Seçimin ardından piyasalarda sert dalgalanma olurken Reuters’a konuşan yerli ve yabancı uzmanlardan dikkat çeken yorum ve tahminler geldi.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri 28 Mayıs Pazar günü yapılacak ikinci tur oylamasına kalırken, sonuçlar piyasada hayal kırıklığı yarattı.
Belirsizlik ve oynaklık artarken, seçim sonrası ilk günde özellikle Borsa İstanbul’da sert satışlar yaşandı.
Reuters’a konuşan yerli ve yabancı uzmanlar, piyasaların yaşadığı hayal kırıklığını ve bundan sonra olabileceklere dair beklentilerini anlattı.
Londra merkezli yatırım bankası Seaport Global’de kredi analisti olan Himanshu Porwal, ikinci turda mevcut Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kazanması durumuna dair senaryosunda üç ekonomide olabileceklere dair üç ihtimale işaret etti.
“Ödemeler dengesi açık verdiği için, piyasalarda satışlar olur” diyen Porwal, “Erdoğan TL’yi savunmak için faizleri artırmayacak, bu yüzden a) TL’yi savunmak için ya daha fazla döviz rezervi edinmek amacıyla bir arkadaşını (Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman, BAE Devlet Başkanı Muhammed Bin Zayid) arayacak; b) Ya sermaye kontrolleri getirecek; c) Ya da TL’nin düşmesine izin verilecek” dedi.
Erdoğan’ın üçüncü seçenek olan TL’nin düşmesine izin vereceğini belirten Porwal, “Bence en sonuncusunu yapacak ve ciddi makro finansal risklerin arttığını göreceğiz. Erdoğan yumuşayıp da faizleri artırmaya karar vermeden önce, bankalardan toplu mevduat çekişi riski olabilir. TL dolar kuru 35’in üzerine çıkar, Türkiye’nin CDS’leri tarihi seviyelere yaklaşır” yorumunu paylaştı.
Reuters’a konuşan diğer uzmanlar ve görüşleri şöyle:
‘BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞI’
Hasnain Malik, Tellimer, Dubai:
“Bu sonuç, muhalefet adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun zaferinin ve onun ortodoks ekonomi politikasına dönüş vaadinin gerçekleşmesini uman yatırımcılar için büyük hayal kırıklığı oldu. Bu umut 11 Mayıs’ta merkezdeki aday Muharrem İnce’nin yarıştan çekilmesiyle güçlenmişti.
Türk varlıklarının değerleneceğine inanan yatırımcılar Kılıçdaroğlu’nun birinci turda kazanmasını bekliyorlardı. Bu beklentiler, Kılıçdaroğlu’nun en iyi ihtimalle ikinci turda kazandığı ve Cumhur İttifakı mecliste çoğunluğu elde ettiği için, meclis ile cumhurbaşkanlığının ayrı partilerde olduğu bir hükümeti kurduğu olasılığa hızla dönüştü. Bu yatırımcılar için en kötü ihtimal ise Erdoğan’ın ekonomisinin tekrar uygulanmaya başlaması.
Kısa vadede acı verici düzeltme adımlarını beraberinde getirebilecek ortodoks ekonomi politikasına dönülmedikçe, Türkiye’de yerel para birimi cinsinden varlıklara olan yatırımlar konusunda, devalüasyonun piyasaları olumsuz etkileyen faiz politikasını yeterince yansıtıp yansıtmadığına ilişkin tartışmaya mahkûm olunacaktır.”
Serdar Pazı, Global Menkul Değerler Araştırma Direktörü, İstanbul:
“Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması iki hafta daha belirsizliğin sürmesi anlamına geliyor, ilk turda biter fiyatlaması ile edinilen kazanım tamamen geri verildi. Bu önümüzdeki iki hafta yüksek volatilite devam eder, CDS yükselişi önemli bir gösterge.”
‘PİYASA İSİMLERE VE POLİTİKALARA BAKACAK’
Mehmet Baki Atılal, A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı:
“Geçen hafta pazartesi ve perşembe günkü fiyat hareketlerine baktığımızda piyasanın Millet İttifakı’nın kazandığı ve ekonomi politikasında değişikliğe oynadığını gördük.
Şimdi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalması gibi bir durum var, piyasa da belirsizliği sevmez, belirsizlik ortamında geçtiğimiz hafta alınan hisselerin satışı da özellikle bankacılık tarafında normal karşılıyorum.
BIST’te geri çekilme kendini 4400 ila 4300 bandında konsolide etmeye çalışacak ki, devamında yükseliş gelsin. Sonra ekonomideki isimler ve politikanın ne olacağına bakacak ardından da tepki hareketine geçmesini beklemekteyiz.”
‘DAHA BÜYÜK DENGELSİZLİKLER OLACAK’
Richarda Briggs, fon yöneticisi, Candriam, Londra:
“Sonuçlar, neredeyse kesin olarak piyasalar için olumsuz oldu. Bu sabahki işlemlerde CDS’lerin ciddi biçimde yükseldiğini, hisse senedi piyasalarındaki vadeli kontratların keskin biçimde düştüğünü ve politika faizinin sürdürülemeyecek statükoda kalacağına dair beklentilerin oluştuğunu gördük.
Yerel müdahale sayesinde döviz kuru çok az oynadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan iktidarda kalırsa, kısa vadede bu durumun sürmesi muhtemel. Fakat bunun maliyeti, merkez bankasının ve yerel bankaların geniş çaplı müdahalelerde bulunması ve zamanı geldiğinde çözülmesi gerekecek daha büyük dengesizliklerin oluşumu olacaktır.”
