Kuzey Kıbrıs Büyükelçisi ve eski TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Vadili Köy Kahvesi’nde yaptığı konuşmada CHP’yi eleştirerek Cumhur İttifakı lehine propaganda yaptı.
Konuşmanın videosunu Kuzey Kıbrıs’ta görev yapan eski hakim Tacan Reynar, Twitter hesabından yayınladı. Raynar, “Sn.Feyzioğlu Türkiye Cumhuriyeti’nin büyükelçisi olarak ve Türkiye’de seçim süreci devam ederken köy ziyaretleri düzenliyor, AKP karşısında bulunan muhalefeti eleştiren açıklamalar yapıyor” dedi.
Büyükelçisi Metin Feyzioğlu’nun bu açıklamalarına eski KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dan tepki geldi.
Akıncı sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Türkiye Cumhuriyeti devletinin tek adam rejimi yerine, çağdaş demokratik bir hukuk devleti olarak kurumsal kimliğine kavuşması en başta kendi yurttaşlarının geleceği açısından önemlidir.” diyerek “TC büyükelçileri ancak böylesi bir düzende, ne bir partinin memuru ne de vali gibi değil, devletin temsilcisi elçi gibi davranabilirler.” ifadelerini kullandı.
Eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı açıklamasında şunları söyledi:
“Türkiye Cumhuriyeti devleti AKP döneminde giderek parti ve lideri ile neredeyse özdeşleşti. Geçen zaman içinde kurumsal yapı yozlaşıp, tek adam rejimi kökleşirken, bunun yansımaları Kıbrıs’ta da fazlasıyla kendini gösterdi. TC devletinin temsilcisi olması gereken büyükelçiler artık AKP’nin memuru gibi davranmaya başladılar. Devletin temsilcisi olarak davranan Kaya Türkmen gibi elçilerin ise Lefkoşa’daki ömrü 8 aydan uzun olamadı.
2020 KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında TC büyükelçiliği tam bir seçim bürosu gibi çalıştırıldı. Kıbrıs Türk halkının iradesine yönelik yapılmadık müdahale kalmadı. Şimdi Türkiye’de seçim zamanı ve burada da oy kullanacak 100 binden fazla seçmen var. Lefkoşa’da görevli büyükelçi de elbette boş duracak değil. Bir oyun bile önem taşıdığı bu seçimde o da görevini yapacak.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin tek adam rejimi yerine, çağdaş demokratik bir hukuk devleti olarak kurumsal kimliğine kavuşması en başta kendi yurttaşlarının geleceği açısından önemlidir.
Kıbrıslı Türkler bakımından ise Kıbrıs sorunun siyasal eşitlik temellinde çözümü ve TC-KKTC ilişkilerinin demokratik zeminde, karşılıklı saygıya ve içişlerine karışmazlık temelinde gelişmesi hayati öneme sahiptir.
TC büyükelçileri ancak böylesi bir düzende, ne bir partinin memuru ne de vali gibi değil, devletin temsilcisi elçi gibi davranabilirler.”