ADD Samsun Şube Başkanı Birol Yelekin genel merkez tarafından görevden alındı

ADD Samsun Şube Başkanı Birol Yelekin genel merkez tarafından görevden alındı.Dernek yönetimi ile Atatürk Anıtı’nda açıklama yapan Yelekin, işlemin hukuksuz olduğunu öne sürerek, “Görevimin başındayım “mesajı verdi.

ADD Samsun Şube Başkanı Birol Yelekin genel merkez tarafından görevden alındı
Yayınlama: 11.10.2024 15:08
A+
A-

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Samsun Şube Başkanı Birol Yelekin, genel merkez kararı ile görevden alındı.

Yelekin ve ADD Samsun dernek yönetimi, Atatürk Anıtı’nda basın açıklaması yaparak genel merkeze rest çekip, görevlerinin başında olduklarını açıkladılar.

Birol Yelekin yaptığı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“ATATÜRK’ün Düşüncelerini, Türkiye Cumhuriyetini çağdaş sosyal hukuk devleti niteliğiyle, sonsuza değin bağımsız yaşatma istencini ve bu yolla, Türkiye aydınlanmasını güçlendirmek için çalışmalar yapmak amacıyla 1989 yılında kurulan Atatürkçü Düşünce Derneğinin 2007 yılından beri üyesiyim.

Üç dönem Samsun şube başkanlığı ve dört dönem Genel Yönetim Kurulu Üyeliği yaptım. Bu zaman zarfında üstlendiğim bütün görevleri tüzüğümüz ve amaçlarımıza uygun olarak en iyi şekilde yapmaya çalıştım. Başardığımı da üyelerin geri dönüşlerinden anlıyorum.

Bugün burada, sizlerin karşısında, tarafıma yapılan Haksız, Hukuksuz bir şekilde ve savunduğumuz değerleri hiçe sayarak tarafımın  görevden alınmaya çalışılmasını anlatmak için çıktığımdan dolayı üzgün olduğumu belirtmek isterim.

Yakın çalışma arkadaşlarım da iyi bilirler ki, haksızlıklarla, hukuksuzluklarla her zaman mücadele ettim, yanlışa dur demeye çalıştım doğrunun yanında oldum.Bu duruşumu da her platformda gösterdim.

Atatürkçü Düşünce Derneği 16. Dönem Yönetim kurulunda görev yaptığım sürece de yapılan güzel çalışmalara imza attım, yanlış kararların da dimdik karşısında oldum. Hatta bazı yanlış alınan kararlara, tüzüğe aykırı davranışlara şerh koydum. Kurul üyelerine yakışmayacak davranışlarını gündeme getirdim.Bunlar derneğimiz yönetim erkini rahatsız etti.

Yine Genel Yönetim Kurulu üyesi olduğum zaman,Samsun           Şubemizin o dönemdeki  yönetim kurulu üyelerinin Genel Başkanla konuşarak çözemedikleri bir olayı şubemizin isteği üzerineGenel Yönetim Kuruluna taşıdım. Aralarında bulunduğum dokuz GYK üyesi, olaylarda adı geçenin disipline sevk edilmesini istedi. Ancak talebimiz kabul edilmedi. Tüzüğümüze uygun şekilde bir hafta sonra ,sadece bu konunun görüşülmesini teminen, yazılı talepte.bulunulmuş ise de, Tüzüğümüze aykırı şekilde talebimizin Genel Başkan tarafından reddedildi. Bunun üzerine GYK içerisindeki bölge sorumluluğu görevlerimizden istifa ederek tepkimizi dile getirdik.

Arkadaşlarımla birlikte Samsun Şube genel kuruluna hazırlanırken genel merkez yöneticilerinden biri tarafından benim için kazansa bile görevden alacağız denilerek sanki bugünkü durum için bahane arandığı da aşikardır. Ekip olarak Samsun şube yönetimine seçildiğimizden beri uyumlu bir şekilde çalışıyoruz.

