Alican Kuruyamaç: (Şahinbey BLD) – Trafik kazası sonucu sağ ayağını kaybetti.
Fatih Karakuş: (Şahinbey BLD) – 5 yaşında iken elektrik çarpması sonucu kolu dirsekten kesildi.
Mehmet Yunsur: Şahinbey BLD) – Tarlada çalışırken sol ayağını saman makinesine kaptırdı.
Feyyaz Gözüaçık: (Şahinbey BLD) – Doğuştan sağ bacağı yok.
Muhammet Yeğen: (TSK Engelli SK) – Doğuştan bir bacağı kısa.
Barış Telli: (İzmir BŞB) – 5 yaşında futbol oynarken ayağından araba geçti.
Kemal Gürleç: (TSK Engelli SK) – Şırnak’ta geçirdiği kazada ayağına taş düştü.
Serkan Dereli: (Pendik Belediye) – Doğuştan sol ayağı yok.
Fatih Şentürk: (Şahinbey Belediye) – Motosiklet kazasında sol ayağını kaybetti.
Rahmi Özcan: (Şahinbey Belediye) – Doğuştan bacağı yok.
Ömer Güleryüz: (Yeditepe SK) – Doğuştan sol ayağı kısa.
Selim Karadağ: (Osmanlı Engelli SK) – Doğuştan sağ kolu kısa.
Osman Çakmak: (TSK Engelli SK) Şırnak’ta mayına basınca sol ayağını kaybetti.
Uğur Özcan (Baş antrenörümüz) Cudi’de mayına bastı sol ayağını diz altından kaybetti
Düne kadar adları sanları bilinmeyen, hepimizi gururlandıran bu kahraman ve yiğit AVRUPA ŞAMPİYONLARIMIZ…
2005 ve 2007 yıllarında da yapılan Dünya Şampiyonası’nda beşinci ve üçüncü oldular;
2010, 2012, 2014 Dünya Kupası’nda hep üçüncü oldular;
2004, 2008 Avrupa Şampiyonası’nda ikinci oldular;
09.10.2017 ve bugün artık Avrupa Şampiyonu oldular.
Lakapları “EFELER” koca yürekli şampiyonların…. Başarıları da öyle tesadüfî değil…
Özellikle Takım Kaptanımız Osman ÇAKMAK ve Baş Antrenörümüz Uğur ÖZCAN’a teşekkür etmek istiyorum… Neden mi?
Kaptanımız Osman Çakmak.
Osman’ın tek bir hayali var: Futbolcu olmak.
Önce Zeytinburnuspor, sonra Yenidoğan Güneşspor…
Askerlik çağı geldiğinde “Komando” olmak istiyor. Önce Manisa Doğukışla ardından Şırnak Besta Vadisi’nde piyade komando oluyor. Şırnak-Şenova arasında yol emniyeti sağlama görevini yaptığı sırada hain teröristlerin yerleştirdiği bir mayına basıyor ve sol bacağı, diz altından itibaren kopuyor.
Hastanede gözünü açar açmaz söylediği ilk şey, “Ne olur bacağımı kesmeyin. Ben futbol oynamak istiyorum.” oluyor. “Annem beni bacaksız görmesin, çok üzülür, dayanamaz…” derken gözyaşlarıyla karışık bayılıyor yeniden. Kendine geldiğinde ise artık sol bacağının olmadığını görüyor. Protezler takılıyor… O vatan için gözünü kırpmadan canını seve seve vermeye hazır olan KAPTAN, Milli Takım formasını giydi ve TÜRK bayrağını takım arkadaşları ile birlikte şerefle, şanla göklerde dalgalandırdı…
Baş antrenörümüz Uğur ÖZCAN.
O da kendisine sorulan prim sorusuna şu cevabı veriyor “Bizim milli takımımızda bugüne kadar prim konuşulmadı, konuşulmaz da. Ay yıldızlı formayı giyen arkadaşlarımızın çoğu günlük hayatında toplu taşıma bileti ya da akbil ile dolaşır. Kontörlü telefon kullanır ama bir gün olsun ağızlarına prim lafını almazlar. Bizim primimiz ay yıldızlı bayrağı dalgalandırmak. Sağ olsunlar Spor Genel Müdürümüz devletin imkanları ölçüsünde bize destek veriyor.”
Şampiyon Milli Takımımızın kadrosunu yazarken yanlarına engellerini de özellikle yazdım. Çünkü hepimiz televizyon karşısında tarifsiz bir gurur ve inançla takip ettik onları. Birçok kişi onların hikayelerini ve engel nedenlerini bilmiyordu.
Kaptanımızı ve Antrenörümüzü özellikle ayrı bir paragraf ile anlatmak istedim ve teşekkür etmek istedim onlar nezdinde tüm Milli Takımımıza. Çünkü biz alışmıştık burnu havada milyon dolarlar alıp primleri ödenmediğinde ya da az verildiğinde idmana çıkmayan milli ruhtan bihaber milli futbolculara…
Teşekkür ederim onlara çünkü alışmıştık biz şımarık hareketlerine, mücadelesiz kaybedilen oyundan çıkarken geviş getirir gibi ağızlarında sakız ile gülen ruhsuzlara…
Teşekkür ederim onlara çünkü alışmıştık biz yedek kulübesinde bir taraflarını yayarak herkes ile dalga geçen kansızlara…
Teşekkür ederim onlara belki vücutlarından bir parça eksik olmasına rağmen yüreklerinde bir parçanın fazla olduğunu bizlere ispatladıkları futbolun sadece ayak ile oynanan bir oyun olmadığını gösterdikleri için…
Teşekkür ederim onlara cesaret, özveri, azim, mücadele, sporcu ahlakı neymiş bütün milli ruhtan bihaber herkese örnek oldukları için…
Teşekkür ederim onlara 50 Milyon TL bütçeye sahip A Milli Takımın ruhsuz, şahsiyetsiz, inançsız oyunlarına karşı 285.000 TL Bütçe ile bu ruhun para ile kazanılmadığını gösterdikleri için…
Teşekkür ederim onlara vücutlarından bir parçaları eksilmelerine ya da yok olmasına rağmen hayallerini gerçekleştirmek için oyunun son saniyesine kadar kazanmak için varlarını yoklarını ortaya koydukları için…
Teşekkür ederim onlara çünkü Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün “Spor yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrak ve ahlâk da bu işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zekâ kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben Sporcunun zeki çevik aynı zamanda ahlâklısını severim.” sözünün ne kadar yerinde olduğunu ve nasıl kavradıklarını bize gösterdikleri için…
Hepsi ile ayrı ayrı gurur duyduk, mutlu olduk, onur duyduk…
Ülkemizin üzerindeki karabulutlara rağmen bizlere ışık oldular, umut oldular, inanmanın, başarmanın en büyük kilidi olduğunu bize tekrar hatırlattılar. Nefes alamadığımız bu dönemde bize bir soluk oldular…
Hepinizi alnınızdan öpüyor ve kocaman yüreklerinizi selamlıyoruz.