Türk kadını için tek doğru! İlelebet cumhuriyet!

Bugün Cumhuriyet Bayramı! İki Yanlış Tek Doğru!

Birinci Yanlış…

“Demokrasiyi Cumhuriyet ile taçlandıracağız.”

“Cumhuriyet ile Demokrasi arasındaki bağ!” gibi cümleler…

Yazılışı farklı, maksadı aynı manadaki‘Demokrasi ve Cumhuriyet’ kelimelerinicümle içinde tekrar ederek kullandığımızın farkında mıyız?

*

Cumhuriyet, Arapça kökenli bir kelime olarak bilinir. Ancak, köküKengerceye (Sümer) kadar iner…

Demokrasi de Antik Yunana…

*

Halkın egemenliği manasına gelen “demokrasi”sözcüğünün etimolojik kökeni “demos” (halk) ve “kratos” (egemenlik) kelimelerine dayanır.

Halk, devlet politikasının şekillenmesinde eşit hakka sahip…

Demokrasinin uygulama şekli…Doğrudan, temsili ve yarı doğrudan demokrasi olmak üzere usulen üç temel kısma ayrılır.

“Temsili demokrasi” en yaygın kullanılan usul… Egemenlik yetkisi, halkın seçtiği temsilcide…

DEMOKRASİ!

Yani…

CUMHURİYET!

*

İkinci Yanlış…

“Efendiler! yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz.”

Atatürk’ün “Efendiler” diyerek hitap ettiğikesimi sadece‘baylar’ biçiminde çevirmek

yanlış!  

25 Ağustos 1927… Atatürk İnebolu’da yaptığı bir konuşmasında bu hitabın niyetini şöyle açıklar;

“Efendiler, dediğim zaman başka bir yerde olduğu gibi burada da bunun medlulü -anlattığı- hanımefendiler ve beyefendilerdir.”

Ayrıca… 27 Ekim 1922 Cuma günü akşamı, Bursa Şark Sineması’nda yaptığı konuşmasında;Arapçada eklendiği kelimeyi dişil yapan -tai tenis ekinin kullanılmasını lüzumlu görmez.

Öğretmen kadınlara hitaben;“mualime “demez.

Atatürk;

“Muallim Hanımlar, Muallim Beyler” diye seslenir. -Öğretmen Hanımlar, Öğretmen Beyler-

“Belki, muallime demediğim için yanlış konuştuğumu sanıyorsunuz.  Ben, dilimizde sözcükleri dişilleştiren“tâite‘nis” kullanmak zorunda olmadığımızı sanıyorum.”

Bu sözler, Büyük ATA yüreğindeki   kadın erkek eşitliğine inancının dünyaya örnek teşkil eden haykırışıdır.

KADIN ERKEK EŞİTTİR.

Bu ses Tarsus’ta…

“Kurban olayım Paşam bastığın toprağa, diyerekAtatürk’ün ayaklarına atılan KurtuluşSavaşı’nın kahraman askerlerinden AdileÇavuş’u omuzlarından tutmuş, gözyaşları içinde kalarak söylediği şu sözler ile Türk Kadına layık gördüğü makamı işaret etmiştir.

“Ey kahraman Türk Kadını!Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye lâyıksın.”

Atatürk, Türk Kadınının Arap kültürüyle temas sonrasında üzerine sıvanan balçığı kaldırmıştır.

Öküzden sonra sayılan ya da hiç sayılmayan kadına kimlik kazandırmış, özünü hatırlatmıştır.

Kadına Arap olmadığını Türk olduğunu hatırlatmıştır.

Türk töresinde kadın yücedir.

*

Fakat bugün…

“Efendiler” sözcüğü önce… “Saygıdeğer bayanlar ve saygıdeğerbaylar”a dönüşmüş…

Daha sonra “saygıdeğer bayan”ın önündeki saygıdeğer kelimesi kalkmış…

“Bayan” kelimesine kafa iyice takılmıştır!

’Bayan ve kadın’ kelimeleriüzerinden polemik yarışına geçilmiştir.

“Aman! Kadına bayan demeyin…Sakın sakın…

Kadına saygısızlık yapma! Bayan diyerek hakaret etme!”

Ama…Ne oyun!

Aydını cahili kaptırmıştır.

‘Bayan VoleybolTakımı’nın adı hızlıca ‘Kadın VoleybolTakımı’ oluvermiştir.

Kadına “saygınlık kazandırmak” için daha niceleri!

*

Bu arada…

 Bir tane aklı selim çıkıp sormamıştır…

“Yahu…Bayan dedim.Kadına nasıl bir saygısızlık yaptım?

Kadın, dedim.Kadını nasıl bir saygı kazandırdım?”

Yok…Yokkk…

Aman ha!

KADINA BAYAN DENİLMEZ!

*

SAYGINLIK DERKEN KADINA SAYGISIZLIK AYYUKA ÇIKTI.

Sistematik ve ideolojik kadın kimliğine saldırıların ardı arkası kesilmedi.

Eee… Coğrafya malum…

Kadın hor görülecek ki cehalet hortlasın!

*

Siyasiler başladı!

“Bayan mı kadın mı?”

“Kız mı kadın mı?Bilemedim.”

“Bir kadın olarak sus!”

“Doğurmayan kadın yarım!”

