Adalet Partisi dışında seçime girme yeterliliği olmayan partilerin kurduğu ittifakın amacının olası bir erken seçimde 2023 seçimlerinde olduğu gibi DEVA-GELECEK-SAADET ve DP’yi listelerinde seçime sokan ve 38 milletvekili ile TBMM’de temsil edilmesini sağlayan CHP ile milletvekili pazarlığı yapmak olduğu iddia edildi.
2020 yılında Merkez Sağı toplamak amacıyla sosyal medya yazarı ve Tansu Çiller hükümetinin Sağlık Bakanı Rifat Serdaroğlu öncülüğünde kurulan ancak kurucularının bir çoğunun Serdaroğlu’na sert eleştiriler getirerek istifa ettiği,ülke genelinde teşkilatlanamayan, seçime girme yeterliliğini kazanamayın Doğru Parti de ittifakta yer aldı.
“Doğru Biziz” sloganı ile açıklamalar yapan Rifat Serdaroğlu’nun ise 2022 yılında Cimer’e yapılan bir başvuru neticesinde Doğru Partinin genel başkanı olmadığı ortaya çıktı. Türk Ceza Kanuna göre olmayan bir siyasi unvanı kullanmak her ne kadar nitelikli dolandırıcılık suçu olarak nitelense de bu konuyla ilgili Serdaroğlu ile ilgili Adli Merciler her hangi bir işlem yapmadı.
Rifat Serdaroğlu’nun ittifakın diğer bir üyesi ATA Parti Genel Başkanı,eski bakan Namık Kemal Zeybek hakkında 2011 yılında ağır suçlamalar yaptığı ortaya çıktı.
2011 yılında yapılan Demokrat Parti kongresinde Rifat Serdaroğlu,Namık Kemal Zeybek’e karşı Genel Başkanlığa aday oldu.
Serdaroğlu bu kongrede hezimete uğrarken Namık Kemal Zeybek büyük bir oy farkı ile Genel Başkan seçildi. Serdaroğlu kongrede ağır yenilgi alması üzerine yaptığı açıklamada “Cumhuriyetin bir kalesi daha düştü” ifadelerini kullandı.
Rifat Serdaroğlu kaybettiği kongre sonra Egede Sonsöz adlı bir haber sitesine açıklamalarda bulundu. Namık Kemal Zeybek ve eşini Fetullah Gülen’e yakın olmakla suçlarken, Zeybek’in siyasi parti kanununa göre de suç işlediğini iddia etti.Ayrıca açıklamada Serdaroğlu’nun FETÖ suç örgütü lideri Fetullah Gülen için “Bey” diyerek hitap ettiği de görüldü.
Serdaroğlu açıklamasında şunları söyledi:
“Namık Kemal Zeybek beyin eşi, Fethullah Gülen beyin önemli müridlerinden biri. Kendisi zaten geçen sene Fethullah Bey’i ziyaret edip ardından Radikal’de birkaç yazı yazmıştı. Bundan 1.5-2 ay önce de tekrar gidip icazet almış ondan.
Cemaatin maddi imkanları ve basın gücüyle korkunç yoğun bir baskı delegeler üzerinde. Hayatımda böyle bir baskı görmedim ben. Dayanamadık. Benle beraber 139 kişi dayanabildi bu işe. Ama hiç değilse en azından mesaj verilmiş oldu, bazı şeyler söylenmiş oldu, tarihe/kayda düşülmüş oldu. Bunları söyleyebilmek için aday oldum işte. Tabii ki gönlüm kazanmak isterdi, mesajlarımı o zaman bütün Türkiye’ye daha rahat duyurmuş olacaktım.Ama kısmet olmadı.
30 yıldır siyasetin içindeyim. Bu iş böyle, ya kazanıyorsun ya kaybediyorsun, beraberlik yok bu işte. Bu sebeple yani düşüncelerimi söyleyebilmek, bu partiyi, merkez sağdaki bir partiyi Atatürkçü çizgide, laik cumhuriyeti savunabilecek bir çizgide tutabilmek gayesiyle aday oldum, şimdi bu çizgiden saptı.
Zaten kongre salonu belliydi ama bir de ne zaman Namık Kemal Zeybek çıktı, konuşmaya besmeleyle başladı… Bu siyasi partiler kanununa göre suçtur. Herkes inancını istediği gibi yaşar ama bunu siyasete yansıtamazsın. Yansıttığın zaman senin AKP’den veya Saadet Partisi’nden bir farkın kalmaz.”
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: