Nazi Almanya’sı | Murat Ağırel Yazdı

Nazi Almanya’sı | Murat Ağırel Yazdı
Yayınlama: 25.12.2017 15:00
A+
A-

Nazi Almanya’sı Reichstag yangını ile Demokrasi ve Özgürlüğe son verip faşizme geçiş yapmıştı, KHK Türkiye’si son aldığı karar ile Hukuk Devletine son vermiştir !.

 Olağanüstü hal kapsamında hazırlanan 695 ve 696 sayılı iki yeni Kanun Hükmünde Kararname (KHK), Resmi Gazete’de yayımlandı.

Bu karanameler ile ;

– Banka hisselerinden, diğer mülhak vakıflara ait olanları hariç olmak üzere, Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ve temsil ettiği (A) ve (B) grubu hisselerin tamamı Banka tarafından üç ayrı firmaya yaptırılan değerleme çalışmasının sonuç bölümlerinde belirtilen değerlerin ortalaması göz önünde bulundurularak Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen beher hisse değeri üzerinden hesaplanacak bedel karşılığında Hazineye devredilecek.

-Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar nedeniyle cezaevinde hükümlü ve tutuklu bulunanlar, duruşmalara badem kurusu ve gri renkte tulum giyerek getirilecek. Bu kapsamda, Türk Ceza Kanununun “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar” başlıklı beşinci bölümünde yer alan suçlardan hükümlü ve tutuklu bulunanlar için bu madde hükmü uygulanacak.

– Savunma Sanayii Müsteşarlığı Cumhurbaşkanına bağlandı. Buna göre, müsteşarlık personeli Cumhurbaşkanı onayı ile atanacak, Cumhurbaşkanı bu yetkisini Müsteşara devredebilecek.

– Danıştaya 16, Yargıtaya ise 100 yeni üye kadrosu ihdas edildi.

‘’ Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/7/2016 tarihinde gerçekleşen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında da birinci fıkra hükümleri uygulanır.

15/7/2016 tarihin de gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında karar alan,karar veya tedbrileri icra eden,her türlü adli ve idari önlemler kapsamında görev alan kişiler ile olağanüstü hal süresince yayımlanan kanun hükmünde kararnamler kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu karar,görev ve filleri nedeniyle hukuki,idari,mali ve cezai sorumluluğu doğmaz!

Evet evet yanlış okumadınız.Ben acaba mı diye defalarca tekrar tekrar okudum.Akıl alır gibi değil.Alınan kararları her okuduğumda kapıldığım dehşeti ve endişeyi tarif edemem.Hele ki en son yazdığım kararı okuduğum anda aklıma Reichstag yangını geldi.Ne olmuştu birlikte tekrar hatırlayalım;

27 Şubat 1933 gecesi  Almanya Parlamentosu (Reichstag) yakıldı. Hitler o dönem de azınlık hükümetindeydi. Yangından 6 gün sonra 5 Mart 1933 tarihinde genel seçim vardı .Yangının seçime yakın bir tarihte çıkması ise tamamen bir ilahi tesadüftü! Almanya’da tek başına iktidar olmak isteyen Hitler için bu yangın bulunmaz bir fırsattı. Yangının olduğu gece Hitler suçluyu tespit etti ‘’ Uluslararası komünizm, Alman birliğine ve dirliğine karşı kokteyl bir örgütle saldırmıştı!’’ Ertesi gün Almanya için bambaşka bir süreç başlamıştı;

Ertesi günün sabahında Cumhurbaşkanı adına Alman Halkının ve Devletinin Korunmasına Yönelik Reichstag Yangını Kararnamesi çıkarıldı. Bu kararnameyle birlikte, yürürlükteki Weimer Anayasası kaldırıldı,

Polise sebep göstermeksizin gözaltına alma ve yargıya da sanığı hukuki yardımdan muaf tutma hakkı verildi. Bir aylık gibi bir sürede 100 bin Alman Komünist Partisi üyesi ve sosyal demokrat tutuklandı.Sonrasında tek başına iktidara gelen Hitler 30 Haziran -2 Temmuz 1934 tarihlerinde bir kararname yayınladı (Gesetz über Mabnahmen der Staatsnotwehr) Bu kararnameye göre Nazi paramiliter gruplarının eylemleri meşru müdafaa kapsamına alınarakhukuka uygun olarak kabul edilmiştir.Siyah gömlekli SS(Schutzstaffel) yardımcı polis gücü olarak cinayetler ,işledi ve sonrasında Nazi partisinin özel ordusu haline geldi.