“Kadının kariyeri doğurmak!”

“Kadının fıtratı…”

“…ve SÜRTÜK!” e kadar gelindi…

*

Bu kafalar…

Bayan demeyerek kadının saygınlığını kolladık derken, kadına “vur ha vur!”u adeta körükledi.

Hal böyle olunca …

KADINA ŞİDDET DE AYYUKA ÇIKTI!

Cezalar caydırıcı değildi. Tahrik indirimleri kallaviydi!

Kadına saygı mı? Kadına şiddet arttıkça arttı.

*

‘Şiddet’ kök olarak Farsçadan geçen bir kelime…

“Bir insana maddi manevi yapılan aşırı eza, cefa, sıkıntı ile verilen eziyet!”

Sadece fiziksel şiddet değil, yoksun bırakmak yada bağımlı kılmak da işkencenin ayrı birer şekli…

Kadına; daha özgür, daha üretken, daha kendi gibi olabileceği alanları dar etmek de şiddet!

KADINA ŞİDDET İNSANLIK SUÇU!

*

İKİ YANLIŞ DÜZELİNCE…

 GELELİM TEK DOĞRUYA…LAİKLİK!

Cumhuriyet laikliği korur.

Laik;Fransızca “laique” kelimesinden gelir.

Dünya ve devlet işlerini din ve din adamlarının hiyerarşisinden kurtaran kimse ya da kurumdur.

Laiklik, inanç özgürlüğüdür. İnançlara saygılı olmaktır inançsızlığa da…

Laiklik DİNSİZLİK DEĞİLDİR.DİNDE HÜRRİYETTİR.

*

Kadınlar için… İster örtün ister örtünme!

Laiklikte başörtüsü sorunu yoktur.

Şeriatta başörtüsü dayatması vardır.

Laiklikte kadının yaşamına karışılmaz.

Şeriatın aklı fikri kadına yaşamı dar etmektir.

Laiklikte kadının hayatını arzusuna göre yaşama hakkı vardır.

Şeriatta kadınlara ayetler göstererek yaşantısına kurallar konur. Dayak da dayatma da vardır.

Laiklikte…İnanç hürriyetiniz anayasa ile teminat altına alınmıştır.

Şeriatta…İnanç hürriyetiniz yoktur.

Laiklikte…Baskı değil hoşgörü vardır. Kadının ne giydiği dert edilmez.

Şeriatta ise kadının ne giydiği yobazın en önemli derdidir! Erkeğe biat etmeyen kadın taşlanarak recmedilir. İdam da…

TÜRK KADINI İÇİN TEK DOĞRU LAİK KAL!

*

REJİMİN DEĞİŞMEMESİ…CUMHURİYETİN İLELEBET KORUNMASI…

CUMHURİYET LAİKLİĞİN TEMİNATI!

Yeni Anayasanın ‘dindar anayasa’ olarak tanımlanması,şeriata yeşil ışık yakmaktır.

Tarikat kıskacında ve cemaat yapılanmasında -FETÖ dahil- emperyalizm desteği ile arzulanan tablo;

Eninde sonunda…Cumhuriyeti yıkmaktır!

*

İran’da son dönemde yaşanan hadiselerde özgürlük adına kadının hayatıpahasına verdiği mücadele görmezden gelinmekte…

Laiklikte başörtüsü sorunu yokken, “başörtüsü sorunu var” denilmekte…

Yeni anayasa dahil edelim, diyerek atlanması…

*

Sonuç;

Kadının kılık kıyafeti ile ilgili hassas düzenlemeler henüz anayasada yer almasa dadeğişikliklerin başörtüsü ile kalınmayacağının işareti de gelmekte…

Şeriat İran’a da bir günde gelmemiştir. Alıştıra alıştıra…

*

Şeriatı alıştıranlar…

Algıyı önce bulanık hale getirmek, sonra kolayca manipüle etmek ile görevli entelektüel yazar ile sanatçılarişlerinin başında! Siyasilerin yanında…

Niyet edilen Yeni Türkiye hallerine kadınları alıştırmak…

Toplumun algısına yasakları yerleştirmek…

*

Kitapları en çok satan-laik görünümlü- yazar kadınlardan biri konuşuyor…

“Bu ülkede çarşaf giymek zorunda kalsam bile ülkemi asla terk etmem.”

-Demokraside ne çarşaf giymek zorunluluğu,demiyor! –

Başka biri de…Zamanın“nü” pozlar kraliçe sanatçısı(!)

Kafayı tayt giyilmesine takmış!

Kadınlara ekstra bilinç…Yeni Anayasaya maksimum dikkat…

*

DÜNYADA EŞİ BENZERİ YOK!

 BAĞIMSIZLIK SAVAŞI DESTAN YAZILARAK KAZANILMIŞTIR.

Ancak…

CEHALET İLE SAVAŞ HALA SÜRMEKTEDİR.

*

LAİK KADINLAR! CUMHURİYETİN ÖNÜNDEKİ EN KUVVETLİ KALE…

Sonuç…

TÜRK KADINI için TEK DOĞRU!

İLELEBET CUMHURİYET!

Uyuma!

YAŞASIN CUMHURİYET!

Sevgi ve bilgiyle

Öznur YILMAZ

oznuryazar.com