Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamalarda bazen anket şirketlerinin kendilerini kandırdığını söylerken, bazen de seçimde aldığı oy oranı nedeniyle başarılı olduklarını iddia ediyor.
Parti içi muhalefet ‘değişim’ derken ben CHP’nin kurtuluşunun değişim ile mümkün olamayacağını, CHP kuruluş ayarlarına dönmediği sürece ‘değişen’ hiçbir şey olacağına inanmadığımı geçtiğimiz günlerde kaleme aldığım köşe yazımda belirtmiştim.
Tüm bu konuları değerlendirmek için ömrünü CHP’ye adamış bir cumhuriyet aydını, TÜMOD Genel Sekreteri,akademisyen ve yazar Suay Karaman ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
Suay Karaman sorularımı şöyle cevapladı:
-14 Mayıs Milletvekili seçimlerinde Millet ittifakı meclis çoğunluğunu kazanamadı.28 Mayıs tarihinde yapılan 2.tur cumhurbaşkanlığı seçiminde de Millet İttifakı ortak adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhur İttifakı adayı AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı seçimi kaybetti.21 yıldır AKP’nin yarattığı tüm olumsuzluklara rağmen Millet ittifakı ve Kılıçdaroğlu neden kaybetti? Yani biz niye kaybettik?
Başını CHP’nin çektiği millet ittifakının başarısız olacağı zaten belliydi. Çünkü AKP’nin eskilerini alarak, milletvekili listelerini ikinci cumhuriyetçi, Fetö, PKK gibi şaibeli isimlerle doldurup, HDP’nin desteğine sığınılarak girilen seçimde başarı gelmeyeceği biliniyordu. Ancak özellikle medyada yaratılan büyük bir algı operasyonu ile millet ittifakı ve özellikle Kemal Kılıçdaroğlu pompalandı. Seçime CHP listesinden giren millet ittifakının küçücük partileri yaklaşık 40 milletvekili ile temsil hakkı kazandı. Deva 15, Gelecek Partisi 10, Saadet Partisi 9 ve Demokrat Parti 3 sandalye aldı. Bunlar, TBMM açılınca CHP’den ayrılıp kendi partilerine geçti ve CHP’nin 130 milletvekili kaldı. 2018 seçimlerinde CHP’nin 146 milletvekili çıkardığı düşünülürse, ortada bir başarı olmadığı da görülecektir.
-İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener zehir zemberek eleştirilerle masadan kalktı, sonra tekrar oturdu. Kılıçdaroğlu’nun kazanacak aday olmadığını açıkça söyledi. Sizce kazanacak aday kimdi, kim aday olsa kazanırdı.
Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı seçimini neden yitirdi diye hep soruyoruz birbirimize. Zaten kazanamayacağı belliydi. Meral Akşener, başından beri “kazanacak aday” olsun diye söyledi; hatta yanlış zamanlama ile masadan kalktı ve sonra anlamsız şekilde geri döndü.
Kemal Kılıçdaroğlu denince benim aklıma önce “laiklik tehlikede değildir” sözü geliyor. “Yargıda cemaatçi yapılanma yoktur”, “1930’ların CHP’si değiliz”, “Dersimli Kemal” deyişleri Atatürk ilke ve devrimlerine karşı olduğunu belli etmektedir. “Helalleşme” söylemiyle tarikatlara, cemaatlere ve tüm gericilere kol kanat germeye başladı. Laiklikle bağdaşmayan Diyanet Akademisi’ne tepki vermeyerek, CHP’lilerin evet oyu ile yasalaşmasını sağladı. “Türbana özgürlük” diyerek anayasaya aykırı yasa teklifi verdi. Atatürk’ün partisine gericileri, yobazları, fetöcüleri, dincileri, bölücüleri, liberalleri doldurdu; milletvekili yaptı, yönetici yaptı.
Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkan seçildiği günden beri CHP’nin ilkeleriyle uyuşmayan eylem ve davranışlarda bulunmakta ve sürekli yanlış üstüne yanlış yapmaktadır. CHP’li seçmenlere hilafetçi Ekmeleddin olayını yaşattı ve halen yaptığının doğru olduğunu söylemektedir. Mühürsüz oylarla rejimin değiştirildiği 16 Nisan 2017 halk oylamasında tepki vermeyen, gereğini yapmayan CHP genel başkanı bugün yaşadıklarımızın sorumluları arasındandır. 2014 ve 2018 seçimlerinde aday olmayıp, çok önemli denilen bu seçimde aday olması düşündürücüdür. 28 Mayıs seçiminde alınan %48 oy Kemal Kılıçdaroğlu’nun politikalarının benimsediği için verilmedi; Tayyip Erdoğan rejimi bitsin diye verildi. Şimdi alınan bu oyu başarı sayarak, CHP genel başkanlığı görevine devam etmek etik bir davranış değildir.
