Hürriyet | Ayşe Uçar Yazdı

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşında izlediği dış politikayı, Türk dünyasına ve mazlum milletlere dönük yaklaşımını bugünkü koşullarda ülkemize yönelen sığınmacı politikalarını karşılaştırdığımızda ve ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizi de göz önünde bulundurarak, son yıllarda dinin siyasete alet edildiğini de düşünerek bu girişimlerin Cumhuriyetin bağımsızlığına, egemenliğine yönelik ağır bir tehdit değil midir?

Liberal gazeteci ve tırnak içinde aydınların bu günlerde Atatürk’e sarılmaları
hatta liberal cehaletin ”U”dönüşü yapması…!

Liste uzar gider. Son yirmi yılda kaybettiklerimizin haddi hesabı yok!
Tabii, ülkede Hukukun üstünlüğü, güçlünün üstünlüğünün altında ezildikçe daha çok ezilir Türk halkı!

İşte tam da burada seçim startı veren altılı masa Anayasa değişikliği metni devreye girdi.
Özelikle, gerekçe ile açıklanan madde değişiklikleri için Cumhurbaşkanı Erdoğan ”ucube” dedi.
Sayın Cumhurbaşkanı” Anayasa mahkemesi kararını tanımıyorum, saygı da duymuyorum.” demişti. Şimdi yeni teklif için bu sözü (ucube) söylemesini yadırgamadım.

Anayasa, insanların hakkını, hukukun üstünlüğü çerçevesi içinde adaletini sağlamaktadır. HUKUK üstün sayılırsa!

Altılı masanın Anayasa değişiklik metninde en çok vurgulanan ”Hürriyet” Atatürk’ün
”Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” sözünün mührüdür.

Ve bu mühürün elinde olduğunun farkına varmak ise vatandaşın bilinçli olması ile gerçekleşir.

Güçlendirilmiş Parlamenter sistemi öne çıkaran, ortak akıl, ve Devletin görevlerini, insan haklarını koruyarak ortaya koyan bu maddelerin gün geldiğinde arkasında duracak olan yine ; Milletin azim ve kararı olmalıdır.

En başa dönecek olursak, Atatürk’ün yüz yıl önceki akılcı yönetimine bu gün her şeyden çok ihtiyacımız vardır.
Bu sebepten ” Gençliğe hitabe” yi tekrar okuyup, hürriyetimize sahip çıkma görevimizi unutmayın!