”ATA PARTİ ” Atacılar yarınlara yürüyor | Cem Ayaz Yazdı

”ATA PARTİ ” Atacılar yarınlara yürüyor | Cem Ayaz Yazdı
Yayınlama: 19.06.2023 21:19
A+
A-

Bilinçli ol!
Alışagelmiş sözler söylersek bizlere itibar etmeyin. Hatta ve hatta yüzümüze bakmayın, selamı sabahı kesin. Sözlerimiz,  tarihin emaneti olan izlerimizden geliyor. Yürüyeceğimiz yol ise yarınlar ve daha ötesine gidiyor…

“Türk Oğuz Beyleri!
  Budun!
  Dinleyin!
  Üstte gök basmasa,
  Alt yer delinmese,
  Sen töreni, birliğini bozmadıkça,
  Kim senin İl’ini(devletini) bozabilir!

Bilge Kağan tarihten bugünlere ‘’Sen töreni, birliğini bozmadıkça senin devletini kim bozabilir’’ diyor ve bir de öğütlüyor:
“Türk budun!
  Kendine dön!
  Kendin ol!
  Bilinçli ol!”

Ödev ve zorunluluk
“Asla şüphem yoktur ki; Türklüğün unutulmuş büyük medeni özelliği ve büyük medeni kabiliyeti bundan sonraki gelişmesi ile geleceğin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır!”

Medeni özellik ve medeni kabiliyet…
Son Başbuğ’umuz Mustafa Kemal Atatürk’ün yolumuzu işaret eden bir deyişi. Unutulmamalıdır ki; Tarih, Türk’e her zaman seslenir ve Türk de tarihine kulak vermek zorundadır.

Bu bir kutlu başlangıçtır.Bu bir  tarihin öğüdünü sırtına yüklenmiş “bir kendine dönüşün” ilk adımlarıdır. Alışagelmiş bir adım, birbirine benzeşmiş, birbirine dönüşmüş yol ve yöntemler kararlılığı değildir.
Tarihin söylevinden gelen bir ödev ve hayata geçmesi gereken kesin bir zorunluluktur.

Bir beyaz sayfa: Ata Parti, “Atacılar”
A-YENİDEN ÇAĞDAŞ DEVLET DEVRİMİ
B- YENİDEN ÇAĞDAŞ EĞİTİM DEVRİMİ
C- İLERİ DEMOKRASİ DEVRİMİ
Ç- YENİDEN TOPLUMCU KALKINMA DEVRİMİ
D- BİLGİ TOPLUMU DEVRİMİ

Köklere dönüş
Söz şöyle başlıyor:
Türk Devlet geleneği, töre, kurultay ve bağımsız yargı. Atatürk Türkiye Cumhuriyetini bu anlayışa göre kurmuştur. Önce Türkiye Büyük Millet Meclisi (Kurultay) toplanmış, Yürütme Erki bunun içinden oluşturulmuş, Ordu Türkiye Büyük Millet Meclisinin Ordusu olarak Başkomutan
Atatürk’ün Başbuğluğunda yurdu kurtarmıştır. Türkiye Cumhuriyeti yeniden bu köklere dönecektir.” diyor ve ileri demokrasi diye de devam ediyor.

Devletin dini olmaz!
Türk Devletinin dini olmaz!’’, bütün dinlere, mezheplere eşit uzaklıkta olacaktır. Devlet din kuralları koymaz, yurttaşlarına bir dini ya da mezhep dayatmaz, bir dini ya da mezhebi desteklemez. Devlet din devleti olursa din bozulur, devlet ‘’çöküşe’’ sürüklenir”

“Devlet okullarında, devlet denetiminde eğitim yapan özel okullarda din
dersi bir dinin ya da mezhebin eğitimi değil, bütün dinlerin anlatıldığı dersler
olacaktır. Bir dinin ya da mezhebin din görevlilerinin yetiştirdiği okul kurmak
çağdaş devlet anlayışıyla bağdaşmaz. Böyle okulları kurmak, kamu yasaları
açısından sıkı denetlenmek koşuluyla, ülkemizdeki türlü inanç bağlılarının
kuracakları derneklerin yetkileri içinde olabilir. İnanç özgürlüğü ancak böyle
sağlanır.”

Kadın
Türk Töresinde kadının yeri erkek ile birlikte yönetimin, üretimin içinde
olmaktır.

Gençler
“Gelecek gençlerimizindir. Deneyimlilerimizin bilgi birikimi ile
gençlerimizin çağı yakalayan bilgilerinin bileşimi ülkemizi bilgi çağına ulaştıracak bileşimdir.