Hiç gerek yokken Genel Merkez tarafından şubemizebir üyelik hakkındadenetçi gönderilmiş ve genel merkezdenistenmesine rağmen bir türlü raporun sonucu tarafımıza gönderilmemiştir.

Üye toplantıları, bölge toplantıları, genel kurullar her şeyin açık açık konuşulduğu, tartışıldığı yerlerdir.Maalesef genel merkez yöneticilerinin üç yıldır Samsun 19 Mayıs etkinliklerine katılmadıkları, gençlik kampına katkı sunmadıkları, derneğimize yapılan bağışı engelledikleri, hukuksuz ve tüzük tanımaz tavırları,  şikayetleri ve talepleri dinlemedikleri hususları açık bir dille anlatılmıştır.

Haziran ayı başında Genel Merkez seçimleri yapılmış, seçimde de iki  liste karşılıklı yarışmıştır. Şu an genel başkan olan Sn Hüsnü Bozkurt’un listesi ile yarışan, karşı listede seçime katıldım.Sanırım seçimden bir yada iki gün önce Sosyal medya hesaplarımda “Haksızlığa, Hukuksuzluğa, Adaletsizliğe ve Tacizcilere karşı mücadelemiz 1989 ruhuyla devam edecektir” yazan bir görsel paylaştım. Sizlere soruyorum, bu sözde birisine işaret var mı? Ya da hepimiz bunlarla mücadele etmiyor muyuz? Neden bu sözlerin kendinize söylendiğini düşündünüz? Bu sözler gerekçe gösterilerek ihraç edilmeyi üstüne üstlük tüzükte açık bir şekilde belirtmesine rağmen yazılı savunmam dahi istenmeden “ben yaptım oldu” mantığıyla ihraç edilmeyi  aklım almıyor. Sizler de tanık olmuşsunuzdur,  bu sözleri zaman zaman basın açıklamalarımın sonunda da söylüyorum. Yine kürsüden tabi ki seçim konuşması olarak, gördüğüm yanlışları dile getirdim. Az öncede söylediğim gibi genel kurullar her şeyin açık açık konuşulduğu yerlerdir. Yoksa delegasyonu  nasıl nerede bilgilendireceğiz. Yıllarımızı verdiğimiz, kuruluş amacı belli olan, üyesi ve yönetim kademelerinde bulunmaktan onur duyduğum derneğimizde, bu tür  hak hukuk tanımadan yapılan uygulamaları kabul etmek mümkün değildir.

Çok üzüldüğüm bir husus da, disipline veriliş ve disiplin  cezası  sürecini ve neticesini, üçüncü şahıslardan öğrenmemizdir. Bu da anlaşılır gibi değildir.

Yüksek Disiplin Kurulunun kararında; ‘savunmasını vermemiştir’ şeklinde bir ibareye yer verilmiş ise de, tarafımdan herhangi bir savunma istenmemiş,tarafıma herhangi bir yazı ya da bildirim gönderilmemiştir. Ne tarafıma ve ne de Samsun  şubesine disiplin kuruluna sevk edilmem ile ilgili herhangi bir mail ,tebligat ,posta veya yazılı bir  bildirim  gelmemiştir. Gerçekten Şaka gibi.

Maalesef tarafıma  ulaşan bir yazı olmadığı için savunma hakkımdan yoksun bırakılarak,haksız ve hukuksuz bir şekilde Yüksek Disiplin Kurulunca hakkımda karar verilmiştir.Bu seçilmiş birinin hakkını hukuksuz bir şekilde gasp etmenin yanında, bizi seçen üyelerimizin iradelerini de  yok saymaktır.

Dernek tüzüğünde  tartışmaya mahal vermeyecek şekilde “yazılı bir şekilde savunma alınması” hususu açıkça belirtilmiş olmasına karşın böyle bir hukuksuzluğun nasıl yapılabildiği anlaşılır gibi değildir.Bu haksızlığı kabul etmediğimi bildirerek görevimin başında olduğumu siz basın mensupları ve dostlarım aracılığıyla duyuruyorum. Saygılarımla.”

Atatürk ve Cumhuriyetten Yana Taraf Haber Merkezi