ADD 17.Kurultayına sayılı günler kala Başkan Hüsnü Bozkurt’tan dikkat çeken açıklamalar

ADD 17.Kurultayına sayılı günler kala Başkan Hüsnü Bozkurt’tan dikkat çeken açıklamalar
Yayınlama: 30.05.2024 12:49
A+
A-

Atatürkçü Düşünce Derneği 17’inci olağan kurultayı 1-2 Haziran 2024 tarihlerinde Ankara’da toplanıyor.

Yeni Genel Başkanın da belli olacağı kurultaya sayılı günler kala mevcut genel başkan ve genel başkan adayı Hüsnü Bozkurt Medya Siyaset Yayın Grubu Genel Yayın Koordinatörü Hatice Topçu’nun sorularını yanıtladı.

Hüsnü Bozkurt, Hatice Topçu’nun sorduğu bir soruya verdiği cevapta “ADD genel başkanlığı hiçbir siyasi kariyer hesabının sıçrama tahtası değildir. Milletvekili adaylığını asla kabul etmem. Çünkü ADD milletvekilliğinin çok üstünde onurlu bir görevdir. Her gün bu odaya girerken kendime; “Hüsnü kendine dikkat et Muammer Aksoy’un koltuğunda oturuyorsun.” derim. Bu çok büyük bir sorumluluktur. ” ifadelerini kullandı.

Hüsnü Bozkurt şunları söyledi:

Hatice TOPÇU: Bugün Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezindeyiz ve Genel Başkan Sayın Hüsnü Bozkurt ile birlikteyiz. Atatürkçü Düşünce Derneğinde bir dönem bitti.  17.Olağan Genel Kurul 1-2 Haziran 2024 tarihinde yapılacak. Genel Başkanlığınızın bu ilk döneminde neler yaptınız, anlatabilir misiniz?

Hüsnü BOZKURT: Öncelikle tüzüğümüze göre genel başkan seçilmiyor. Çarşaf liste ile seçime giriliyor. 1 Haziran 2024 Cumartesi saat 10.00’da delegelerimiz gelecek ve olağan genel kurulumuzu yapacağız.

1989 yılında yapılan genel seçimlerde SHP birinci parti olmasına, belediyelerin çoğunu almış olmasına rağmen kurucularımız devlet yönetimi anlayışının, cumhuriyetin kuruluş ayarlarından, Atatürk ilke ve devrimlerinden, kadın erkek eşitliğinden, laik ve bilimsel eğitimden, üretim ekonomisinden uzağa düştüğünü görmüş ve bu endişe ile bu derneği kurmuşlardır. Atatürk’ün fani vücudunun aramızda bulunmamasından yararlanan iç ve dış olumsuz güçler laik cumhuriyetimizi, çocuklarımızın geleceğini, bilimsel eğitimi yok etmek için eylemlilik halinde (eylemlilik sözcüğünü mealen söylüyorum tabii) iken kurucularımızbiz aşağıda imzası bulunanlar bu derneği bu hayin eylemleri sonuçsuz bırakmak için kurduk dediler.

Atatürkçü Düşünce Derneği kurulduktan 8 ay sonra kurucu Genel Başkanımız Prof. Dr. Muammer Aksoy faşist çetelerin hain tuzağında katledilmiştir. Arkasından kurucumuz Prof. Dr. Bahriye Üçok katledildi. İki yıl sonra kalpaksız Kuvayi milliyecimiz araştırması yazar Uğur Mumcu, derneğimiz on yaşına geldiğinde ise Genel Başkan Yardımcımız Ahmet Taner Kışlalı katledildi. 2007 yılında Ergenekon balyoz kumpaslarında genel başkanımız ve Türkiye’nin Jandarma Komutanı Şener Eruygur paşamız zindana atıldı. Zindan da ömrünün kalan yıllarını yatağa bağlı geçirmek zorunda bırakıldı.

Yani bu dernek kurulduğu günden beri laik cumhuriyet, Kemalizm’in ilkeleri, cumhuriyetin kuruluş ayarları doğrultusunda çalışmaları sebebiyle sürekli hedefte oldu ve bedel ödedi.