Yerleşmeciler
Türkiye’nin yerleşimcilerle dönüştürülmesine yol vermeyeceğiz. Geçici sığınmacı adı altında ülkemize doluşturulan ‘’yerleşimcileri’’ ilgili ülkelerin yönetimleriyle işbirliği yaparak, en kısa sürede ülkelerine geri göndereceğiz.”

Sağlık yurtları
“Yeniden sağlık devrimi gerekiyor. Sağlık işleri, işlemleri, işletmeleri kesin olarak parasız olacaktır. Özel sağlık kurumlarındaki sağaltma işlemlerinin karşılıkları Devlet bütçesinden sıkı denetim yapılarak ödenecektir. Ülkemizin gerek duyduğu bütün aşıları üreten, dışarıya da satan, ATA’nın kurduğu Hıfzısıhha Enstitüsü “Sağlık Koruma Kurumu” adıyla yenilenerek
yeniden açılacaktır. Hastanelerin adı “Sağlık Yurtları” olacaktır. Sağlık görevlilerimiz bütün anlamlarıyla korunacaktır”

Türk Ordusu
Türk Ordusu çağın gelişmelerine uygun olarak sürekli güçlendirilecek, en ileri savaş teknolojisi ile desteklenecek, sürekli eğitilen, işi sadece savaşmak ile savunmak olan ya da bunları destekleyen uzmanlardan oluşacak bir ordu olacaktır. Zorunlu askerlik kaldırılacak, buna karşılık bütün Türk gençleri kısa süreli savunma eğitimi alacaklardır.
Savunma sanayi ordumuzun bütün araç, gereç, silah gereklerini üretecek biçimde geliştirilecektir. Bu alanda çalışan uzmanların özlük hakları genişletilerek, yurtdışına beyin göçü önlenecektir.
Özellikle denizlerdeki egemenlik haklarımızdan, Mavi Vatan çıkarlarımızdan ödün vermek söz konusu olmayacaktır. Bu konuda kamu kaynakları en yüksek düzeyde kullanılacak, özel girişim
desteklenecektir.

Türk Ordusuna ‘’tarikat sızmalarına yol açmak’’ çok korkutucu bir gelişmedir.
Ordumuza sızan tarikat bağımlıları izlenecek, bağlılıklarını sürdürenler
ayıklanacaktır.  Askerlik okulları, yüksek savaş okulları, asker sağlık yurtları (hastaneler)
yeniden açılacaktır.”

Doğa
“Doğayı korumak kutsal bir görevdir. Bütün Devlet girişimlerinde, özel girişim işlerinde, tarımda, sanayide doğayı korumak birinci öncelik olacaktır. Temiz güç kaynakları sonuna kadar değerlendirilecektir.”

Yurtta sulh cihanda sulh!
Dış ilişkilerde akıl ile bilirim ve  ülke çıkarları birinci önceliklidir. Ülkemiz iç ya da dış işlerinde başka ülkelere bağımlı olamaz. Türkiye Batı ile Doğu arasında savrulan bir ülke olmayacaktır. Genel manzara, ATATÜRK Türkiye’sine aykırı bir durumdur. Türkiye gecikmeden konsey, keneş, teşkilat gibi sözleri bir yana bırakıp ‘’TÜRK DEVLETLER BİRLİĞİ’’ kurulacak, ve  Türklerin ezilmelerini önlenecek Türklüğün yüksek insanlık değerlerini yaygınlaştırılarak Uluslara örnek olunacaktır.

Komşu ülkelerle sıkı işbirliği yapılacaktır. Yeryüzündeki bütün ülkelerle Atatürk’ün “YURTTA SULH, DÜNYADA SULH” ilkesi ışığında ilişkiler kurulacaktır.”

Çağdaş yönetim devrimi
“Ülkemizin yönetim dokusunun en yüksek görevlilerden başlayarak, en alt görevlilere dek ‘Çağdaş Yönetim Teknikleri’ konularında eğitilmeleriyle başlayacağız. Devlet Yönetiminin yeniden düzenlenmesiyle Çağdaş Yönetim Tekniklerine göre çalışan bir yönetim dokusu oluşturacağız. Daha verimli, daha üretken çağdaş devlet yapısı ortaya çıkacaktır.”

Çağdaş eğitim devrimi
Öncelik yeniden ulus bilinci vermektir.’’ ‘’İyi eğitilmiş yurttaş varlığı bir ülkenin en büyük güç kaynağıdır. Yurttaşlarımızı çağdaş yeryüzünün en ileri bilim düzeyindeki ülkelerinin de
ilerisinde bir eğitim düzeyine ulaştırmak en önemli amaçlarımızdandır.