Kılıçdaroğlu yerine kimler aday olabilirdi? Atatürk ilke ve devrimlerini özümseyen Altı Ok’a sahip birçok kişi vardır ülkemizde. İyi parti ile birlikte böyle bir aday bulunabilirdi.
-2010 yılından bu yana CHP’nin her kaybettiği seçim sonrası Kılıçdaroğlu’na karşı parti içi muhalefet değişim talebinde bulunur ama partinin yapılan her kongresinde büyük farkla genel başkan seçilir. Şimdi de bir değişim talebi var. Başta İBB Başkanı İmamoğlu, Grup Başkanı Özgür Özel değişim isteklerini kamuoyu önünde dile getiriyorlar. Ancak Kılıçdaroğlu buna sıcak bakmıyor kongreyi yerel seçimler sonrasına ertelemeye çalışıyor. Bu değişim taleplerini nasıl değerlendiriyorsunuz, sizce CHP’nin değişime mi ihtiyacı var yoksa kuruluş ayarlarına döndürecek bir dönüşüme mi ?
Kılıçdaroğlu ile yitirilen tüm seçimler sonunda yenilgisinde kendi atadığı Merkez Yönetim Kurulunun istifa etmesi sorunları çözmemektedir. Kemal Kılıçdaroğlu ya da benzerleri genel başkan olduğu sürece değişen hiç bir şey olmayacaktır. Kurultay kararı alan parti yönetimi, aynı şekilde, benzer isimlerle devam edecekse ne değişecektir? Bugün CHP işgal altındadır.
Kemal Kılıçdaroğlu CHP genel başkanı olduğundan beri CHP “değişim” yaşamıştır ve halen de yaşamaktadır. Atatürk ilke ve devrimlerini yok saymak, değişim değil midir? “Size söz veriyorum parti içi demokrasi getireceğim” diyen Kılıçdaroğlu, CHP’yi Tayyip Erdoğan’ın ülkemizi yönettiği gibi, tek adam olarak yönetmeye başladı ve ülkemizde olduğu gibi, CHP’de de demokrasi rafa kaldırıldı. Genel başkan olunca “CHP’nin oylarını yüzde 40’a çıkaramazsam ayrılacağım” demişti, ama CHP’nin oyu hiç %25’in üzerine çıkamadı ve diğerleri gibi bu sözünü de tutmadı. CHP programı bir kenara itilerek, kurucu felsefeye aykırı strateji ve taktikler gerçekleştirildi, Adnan Menderes, Turgut Özal, Necmettin Erbakan gibi politikacılara sarılıp, Atatürkçülüğe mesafeli kalmayı marifet saydılar. Zaten bu yüzden kendilerine Yeni CHP dediler. Yeni CHP söylemleri ile birlikte Altı Ok görseli kullanılmayarak, yerine çınar ağacı ve turkuaz renkli bir görsel kullanıldı. Şimdi öne çıkan bazı sessiz adaylar var; bunların hangisi yukarıda saydıklarımıza karşı çıktı? Hepsi Kılıçdaroğlu ne yapsa alkışlıyordu, CHP’nin sorunu kişilerin değişimi değil, ideolojiktir.
CHP’nin değişime gereksinimi yok; Altıok’a gereksinimi var, Atatürk ilkelerine ve devrimlerine sıkı sıkıya sarılmaya gereksinimi var. Şimdi CHP’de değişen merkez yönetim kurulunda olanlardan kaç kişi Altıok’u benimsemektedir? Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine geçmek için adı geçenlerden hangileri Altıok’u özümsemiştir? Bu sisteme hizmet edenlerle CHP asla iktidara gelemez. Gelinen noktada çözüm kişilerin değişmesi değil, ideoloji sorunudur. CHP’nin ideolojisi Kemalizm’in Altıoku’dur; bu ideolojiye sahip olmayanların partide bir dakika bile durmaması gerekir.