AKP dönemi Ergenekon, balyoz sürecinde Türk ordusuna kurulan emperyalist kumpas nedeniyle çok üyemiz, yöneticimiz takibata uğradı, yargılandı. Değişik yıldırma çabaları oldu ama Atatürkçü Düşünce derneği 35 yıldır gösterilen hedefe varmak için çok çaba sarf etti. Biz de bunu sürdürmeye çabaladık. Daha görünür olmaya çalıştık.

Biz bir derneğiz değerli Topçu. Haddimizi dahakkımızı da, çapımızı da, yetkimizi de biliyoruz.  Dolayısıyla biz kimseden bize oy vermesini, şunu yapacağım, bunu yapacağım vaatleriyle istemedik. Siyasi oluşum değiliz ama siyasetin tam da ortasındayız. Çünkü bu derneğin kuruluş amacı Türkiye’nin Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma hedefinden uzaklaşma endişesidir. Böyle olunca bu derneğin ben veya başka genel başkanlarıve GYK’ları bu hedefe yönelmek zorundadır. Bu nedenle biz daha sözün dinlenen bir ADD olsun istedik. Bunun için gayret ettik. Davet edildiğimiz TV kanallarında bunu dile getirmeye çalıştık. Gazetelerde tam sayfa ilanlar vererek ülkedeki her sorun için 32 ayda 12 tam sayfa ilan yayınlattık. 6’lı masa mutabakat metninden başlayarak yanlış gördüğümüz ya da doğru olduğunu düşündüğümüz her konuda eylemlilik içinde olduk. Dört büyük buluşma tertipledik. 23 Nisan 1922 büyük Ankara buluşması, Kasım 2022’de İstanbul buluşması, Ardından 28 Ekim 2023’de büyük Ankara buluşmasını bir kez daha gerçekleştirdik. Nihayet Aralık 2023’de büyük İzmir buluşmasını yaptık. Şubelerimizin meydanlarda değişik bulundukları değişik faaliyetlere katıldık.Örneğin her 9 Eylül’de İzmir’de olduk. Zafer yürüyüşüne katıldık 26 Ağustos’ta Afyon Kocatepe de olduk ve zafer yürüyüşüne katıldık. Her 23 Aralık’ta Kubilay için Menemen’de olduk. Laik cumhuriyeti kasteden tarikat, dinci şeriatçı yobazlara karşı laik cumhuriyete vurgu yaptık. Son iki sene de oradaki anma törenlerini biz üstlendik. 2023 yılında CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’de törene katıldılar. Binlerce insanımızla her 5 Ocak’ta Adana’da olduk, Sivas’ta olduk, Erzurum’da olduk. Görevimiz süresince 50’nin üzerinde ilimize 100’un üzerinde şubelerimizde bulunduk. 32 ay içinde bir gün bile boş durmadık. Evimize ancak ayda bir kere gidebildik.

Hatice TOPÇU: ADD daha önce Maltepe’de birkaç daireden oluşan bağımsız olmayan bir binada faaliyet gösteriyordu. Sizin döneminizde şu anda bulunduğumuz bağımsız bir binaya geçildi.Hem de Atatürkçü Dününce Derneği Cem Eren Kültür Merkezinin ADD’ ye kazandırılmasısağlananarak kurumsallaşmanın çok önemli adımı atılmış oldu. Özellikle ADD Cem Eren Kültür Merkezini biraz anlatmak ve ileride ilave etmek istediğiniz bölümler ve merkezde neler yapmak istediğinizi anlatabilir misiniz?

Hüsnü BOZKURT: Öncelikle bu dernek 19 Mayıs 1989’da Ankara’da 18 metrekare bir büroda kurulmuştur. Derneğimizi bugüne taşıyan önceki genel başkanlara ve çalışma arkadaşlarına şükranlarımı sunuyorum. Aramızdan ayrılanlara rahmet diliyorum. Hayatta olanlara sağlıklı ömürler diliyorum. Maltepe’de Tandoğan meydanına yürüme mesafesinde iki daire edinilmiş, daha sonra merhum yazar Muzaffer İzgü’nün bağışı ile üst katta bir daire daha alınmıştır. Biz 2023’e kadar burada varlığımızı sürdürdük. Bizim ayrıca Şener Eruygur döneminde tamamlanmış Batıkent Ahmet Taner Kışlalı merkezimiz var. Bu merkez 6 katlı ama şehir merkezine 23 kilometre uzaklıkta. Bir süre oraya taşınılmış ancak uzaklığı sebebiyle tekrar merkeze dönülmüştür.