İyi de bizim KHK ile ne alakası var diyeceksiniz. Önce bu karar ile ilgili aklımıza gelen soruları hemen soralım;

-TBMM de çoğunluğu elinde bulunduran AKP neden bu kanunu Meclise getirmedi de ‘’KHK’’ ile kanunlaştırdı ?

-Cumhurbaşkanı Erdoğan referandum zamanın da ‘’Hayır’’ oyu verecek olanları ‘’Terörist’’ olmakla itham etmişti.Şimdi alınan bu karara göre 2019 seçimlerinde aynı söylem ile karşılaştığımızda bizler ile aksi düşünce de olanlara bizleri öldürme yetkisi ve güvencesi verilmiş olunmuyor mu ?

-Sosyal medyada ellerinde silahlar ile pozlar veren örümcek kafalı kişiler sokakta cinayet işledikleri zaman ‘’Teröristti’’ dediğin de bu karara göre herhangi bir hukuki ceza almayacak mı?

-Bu karar  Kadınların şort giydiği için tekme atan , Yeni yılı kutladığı için iş yerlerini tahrip eden ,Oruç tutmadığı için tartaklayan ,İzmir marşı çaldığı için arabaları yakmaya çalışan ve bu gibi durumlarda  ortaya çıkan yobaz ve cahil güruhu cesaretlendirmek değil midir?

-Son dönemde korkusuzca saldırılarını, infazlarını izlediğimiz ve iktidara bağlılıklarını açıkça belirten mafya ve çetelerin dokunulmayan , hesap vermeyen kadrolu katil olmalarının önünü açmayacak mıdır?

-Güvenliği ve asayişi sağlama görevi Devlet’e ait değil midir? Bu karar ile bu görev Devlet’ten alınıyor ve bir kesim kimselere veriliyor ise Devletin varlığı sorguya açılmamış mıdır?

– Benim de sanığı olduğum Kumpas davası olan Ergenekon ve Balyoz davası sırasında bizler daha tutuklanmadan hakkımızda medyada ‘’Terörist’’ hükmü çoktan verilmişti. Ergenekon davasında bizler halen yargılanıyoruz. Her ne kadar Kumpas diye davalarda verilen kararlar bozulmuş olsa dahi davalar halen devam etmekte ve  Suçumuz ‘’Terörist’’ olmak. Şimdi bu karar ile sokakta birisi bu davadan yargılanan herhangi birini öldürdüğünde ‘’Teröristti’’ dediğinde ceza almayacak mı?

-Önümüzdeki yıllarda yapılacak olan seçimlerde İktidarın istemediği bir sonuç çıktığı zaman ‘’evde zorla tutulan % 50’’  sokaklara davet edilirse bu karar ile aksi yönde oy verenleri katletme yetkisi verilmiş olmuyor mu?

-Bu karar son günlerde sosyal medyada ve medyada sıkça dile getirilen Ana muhalefet partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutuklanması sonrası meydana gelecek kitlesel protesto gösterilerini engellemek amacı mı taşımaktadır?

-Bu karar ile mevcut iktidar partisini eleştirmek suç, eleştirenlere saldırma hakkı verilip iç savaş kışkırtıcılığı yapılmamak tamıdır ?

-İdare Yargıtay ve Danıştay’a üye nasıl atar? Atanan Yargıtay ve Danıştay üyelerinin Hukuka güvenin en çok düştüğü bu zamanda Yargı’nın bağımsız olduğunu nasıl açıklayabilirsiniz?