-Kılıçdaroğlu yaptığı bir açıklamada “Genel başkanlık yükünü taşıyabileceğine inanacağım, CHP’nin ilkelerine bağlı, Partiyi ileri götürebilecek, Geçmişi temiz birisi olsa yarın bırakırım.” İfadelerini kullandı. Parti yönetimi, milletvekilleri, belediye başkanları bu talihsiz açıklamaya sessiz kaldılar. Bana göre aslında bu açıklama her CHP üyesine yapılmış açık bir hakaret. Bu talihsiz açıklamaya en büyük tepkiyi Kemal Anadol, Ömer Faruk Eminağaoğlu ve siz gösterdiniz. Eminağaoğlu yaptığı açıklamada ben varım adayım dedi, siz de yazılı açıklamanızda “Partinin ilkelerine bağlı ve temiz olan ben ve benim gibi birçok CHP üyesi vardır. Genel Başkanlık koltuğunu bırakmaya hazır mısınız? Koltuğu almaya geliyoruz.” dediniz. CHP Genel Başkanlığına aday mısınız? Koltuğu almaya geliyoruz ifadelerini kullandınız, kimlerle birlikte hareket ediyorsunuz?
Seçimden sonra Kemal Kılıçdaroğlu istifa etmemek için türlü söylemlerde bulundu ve gittikçe tuhaf sözler etmeye başladı. Belediye başkanlarıyla yaptığı toplantıda “Partinin ilkelerine bağlı temiz bir insan olsa Genel Başkanlığı bugün bırakırım” sözü son derece yanlış ve tutarsız. Bu söze anında tepki vermeyen ve karşı çıkmayan belediye başkanlarının tutumu da son derece düşündürücü.
Bu söze sayın Kemal Anadol, sayın Ömer Faruk Eminağaoğlu ve ben anında tepki verdik, sosyal medyada ve yazılı basında eleştiride bulunduk. Bu söz CHP üyelerine yapılan büyük bir haksızlık ve hakarettir. Ben yaptığım açıklamada böyle bir genel başkanın artık o koltukta oturmaması gerektiğini bildirerek, koltuğu almaya geliyoruz dedim. Eğer koşullar sağlanabilirse CHP genel başkanlığına aday olurum. Benim gibi daha nice bu göreve aday olacak değerli partili arkadaşlarımız vardır.
2018 kurultayında değerli hukukçu dostlarım Ömer Faruk Eminağaoğlu ve Ümit Kocasakal da CHP genel başkanlığına aday olmuşlardı. Ancak o günkü koşullar ile şimdiki koşullar çok farklı. Atatürk ilkelerine inanan, Altı Ok’u özümseyen, emperyalizm karşıtı çizgide buluşan ve tam bağımsızlıkçı arkadaşlarımızla birlikte CHP yönetimine talip olarak yola çıkıyoruz. CHP içindeki Altı Ok’u özümseyen değerli arkadaşlarımız var. Bence bunların hepsi Kemal Kılıçdaroğlu’nun tuhaf söylemine karşı genel başkan adaylıklarını açıklamaları gerekir. Bu şekilde ne kadar çok aday çıkarsa, Kılıçdaroğlu’na iyi bir yanıt olur düşüncesindeyim. Ömer Faruk Eminağaoğlu, Ümit Kocasakal,Bartu Soral, Tolga Yarman, gibi sayısız değerli Atatürkçü dostlarımızın adaylığsı CHP için iyi bir çıkış olacaktır. Tabii birçok aday aynı anda seçime girmez, mutlaka bütün hepsi bir aday üzerinde uzlaşarak Kılıçdaroğlu’na karşı tek aday ile seçime gireceklerini düşünüyorum
-Hukukçu ve Siyasetçi Ömer Faruk Eminağaoğlu geçtiğimizde günlerde Siyasi Partiler Yasasına ve CHP Tüzüğüne göre Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığının hukuken düştüğünü açıkladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Değerli hukukçu dostumuz Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun söyledikleri doğrudur. Hatta benzer söylemleri CHP eski genel sekreteri sayın Önder Sav da dile getirdi. İlgili yasalara göre CHP genel başkanlığı “hukuken boş, fiilen dolu” bir durumdadır. Çünkü 27 Temmuz itibariyle üç yıllık süre doldu. Bu durumda genel başkan istifa etmeli, Parti Meclisi kendi içinden bir üyeyi yetkilendirmeli ve 45 gün içinde olağanüstü kurultaya gidilmesi gerekmektedir. Tabii şimdi yeni oluşan duruma göre Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifa etmesine artık gerek kalmadı çünkü hukuken genel başkanlık makamı sona ermiştir.
Ancak CHP’nin hukukçu milletvekilleri yeni bir kanunla 3 yıl olan süre 5 yıla uzatıldı diyorlar ama böyle bir yasa yok ortada. CHP’yi bu durumlara düşürenlerin bir an önce yönetimden uzaklaştırılmaları gerekiyor. CHP, kuruluş ayarlarına döndürülmelidir.