Biz genel yönetim kurulundan karar alarak uygun bir bina arayışına giriştik. Bu konuda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş’a ve ekibine şükran borçluyum. Biz bu binayı öğrendikten sonra Mansur Yavaş’a gittik. Malum o dönem belediye meclis çoğunluğu AKP’de olduğu için ne yazık ki bina tahsisini gerçekleştiremedik. Binayı3 yıllığına kiraladık. Türkiye’nin sanayicilerinden Firatpenin sahibe Nevzat Bey sağ olsun daha önce de derneğimize bağışta da bulunmuştu.Genel merkezimizin kirasını o üstlendi. Şimdi ise büyükşehir belediye meclisinde çoğunluk sağlandı ve tahsis durumu çözülecek.

Binanın özelliği şu. Büyük önderin Sivas Kongresi sonrasında 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelişinden kısa süre sonra Çankaya’da yerleştiği metruk bağ evinin bahçesinde konumlanan bu binaya Giresun’dan gelerek ve Mustafa Kemal’in korumalığını üstlenen;Koçgri, Gerede iç isyanlarında, Sakarya ve Dumlupınar Meydan Muharebelerinde yararlılık gösteren Topal Osman Ağa yerleşti. Bina Topal Osman bağ evi olarak geçiyor. Yani bu bina bir kuruma yakışacak ise o da ADD’dir. Bu bina Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk muhafız birliği karargahıdır. Adres de çok önemlidir. Uğur Mumcu Caddesi, Uğur Mumcu Sokak yani kalpaksız Kuvayi Milliyecicimizin adını taşıyor.  Ahmet Eren ve oğlu Cem Eren Türkiye’nin büyük holdinglerinden birinin sahipleri. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren Atatürkçülüğü ile bilinen ve oğlu da onun gibi olan kişilerdir. Onları açılışa davet ettik. Yerleşkede harabe halinde olan ek binanın tahsisi halinde kültür merkezi yapacaklarını söylediler. Gerekenleri yaptık ve kültür merkezimiz yapıldı. Merkez 800 metrekare kapalı alana sahip. İçinde 150 kişilik, gerektiğinde 30 artırılarak 180 kişiye çıkarılabilen çok amaçlı bir konferans salonu var. Yine yönetim kurulu, disiplin kurulu ve benzeri toplantıların yapılabileceği 35-40 kişiye kadar kapasiteli bir toplantı salonu var.  Yapımı devam eden bir müzemiz ve servis alanımız var.

Hatice TOPÇU: Efendim mali açıdan ne durumdasınız. Bağışlar noktasında ciddi bir ivme söz konusu. ADD mali konuda sıkıntı yaşamayacak bir noktaya gelebildi mi?

Hüsnü BOZKURT: Derneğin tarihini çok iyi biliyorum. Derneğin tüm tutanaklarını, tüzüğünü derneklerle ilgili kanunları neredeyse ezbere biliyorum. Derneği kuran 49 cumhuriyet aydını hepsi çok nitelikli insanlar. Derneğin kuruluş masraflarını kurucular karşıladı. Derneğin genel merkezi kurucu genel başkanının ofisiydi. Dernek devamında bağışlarla ayakta kaldı. Bizim yıllık aidatımız 48 lira, yani aylık 4 lira. Genel merkezin payı ¼ yani 1 lira. Şu an 68 bin üyemiz var. Bizim dönemimizde 14 bin yeni üye kaydettik. Aylık aidat 68 bin lira. Bağış alamayız diyemeyiz.  Bağışçılar bizi aradılar, bağışta bulundular. Öğrenci burs bağışı için ilan verdik. Cüzi miktarlar…

2 Ekim 2021’de görevi devraldık. Önümüzde 1 milyon 851 bin lira, yani 300 bin dolar borç vardı. OTDÜ Vişnelik restorandaki 40 bin lira borç vaktinde ödenmediği için 96 bin lira olmuştu. Bu ve benzeri ödenmeyen borçlar sebebiyle 2 milyon 700 bin lira borç birikmişti.Derneğin banka hesabında 920 bin lira vardı. Şubelerin genel merkeze borçları vardı ama başkanlarının haberi yoktu. Ya göreve yeni gelmiş ya da eski başkanı ölmüş gibi açıklamalarla karşılaştık.  Yani alacak var gözüküyor ama alınamıyordu. Onlacahacizlik durum söz konusuydu ve benim uykularım kaçıyordu. Borçlarımızı ödedik. Yeni mali raporumuzda 8 milyona yakın paramız var.