Eğitimin birinci amacı yurttaşlara ortak ulus bilinci vermek olacaktır. Bilgi çağını üreten ülkelerde en önemli güç kaynağının ulus bilinci olduğu bilimlik bir gerçektir. Okullarda “ANDIMIZ” ilk biçimiyle yeniden seslendirilecektir. Bununla birlikte yeryüzünün insanlığın ortak evi olduğu gerçeği de göz ardı edilmeyecek, yurttaşlara doğaya saygı, insan sevgisi de anlatılacaktır.

Eğitimde dil birliği
Eğitimin bütün basamaklarında eğitim dili Türkçe olacaktır. Buna karşılık, yurttaşlara bilmeleri gerekli olan yabancı diller öğrenmeleri sağlanacaktır. Ülkemizdeki anadiller ulus devletimizin zenginliğidir. Ülkemizdeki yurttaşlarımızdan ana dilleri Türkçeden başka olanlara ya da onların bu dillerini öğrenmek isteyenlere, orta öğrenimde seçimlik ders olarak bu
olanak sağlanacaktır.

Ayrıca Türkiye Türkçesi dışındaki Türklerin Türkçeleri de yine seçimlik ders olarak orta öğrenimde okutulacaktır. Bu konularda yeterli öğretmen yetiştirmek üzere, Bilim Yurtlarında (Üniversitelerde) bölümler açılacaktır.”

Atatürk’ün Türk Tarih Kuramı
Okullarda Atatürk’ün Türk Tarihi Kuramı okutulacaktır:
Türk Ulusunun geçmişi, uygarlığa yaptığı katkılar 1931-1941 yıllarında
orta öğretimde okutulan Türk Tarih dersleri kitapları yenilenerek öğrencilere ders kitabı olarak okutulacaktır. Bilime, uygarlığın gelişmesine katkı sağlayan ATALARIMIZ ayrıntılı
olarak anlatılacaktır. Atatürk ile onunla birlikte Kurtuluş Savaşını yapmış, çağdaş Türk
devletinin kurulmasında büyük görevler yerine getirmiş kurucu atalar ayrı bir ders konusu olacaktır.

Parasız eğitim
“Eğitim yeniden parasız olacaktır. Başarı oranlarınca desteklenecektir. Devlet okullarında eğitimin niteliği en üst düzeye ulaştırılacak, eğitimin bütün aşamalarında, yurttaşlara parasız eğitim sağlanacaktır. Özel okullar, sıkı denetim koşuluyla okuttukları öğrenci sayısı, başarı oranlarınca desteklenecektir.”

Bilim bilinci ve aydınlanma dersi
Orta öğretimde öğrencilere bilim sevgisi, bilim bilinci verecek bir ders olacak, “Bilim Tarihi” bir ders olarak okutulacaktır. Bilimin başlangıcından günümüze kadar gelmesi, gelişmesi ile önemli bilginler anlatılacaktır.

Bilim Yurtlarında (Üniversitelerde) bilimlik araştırma yöntemleri öğretilecektir. Aydınlanma dersi bir zorunluluktur. Orta öğretimde felsefe dersi geniş biçimde okutulacak, ayrıca, ders olarak da Avrupa’nın karanlık çağının nasıl başladığı ile aydınlanma süreci ayrıntısı ile anlatılacaktır.
Türk Ulusunun geçmişinde Töre’nin, akıl ile bilimin yönetimde geçerli olduğu dönemler ile bundan uzaklaşma sonucundaki çöküşler anlatılacaktır. Atatürk’ün Türk Devrimi ayrıntısıyla bilimlik açıdan anlatılacaktır. Büyük SÖYLEV ayrı bir ders konusu olacaktır.”

Bilim
“Bilimlik araştırmanın önünde engel olmayacaktır. Bilimlik araştırmalar ile bilimin buluşlarının üretime uygulanması en yüksek düzeyde desteklenecektir. Bilim Yurtları (Üniversiteler) sadece üretilmiş bilimlik bilgileri öğreten değil, bilim üreten kurumlara dönüştürülecektir.”

Din eğitimi dersine hayır!
‘’Devlet okullarında din eğitimi dersi olmayacaktır. Din dersi bütün dinlerin yansız olarak anlatıldığı dersler olacaktır. Devlet, din adamı yetiştirmek için okul açmayacak, var olanlar kısa sürede meslek okullarına dönüştürülecektir.

