Müftülük Yasası | Murat Ağırel Yazdı

Tartışma, hükümetin geçen hafta içi, “Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarı”yı TBMM Başkanlığına sunmasıyla başladı.

Tasarı, evlendirme yetkisi bulunan görevlilere il ve ilçe müftülerinin eklenmesi değişikliğini de içeriyor. Tasarının içerdiği düzenlemeler tartışma yarattı. Ancak en fazla tepkiyi, müftülere nikâh kıyma yetkisi değişikliği çekti. Yapılan itirazlar neticesinde tasarı komisyona geri çekildi. İptal edilecek diye beklerken Tasarı AKP oyları ile daha da fazla yetkiler ile genişletilerek Meclise gönderildi. Tasarının eski halinde nikah kıyma yetkisi yalnızca müftülere veriliyordu. Tasarıda yapılan en son değişiklik ile bu yetki sadece Müftülere değil “Müftülüklere” ibaresi eklenerek yetki devri yapılarak imamlara doğru genişletilmesinin önü açılmıştır. Bu da müftünün, müftülük dahilinde çalışan imamları nikah kıymak için yetkilendirebilmesi anlamına geliyor.

Tasarıyı hazırlayan Komisyon üyelerinin neredeyse tamamı erkek… Yapılmak istenen değişiklik ise tamamen kadınların yaşamını etkileyecek bir değişiklik. Kadın ile erkeği eşit görmeyen bir dinin temsilcisi ve boşanmayı cinsel istismar ile aynı derece bir sorun olarak gören, “babanın kendi öz kızına şehvet duyması haram değil” diye fetva veren DİYANET ve onun yetki vereceği müftü onun da yetki vereceği üniversiteye giden kızlarımızı namussuz; hamile kadını iffetsiz; açık kadınları bir suç unsuru gibi gören düşünceye sahip olan imamlar sizce Medeni Kanun’u hangi şartlarda nasıl uygular?

Toplumda ayrışma bu kadar fazla artmışken müftülere ve imamlara nikah kıydırmak yeni bir kutuplaşmayı beraberinde getirmeyecek midir?

Anayasa’nın 174. Maddesi dururken bu kanunu çıkarmak Anayasa suçu değil midir?

MADDE 174: Anayasanın hiçbir hükmü, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyeti’nin lâiklik niteliğini koruma amacını güden, aşağıda gösterilen inkılâp kanunlarının, Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasa’ya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz .

Belediye nikahı-müftü nikahı şu anda kişilerin seçimi ile olacak gibi görünmekte. Peki zorunlu hale gelir ise?

Ülkemizde yaşayan gayrimüslim ve azınlıkların nikah işlemleri kim tarafından kıyılacak?

Papazları, Alevi Dedelerini Diyanet yetkilendirilecek mi?

Türkiye’de hiç memur olmadığı için nikahı kıyılamayan kişi gördünüz mü? Duydunuz mu?

Ben duymadım, görmedim…

Peki amaç ne?

Değerli dostlar,

Buradaki amaç; AKP hükümetinin iktidara geldiği günden itibaren Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyeti ile hesaplaşma derdidir. Eğitim sistemi 6 bakan ile 66 defa değişti. Yerleştirilmeye çalışılan dine dayalı eğitimin fabrikası olan imam hatipler ihtiyacın çok çok fazlasında mantar gibi çoğaldı. Neredeyse bütün okullar, sendikalar ve eğitim konusunda tecrübeli kişiler ile istişare yapılmadan imam hatiplere dönüştürüldü.

“Medeni” ve “Medeniyet”kelimesi AKP ile çok tezat bir kavram…

İktidara geldiği günden itibaren çağdaş, modern ve medeni Türkiye’yi din eksenli bir yapıya oturtmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Masumane gibi görünen gerekçelerle takdim edilen müftülük nikahının resmileşmesi laik düzeni doğrudan tehdit etmektedir. Yapılmak istenen değişiklik din devletine giden yolda döşenen taşlardır. İktidar Türkiye Cumhuriyeti’ni dini kurallar tarafından belirlenen bir Türkiye’ye dönüştürmeye çalışmaktadır. Bu yasaya duyarlı her yurttaşın karşı çıkması ve olabildiğince yüksek ses ile itiraz etmesi gerekmektedir. Nasıl ki tecavüze uğrayan kadınları ve ufak yaştaki kız çocuklarını tecavüzcüsü ile evlendirme kanunu iptal edildi ise bu kanunda yasalaşmadan iptal ettirilmelidir. Öncelikle ana muhalefet ve yurttaşlarımızın bu kanun Meclise gelmeden tepkilerini göstermeleri gerekmektedir.