sanayiye yakın bir lokasyonda oluşturuldu. TRAM34, benzer araçlara kıyasla yüzde 30 daha ucuza mal edilecek. 34 araçlık ilk siparişte 80 milyon avroluk üretim ile Türkiye’ye  48 milyon avroluk katma değer sağlanacak.

KAYNAK:SÖZCÜ

Atatürk ve Cumhuriyetten Yana Taraf Haber Merkezi