Devletin yurttaşlarına din dayatması, dinin çağdaş gelişmelere göre kendisini yenilemesini önler, din bozulur, devletin dine dayalı yönetimi ise devleti çökertir. Bu geçmişin (tarihin) öğrettiği altın kuraldır. Din bilgileri evlerde ya da ibadet yerlerinde öğretilir.

Ülkemiz de var olan dinlerin, mezheplerin ya da akımların örgütleri, Kamu Denetiminde din bilgini
yetiştirmek için okullar açabilirler. Bu tür okulları bitirenler Devlet okullarını bitirmiş sayılmazlar.’’

İleri demokrasi devrimi
Türkiye Cumhuriyetinin değişmez ana ilkeleri vardır:

  Devletin biçimi Cumhuriyettir.

  Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle, ülkesiyle, ulusuyla bölünmez bir bütündür.

  Dili Türkçedir.

  Bayrağı ay yıldızlı al bayraktır.

  Başkenti Ankara’dır.

Bununla birlikte Cumhuriyet kavramının derin anlamı, ulaşılması gereken amacı demokrasidir. Türk Ulusu en ileri demokrasiyle kendi kendisini yönetmesi gereken erdemli bireylerden oluşan bir toplumdur.

İleri demokrasi, öncelikle yurttaşların seçtikleri kişiler aracılığıyla kendi kendisini yönetmesi demektir. En az seçimler kadar önemli olan ise ülkede özgürlüklerin varlığıdır. Katılımcılık çağdaş demokrasinin önemli bir kavramıdır. Çoğulculuk ise demokrasinin ileri bir adımıdır.

Demokratik seçimler
Seçimlerin gerçekten demokratik olması için önce siyasi partilerin eşit koşullarda yarışmaları gerekir. Bunun için kamu bütçesinden partilere akça aktarılması yanlışına son verilecektir.

Basın yayın kuruluşlarında seçime girmek yetkisi olan siyasi partilere dengeli olarak yer verilmesi olanağı yasa ile sağlanacaktır. Siyasi partiler ile siyasi kişilerin siyasi çalışmalarında kamu kaynaklarını kullanmaları yasaklanacaktır.

Parti içi demokrasi
Bugünkü Siyasi Partiler Yasası, bir siyasi partide genel başkanlığı ele geçiren kişilere parti içinde bir tür diktatör olma olanağını veriyor. Genel başkan ile çok yakın çevresi kimlerin milletvekili olacağını ya da yerel yönetim görevlisi adayı olacağını seçiyor. Dahası yeniden genel başkanı seçecek delegeleri de yine genel başkan seçiyor. Bu durum demokratik alışkanlıkların da gelişmesinde büyük bir engeldir.

Biz, milletvekili ile yerel yönetim adaylarının seçimini parti üyelerinin gerçekleştirmesini sağlayacağız.”

Özgürlükler
Özgürlükler yoksa bir ülkede demokrasinin özü, anlamı yok demektir.
İnanç özgürlüğü ile düşünce özgürlüğü, özgürlüklerin en önemlileridir. İnanç özgürlüğü bütün anlamı ile sağlanacaktır.

Kamu yönetiminde kimse inancına göre işlem görmeyecek, kimse inancından ötürü dışlanmayacaktır. Kamu yönetiminde görevlendirmelerde inanç etkili olmayacak, kimse inancından ötürü dışlanmayacak ya da kayrılmayacaktır.,

Devlet yurttaşlarına inanç dayatmayacaktır. Devlet yurttaşlarına bir dini ya da mezhebi dayatacak biçimde eğitim yapmayacak, bir dinin ya da mezhebin ibaret yerlerine ya da ibaret yerleri görevlilerine kamu kaynaklarından destek vermeyecektir.

Buna karşılık ibadet yerlerinin inançlıları dernekleşerek ibadet yerlerini yapmak, onarmak, ibadet yerleri görevlilerini seçmek konusunda özgür olacaklardır. Bu dernekler kendi aralarında birleşerek, ibadet yerleri görevlilerini yetiştirmek için okullar açabilirler. Bu anlamda tanınan özgürlükler ileri demokrasi için gereken ortamı sağlayacaktır. Ayrıca bu durum dinlerin çağa uyum sağlayarak kendilerini geliştirmelerinin de yolunu açacaktır.

Kuşkusuz din örgütlenmeleri ya da eğitimleri yasalar açısından kamu görevlilerince sıkı denetim altında olacak, siyasete karışmaları kesin olarak önlenecektir. İbadet yerlerine gidenlerin ayrı siyasi görüşte olmaları gerçeği de bu konuda geçmiş deneyimlerden bilinen bir konudur.

