2. Tura Doğru | Suay Karaman Yazdı

2. Tura Doğru | Suay Karaman Yazdı
Yayınlama: 22.05.2023 22:15
A+
A-

Cumhurbaşkanlığı seçiminde 2. tura doğru genel görünüm iç açıcı gözükmemektedir. 14 Mayıs seçiminde oy oranı düşen AKP, aslında sıkıntılıdır; aldığı oy 2002 seçimlerindeki orana yakındır. Üstelik Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı oyun da, seçilmesi için yeterli olmadığı görülmüştür.

Son 21 yıldır gerek iktidarla, gerekse Tayyip Erdoğan’la ilgili büyük sıkıntılar olduğu bilinmektedir ve son seçim sonuçlarında da bu durum görülmektedir. AKP iktidarı ülkemizi talan etmekle kalmadı, laikliğin bitirilmesinde önemli girişimlerde bulundu. Yolsuzluk ve rüşvet alıp başını gitti, toplum yoksulluğa ve açlığa itildi. Her türlü yalan ve sahtekarlığın yanı sıra, toplumun ahlaki değerleri değiştirilmeye çalışıldı. Son seçimlerde de yapılan sahtekarlıklar, çalınan oylar ve yer değiştirilerek yazılan oylarla kuyruğu dik tutmaya çalışan AKP iktidarı artık sallanmaktadır.

Sallanan bu iktidarı düşürmek muhalefetin elindedir ancak muhalefet topluma güven verememektedir. Son seçimde yapılan sahtekarlıkların bile üzerine yeterince gidemeyen bir muhalefete, güven duyulmamaktadır. Zaten 16 Nisan 2017 tarihindeki halk oylamasında mühürsüz oylarla rejimin değiştirilmesine sessiz kalan, Tayyip Erdoğan’ın diplomasını sorgulamayan ve anayasayı ihlal ederek üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olmasına tepki vermeyen muhalefet, aslında yok hükmündedir.

Altı siyasi partinin bir araya gelmesiyle oluşturulan millet ittifakının başından beri yanlış bir zemine oturtulduğunu hep söyledik ve yazdık. Ancak toplumsal siyaseti ve ülkemizin çıkarlarını değil, kendi çıkarlarını göz önüne alanlar ve olaylara yüzeysel bakanlar, bu altı partinin oluşturduğu ittifakı yere göğe sığdıramadı. Ama seçim sonuçları ve oluşan parlamento aritmetiği birçok olayı açıklığa kavuşturmaktadır. Deva partisi genel başkanı Ali Babacan’ın yaptığı açıklama ile AKP’ye göz kırptığı görülmüştür. Bunun arkasının geleceği de anlaşılmaktadır.

Eriyen AKP’ye ve tükenen Tayyip Erdoğan’a karşı gerek milletvekili, gerek cumhurbaşkanlığı seçiminde ana muhalefet partisi CHP istenilen düzeyde oy alamamıştır. Çünkü CHP’yi Atatürk’ten kopartıp, kendi ilkelerini savunamaz hale getiren ve milletvekili listelerine laik cumhuriyet karşıtlarını, liberalleri yerleştiren yönetim, büyük tepki almıştır. Ancak CHP yönetimi bunu önemsememektedir.

Seçmenlerin çoğu Kemal Kılıçdaroğlu’nun politikalarını benimsediği için değil, Tayyip Erdoğan rejimi bitsin diye oy kullanacaktır. Çünkü başta ekonomi politikaları olmak üzere pek çok konuda, aralarında büyük bir fark yoktur. Uygulanan neoliberal ekonomi programı devam edecektir. ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, 9 Mayıs 2023 tarihinde Amerika’nın Sesi sitesindeki röportajında “Kim seçilirse seçilsin, Türkiye’nin dış politikasında önemli bir değişiklik öngörülmediğini ancak Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi halinde sadece söylemin yumuşayacağını ama PKK, Suriye, Rusya, Ukrayna, Kafkasya, Ege gibi dış politika konularında büyük bir değişiklik olmayacağını savunmuştur. Görüldüğü üzere hem ekonomi politikasında, hem de dış politikada her iki ittifak arasında temelde fark yoktur. Üstelik laik eğitim konusunda da değişen fazla bir şeyin olmayacağı açıktır.