Gelecekte derneğimizin maddi sorunu olmaz diyemiyoruz. İktidar yanlısı dernek ve vakıflar varlık içinde yüzüyorlar. İktidara yandaş olursanız sıkıntı yok ama bizim çizgimizde bir derneğe hiçbir yardım yok. Biz kamu yararına çalışan bir derneğiz. Kim gelirse gelsin derneği bağışlarla yürütmek durumundadır. 126 gayrimenkulümüz var. Allah aşkına bunlar satılıp borç ödenir mi?  Bağışlarda bulunanlara ve Atatürkçü Düşünce derneğine yakışır mı bu.

Derneği ayakları üzerinde durabilecek mali özerkliğe kavuşturmak zorundayız. Bunun için yurt projelerimiz var.Sponsorumuz hazır. Bir yıl içeresinde Ankara’da 500 kapasiteli bir yurt yapma hedefimiz var. Yurdun yüzde 10’u yoksul ve ADD üyelerinin çocuklarına tahsis edilecek, kalan kapasite özel piyasanın altında ücretlendirilecek. Tüketim kooperatifi projemiz var. Aydından incir, Rize’den çay, mersinden üzüm gibi… bunlara kafa yoruyoruz. Zamana, olanaklara ihtiyacımız var. Derneği görünür kıldıkça bağış geliyor. Nevzat Demir 123 ülkeye ihracat yapan biri, 60 yıllık kurum neden şimdi bağışta bulundu? Ahmet Eren aynı şekilde. Görünürlük önemli!

Bir bardak çayın maaliyetine bakın. Örneğin denetleme kurulu üyesi denetlemeye gidecek. Kars’a gideceğini düşünün, nasıl gidecek? Yol masraflarını, konaklama giderlerini karşılamak zorundayız. Biz görev veriyoruz. Dernek kendisi için çalışanların giderlerini karşılamak zorundadır. Bizim derneğimiz ne idüğü belli iş insanlarından yardım kabul etmez. Yurtiçi ve yurtdışı fonlardan bağış kabul etmez. Biz AB fonlarından yararlanmayız.

İddia ile söylüyorum. Bu derneğin herhangi bir yerli ve yabancı fondan bağış aldığını ya da bazılarının iddia ettiği gibi falanca holdingden bir lira aldığı ıspatlansın ben herkesten özür diler gider evimde otururum. Adaylıktan da çekilirim.

Alacak gözüken, alınamayan aidatlarla ilgili dernek masası ile görüştük. Toplanamayan aidatları GYK kararı ile sildik. Tahsil edilemeyen alacak ile borç ödenemez.

17.Olağan Genel Kurul için delegemize yemek ayarladık. Otellerde olanakları ile kalacaklar. Biz onlara yemek vereceğiz ve parasını da o gün ödeyeceğiz. 2018’deki yemeğin parasını 2021’de ödemeyeceğiz. Yani 40 bin lirayı 96 bin lira olarak ödemeyeceğiz.

Bu dernek bu dedikodularla uğraşmak yerine varlık nedenini gerçekleştirmek için çalışmalıdır. Biz basında, TV’lerde, ilanlarımızla bunu yapıyoruz. Görünürlük adına dört büyük buluşma düzenledik. İki manifesto hazırladık ve her kese gönderdik. Kemalizm dönmek, Yeniden Atatürk modeline dönmek zorundayız. En son ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ne bakın. Çocuklarımızın geleceği karartılıyor. Dış politika çöktü.

Basın açıklama kitabımız 288 sayfa ve kitapta 128 basın açıklaması var. Kitabın son kısmında Anıt Kabir Şeref Defteri yazılarımız var. Geldiğimiz günden beri bütün bayramlarda Anıt Kabirde tören düzenledik ve şeref defterini imzaladık. Biz tarihe not düştük Hatice Hanım.

Üç yıl daha devam edersek yine böyle olacağız. Gitmediğiniz yer sizin değildir. Lafla Peynir gemisi yürümez. Derneğimiz mali özerkliğe kavuşmalı ve biz böyle yapmayı sürdüreceğiz.