-Bu karar sadece muhalif isimler için endişe verici değildir. Mesela yine bir tarikatın darbe girişimi olur ise yada İŞID’in terörist eylemlerinde sokakta gezen şüpheli sakallı cübbeli olanlara da IŞID li terörist diye saldırabilecek mi?

-TCK 25 te (meşru müdafaa) hakkı varken bu karar neden alınır ?

-Bu karar 15 Temmuz darbe girişimi sürecindekileri kapsıyor ise bu kararnamede neden açıkça belirtilmemiş ve açık bırakılmışıtr?

Dünya tarihi türlü örnekler ile doludur. Tek başına mutlak iktidar olmak isteyen Hitler her türlü iç kargaşa çıkması için türlü komplolar yapmış ve nihayetinde bunu başarmış ve Nazi Almanya’sını faşizmi getirmiştir. Milyonlarca insan ölmüş ve Dünya savaşları çıkmıştır Devletin sivilleri öldürme yetkisinin verdiği yada desteklediği ülkeler yakın tarihte mevcuttur. Bunlardan birisi Ruanda’dır. Hutu’lar milyonlarca Tutsi’yi katletmiştir. Diğeri Sudan’dır. Sudan Darfur’da Devlet destekli Cancevit Milisleri yüz binlerce insanı katletmiştir.

Akıllara gelen ve cevaplanması gereken sorular o kadar çok ki hangisine nasıl cevap verilecek inanın çok büyük merak ve endişe ile takip edeceğiz. Teröre karşı hepimiz seve seve mücadele ederiz/ediyoruz. Vatanını seven hiç kimse de gözünü kırpmaz. FETÖ denen şerefsiz örgüt ve üyeleri ile mücadele etmek için ilan edilen ‘’OHAL’’ ve neticesinde alınan kanun hükmünde kararlar (KHK) artık Devletin yönetim biçimi haline gelmiştir. TBMM devre dışı bırakılmıştır. Yargıya İktidar tarafından atama yapılması ve  teröre karşı mücadele eden sivillerin yargıdan muaf tutulması hem Devlet’in acizliğini hem de ‘’Devlet’’ olma olgusunu sorgulatır. ’’Ben Devlet değilim,teröre karşı da acizim’’ demek olur. Bu ‘’GÜÇLÜ DEVLET’’ olgusunu yıkar.Bu karar ile taraflı ve tarafsız herkes silahlanacaktır ve iç savaş tehdidi ortaya çıkacaktır.15 Temmuz sonrası silahlanan ve isimleri sıkça medyada yer almaya başlayan ‘’HÖH’’ ‘’SADAT’’ gibi çete ve mafyalara bu kararlar ile Hukuki zırh verilmiş olacaktır.

Yapmayın etmeyin ağalar. Türkiye’nin geçmişi kardeş kavgaları ile doludur.Türkiye Cumhuriyeti’ni bir KHK devletine çevirdiniz! Son KHK ile hukuk bitmiştir dedirttiniz.İktidar gücü gözünüzü iyice boyadı. Bu kararlar Ülkemizin altına konulmuş birer dinamit olarak kalacak önü alınamaz sonuçlar doğuracaktır. Bu Ülkede yaşayan herkesin canı çok yandı. Bu endişe ve yaratılmaya çalışılan korku toplumsal bir çok olayda derin üzüntüler yaşanmasına neden olacaktır. Alınan bu kararlar haddinden fazla var olan huzursuzluk, mutsuzluk ve endişenin daha da artmasına neden olacaktır. Bu kararlar bir an önce geri çekilmeli ve iptal edilmelidir.

Gazeteci Yazar... Murat Ağırel köşe yazarlığına 2017 yılında Medya Siyasette başlamıştır. MURAT AĞIREL: Bundan bir yıl önce yazılarımı paylaşma fırsatı bulduğum göz ağrım Medya Siyaset ailesinin yeni yaşını kutlar bu kadar kirlenmişliğin ve yalan haberciliğin olduğu bir dönemde duruşu ve baş kaldıran yayın hayatında başarılarla dolu daha nice yıllara erişmesini temenni ederim. (14 Haziran 2019)