Himanshu Porwal, gelişen piyasalar kredi analisti, Seaportglobal, Londra:
“Erdoğan’ın kazanması: Ödemeler dengesi açık verdiği için, piyasalarda satışlar olur. Erdoğan TL’yi savunmak için faizleri artırmayacak, bu yüzden a) TL’yi savunmak için ya daha fazla döviz rezervi edinmek amacıyla bir arkadaşı (Putin, MBS, MBZ) arayacak; b) Ya sermaye kontrolleri getirecek; c) Ya da TL’nin düşmesine izin verilecek.
Bence en sonuncusunu yapacak ve ciddi makro finansal risklerin arttığını göreceğiz. Erdoğan yumuşayıp da faizleri artırmaya karar vermeden önce, bankalardan toplu mevduat çekişi riski olabilir. TL dolar kuru 35’in üzerine çıkar, Türkiye’nin CDS’leri tarihi seviyelere yaklaşır.
Erdoğan’ın parasal destek sağlamak için hâlâ büyük bir mali olanağı var. Zaten emekli maaşlarında, asgari ücrette, yardımlarda ve kamu sektörü maaşlarındaki büyük zamlarla çok şey yaptı.”
Enver Erkan, Dinamik Yatırım Menkul Değerler Başekonomisti:
“CDS’ler 70 baz puan artarak 576 seviyesine yükseldi. Cuma günü 493 idi en düşük seviye geçen hafta 477 baz puan test edilmişti. İkinci tura kalınırsa iki haftalık bir belirsizlik olacaktır.
İlk turda bitecek varsayımı ile alım yapanlar satış yapabilirler. Piyasalar için zorlu olmasını bekliyorum.”
‘BORSA İÇİN EN KÖTÜ SENARYO’
Tunç Şatıroğlu, stratejist, Kanal Finans, İstanbul:
“Seçim ikinci tura kaldı ve Erdoğan daha fazla oy aldı. Borsa için en kötü senaryo olduğunu düşünüyorum. Dolar için baskılar ikinci tura kadar sürebilir.
Ek olarak şu anda TL’den kaçmak isteyen yatırımcılar yabancı para cinsi yatırım yapan fonları (eurobond, altın, yurt dışı borsa) tercih edebilirler.”
Elliot Hentov, State Street Global Advisors, Londra:
“Erdoğan’ın ikinci tur dönemine önde girdiği ve sonuç konusunda biraz daha rahat olabileceği göz önüne alındığında, gelecek iki hafta nispeten sakin geçebilir.”
‘TL’DEKİ BASKI HÜKÜMETİ DEĞİŞİKLİĞE ZORLAYABİLİR’
James Wilson, ING, stratejist, Londra:
“Hükümet muhtemelen TL’yi sabit tutmaya odaklanacak, bu nedenle piyasa yaklaşımındaki değişimlerin çoğu CDS ve dolar cinsi tahvil alanında görülecek.
Mevcut hükümet, seçimlerden sonra hâlihazırdaki düşük faiz oranları yaklaşımını sürdürme niyetinde çok netti. Fakat geçmişte yetkililerin krizlere verdikleri tepkilerde pragmatizm işaretleri gördük.
Bu nedenle TL üzerinde daha önemli bir baskı var; bu baskı piyasalardaki algıyı istikrara kavuşturmak için en azından geçici olarak hükümeti politika değişikliğine zorlayabilir.”
‘TL HIZLA DÜŞEBİLİR’
Piotr Matys, Intouch Capital, döviz analisti:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden seçilirse/seçildiğinde, TL çok daha serbest hareket edebilir. Kamu bankaları büyük olasılıkla müdahale etmekten kaçınacak.
TCMB’nin U dönüşü yapmasının ve faizleri artırma ihtimalinin düşük olduğunu göz önüne alırsak, Erdoğan’ın yeniden seçilmeyi başarması hâlinde TL hızla düşebilir.”
Clemens Grafe ve Başak Edizgil, Goldman Sachs:
“Faizler ve CDS gibi piyasa dinamikleri ilk hareket sonrası döviz piyasasına bağlı olacak.
Fakat ikinci tur 2 hafta sonra yapılacak ve sonuçlar Erdoğan’ın kazanma olasılığının beklenenden daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bu akışlar devam edecek ve döviz oynaklığı ikinci tura kadar kontrol altında tutulacak gibi görünüyor.
Nihayetinde TL’de bir miktar düzeltme olmasının gerektiğini düşünüyoruz.”
Moody’s analisti:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tekrar seçilmesi, kalıcı yüksek enflasyon ve TL’deki sert baskılara yönelik risklerin artmasıyla, sürdürülebilir olmayan ve alışılmışın dışındaki mevcut politikaların ve makro ihtiyati tedbirlerin devam edeceği anlamına geliyor.
Aksine, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanması, ortodoks ekonomik politikalara dönüş ihtimalini artıracaktır. Bunun etkili uygulanmaya başlanması hâlinde uzun vadeli kredi notu üzerinde olumlu etkisi olacaktır.
Fakat iki yıldır uygulanan bozucu tedbirlerin geri alınması zorlu olacak ve bu geçici süreçte para politikasından yanlış adım atma riski ve ekonomik ile finansal volatilite de belirleyici olacak.”