Kemal Kılıçdaroğlu, ikinci turdan önce kararsız seçmenleri kendine çekebilmek için özellikle Atatürk’le ilgili söylemde bulunmaya başlamıştır ancak “laiklik tehlikede değildir” söylemi, laikliğe karşı yapılanlara sessiz kalması ve türban için yasa önerisi vermesi belleklerdedir. Bu çelişkiler Kılıçdaroğlu’na oy verecek seçmende şüphe uyandırmaktadır. Kemal Kılıçdaroğlu, yanındaki saray artıkları, Fetöcüler, PKK terör örgütü destekçileri ve liberallerle seçim kazanamayacağını görmelidir. AKP’nin eskilerini baş danışman olarak atamakla, seçim kazanılmaz. 28 Mayıs Pazar günü yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak için demokratik ve laik cumhuriyetin kuruluş değerlerine, Atatürk ilke ve devrimlerine özünden bağlı kalmak gerekmektedir. Bu bağlılığın daha önceki eylem ve söylemlerde de görülmesi gerekliydi.

Kanser ve ölüm arasında bir tercihe zorlandığımız, seçenekler arasında büyük bir farkın olmadığı, tarikatlara şirin gözükme ve bölücülere prim verme yarışının yapıldığı bir seçime gidiyoruz. Seçimin sonucu ne olursa olsun, umutsuzluğa kapılmadan Atatürk devrimini kaldığı yerden devam ettirmek için kararlı ve bilinçli şekilde örgütlenmeliyiz. Ülkemizin tam bağımsızlığı ve bütünlüğü için Atatürk’e her zamankinden daha çok gereksinim duyduğumuz günleri yaşıyoruz ve Atatürk’te birleşmek zorundayız. Atatürk’te birleşeceğiz ve büyük kurtarıcımızın dediği gibi “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.”

 

Azim ve Karar

13 Temmuz 1959 tarihinde İstanbul’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Ankara’da tamamladı. Jeoloji Mühendisliği Bölümü (1983) ve İşletme Bölümü (1998) mezunu. Lisans üstü çalışmalarını Trafik Planlaması ve Uygulaması anabilim dalında (2002) ve Hayvancılık İşletme Ekonomisi anabilim dalında (2003) tamamladı. 1983-1985 yıllarında ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1986-1987 yılları arasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda yedek subay olarak askerlik görevini tamamladı. 1988-2006 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalıştı. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalıştı. Gazi Üniversitesi’nin bölünmesiyle 2018 tarihinden beri Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktadır. 1993 yılında “Bilgisayara Giriş ve Basic” ile “Fotogrametri” kitaplarını yayınladı. Mart 2019 tarihinde “İnadına Cumhuriyet” adlı kitabını yayınladı. Kasım 2021 tarihinde “Türkiye Uçuyor” adlı kitabını yayınladı. Bir süre Cumhuriyet ve Ulus Gazeteleri ile Türkiye Sorunları Dergisi’nde yazı yazmıştır. Kasım 2005-Haziran 2020 tarihleri arasında İlk Kurşun Gazetesi’nde her hafta yazıları yayınlanmıştır. Halen Azim ve Karar Sitesinde yazı yazmaktadır. “Parçalanma Dil İle Başlar” makalesiyle, Dil Derneği tarafından 26 Eylül 2016 tarihinde 84. Dil Bayramı Onur Ödülü’ne layık görülmüştür. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin eski Genel Sekreteri’dir. 1961 Anayasası ve Çağdaş Demokrasi Vakfı’nın Başkanı’dır. Halen Tüm Öğretim Elemanları Derneği’nin (TÜMÖD) Genel Sekreteri’dir. Evli ve iki çocuk babasıdır.
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.