Hatice TOPÇU: 17.Olağan Genel Kurul’dan ekibinizle çıkmanız halinde nereden başlayacaksınız?

Hüsnü BOZKURT: En önemli konumuz mali bağımsızlık. Nitelikli bağış önemli. Bakın bize bağış yapanlar bizden hiçbir şey istemediler. Kültür merkezimize Cem Eren ismini biz GYK kararı ile verdik. Yerleşkemizin adı Prof. Dr. Muammer Aksoy yerleşkesidir. Kuramlar vefa ile ve geçmişle olan bağlılıklarıyla var olurlar. Geleceğe dönük olmanın özü budur.

Niye aday oldum? Şubelerimizin çoğunluğu bunu talep ettiler. Seçilirsek devam edeceğiz. Her şeyin sonu var sayın Topçu, hayatın da bir sonu var. Vicdanımız çok rahat. Kimse Hüsnü Bozkurt ve arkadaşları çalışmadı diyemez.

ADD tam mesailik bir yerdir. 340 şube, 60 temsilcilik hepsini görmeye çalışsanız süreniz yetmez. 25 bölge toplantısı yaptık. Torosların tepesinde temsilcilik açtık. Van’da şube açtık. Kars’a gittik. Doğubayazıt’de temsilcilik açtık. Merkezi de boş bırakmadık. Üç yıl boyunca gelip genel merkezde kimseyi bulamadım kimse diyemez. Dedikodulara yanıt vermeyeceğim. Kem söz sahibini bağlar. Çalışma raporumuz, mali rapor burada. Mahkemeler orada, şikayeti olanlar buyursun mahkemeyegitsinler.

Ne geçmişi kötülerim ne de geleceğe yönelik hayal satarım.16. Olağan Genel Kurul konuşmam burada duruyor. Bütün geçmiş başkanlara teşekkür ettim. Ama dedikodu üretenleri de delegelerin vicdanına terk ediyorum.

Hatice TOPÇU: 17. Olağan Genel Kurul öncesi son mesajlarınızı alabilir miyiz?

Hüsnü BOZKURT: Dilek diyelim. ADD en örgütlü demokratik kitle örgütüdür. Derneğin etkin olması kurumsal olması, hiçbir siyasi partinin asla yan organı olmaması, siyasete yön veren nitelikte olması zorunludur.

Bir şey daha ADD genel başkanlığı hiçbir siyasi kariyer hesabının sıçrama tahtası değildir. Milletvekiliadaylığını asla kabul etmem.Çünkü ADD milletvekilliğinin çok üstünde onurlu bir görevdir. Her gün bu odaya girerken kendime; “Hüsnü kendine dikkat et Muammer Aksoy’un koltuğunda oturuyorsun.” derim. Bu çok büyük bir sorumluluktur.

Adımız Atatürkçü Düşünce Derneği’dir ve düşünce üretmeliyiz. Üç yıl daha görev yaparsak aynen böyle devam edeceğiz.  Ne zamana kadar vücudumuz yetmeyinceye kadar. Bizim bıraktığımız yerden vücudu yetenler devam eder. Ama artık bu dernekte haftada bir, ayda bir gelirim diyenlerle olmaz. Denilebilir ki teknik imkanlar gelişti. Zoom üzerinden yönetilsin.O zaman neden seçim yapıyoruz Zoom yönetsin.

ADD bu ülkeye çok gereklidir. ÇYDD’nin kuruluş amacı çocukları okutmaktır. O bu görevini yürütüyor. İyi ki de Türkan Saylan o derneği kurdu. Bizim görevimizse Atatürk’ün yolundan sapan devlet yönetimini hızaya sokmaktır.

Çocuklarımızı dünya çocukları ile nasıl yarıştıracağız. İntegrali programlardan çıkardılar. Bunlarla mücadele etmek zorundayız.ADD’nin görevi Kemalist ilkeleri, laik cumhuriyeti kurucu ayarlarına çekmek, Türk çocuğunun geleceğini karartan karanlık eylemleri önlemektir. Bu anlamda kurulan başka bir dernek yoktur. Bu yüzden ADD Genel Başkanı hiçbir siyasi partiden milletvekili adayı olamaz.

Hatice TOPÇU: Bu kapsamlı söyleşi ve değerlendirmeleriniz için çok teşekkür ediyoruz.”

Atatürk ve Cumhuriyetten Yana Taraf Haber Merkezi