DİB Ülkemizdeki inanç topluluklarının hepsini kapsamına alacak biçimde yeniden düzenlenecek; Doğrudan Cumhurbaşkanına bağlı olacak, ülkemizdeki inanç topluluklarının kamu yasaları açısından denetlenmesini gerçekleştirecektir.”

Düşünce özgürlüğü
“Düşünce özgürlüğü toplumların gelişmesinin en önemli güç kaynağıdır.
Düşünce özgürlüğünden doğan sakıncaların önlemi de yine düşünce özgürlüğüdür. Başkalarının özgürlüklerini kısıtlamaya yönelik olmayan, suça özendirmeyen düşünce açıklamaları bütün anlamıyla özgür olacaktır.”

Girişimcilik, katılımcılık ve  çoğulculuk

Girişim özgürlüğü girişimcilerin desteklenerek önlerinin açılması anlamına da gelir. Genç girişimciler desteklenecek, ulusumuzun bireylerinin ülkemizin gelişmesindeki önemi göz ardı edilmeyecektir.

İleri demokrasinin gerçekleşmesinin çok önemli uygulamalarından birisi de katılımcılıktır. Seçilmiş yöneticiler, atanmış yöneticiler yönetimleri sırasında sürekli olarak meslek örgütleriyle gönüllü kuruluşlarla iletişim içerisinde olacaklardır. Yasama organı da bu konuda gereken duyarlılığı gösterecektir. Yasaların çıkarılmasında ilgili meslek örgütleriyle, gönüllü kuruluşlarla sürekli işbirliği içinde bulunacak, bu konu yasa ile sağlanacaktır.

Çoğulculuk çoğunluğun baskıcılığına karşı geliştirilmiş bir kavramdır.
Seçimlerde çoğunluğu elde ederek yönetime gelenler “astığı astık, kestiği kestik” diyerek ülkeyi yönetemezler. Çoğunluğun seçimine “milli irade” demek ise bilgisizlikten başka değildir.
Olan “seçmen çoğunluğunun önüne gelen seçenekler içinde birisinin seçmiş olmasından ibarettir.

Azlıkların ya da azınlıkların hukukunu gözetmeyen bir yönetime demokrasi denilemez. Biz ülkemizde yeniden özgürlükçü, katılımcı, çoğulcu demokrasiyi kuracağız.”

Toplumcu kalkınma devrimi
Ülkemizin kalkınmasında çok önemli yeri olan Devlet Planlama Örgütü canlandırılarak işlevli duruma getirilecektir. Yeniden kalkınmaya yön veren, yol gösteren bir kurum olacak, yatırımların verimli olması ile doğanın korunması konularında denetleyici görev yapacaktır.

Kamu yatırımları yeniden başlayacaktır. Global Kapitalizmin dayatmaları sonucunda Yeni Liberalizm görüşünün baskısı altında kamunun üretim yatırımları durdurulmuş, Cumhuriyetin üretim birimleri acımasızca satılmıştır.

Biz, özel girişimi desteklemekle birlikte, Devletin de yeniden fabrikalar yapmasını sağlayacağız. Böylece öz kaynağa dayalı kalkınma hız kazanırken işsizlik de en aza inecektir.

BİZ gerek kamu yatırımlarında, gerekse özel girişimlerde en ileri düzeyde teknoloji ağırlıklı yatırımlara önem vereceğiz. Türkiye bilgi çağının öncü ülkeleri arasına girmek gücüne ulaşacaktır.”

Yeniden tarım devrimi
“Tarım devrimini başlatan Türk Ulusunun bugün tarımda içine sürüklendiği
durum yürekler acısıdır. Bu duruma son verilecektir.

Tarımda yerli tohumculuk diriltilecek, ülkemiz doğal ürünler üreten, tüketen dışarıya da satan bir duruma getirilecektir. Tarımdan kaçış geriye çevrilecek, tarıma bütün yanlarıyla destek verilecek,
yönlendirme, özendirme çalışmaları yapılacaktır.”

Meslek okulları
“Sanayi ile tarım ara çalışan gereksinmelerini yerine getirmek üzere yeterli meslek okulları açılacaktır. Temiz enerji kaynaklarına öncelik verilecektir. Dışa bağımlılığı en aza indirecek biçimde ülkemizin doğasının olanakları sonuna kadar kullanılacak, güneş, yel enerjilerinden en yüksek oranda yararlanmak için kamu yatırımları yapılacak, özel girişim bu alanda da özendirici,
destekleyici uygulamalarla yönlendirilecektir.’’

Tutumluluk kültürü
“Devlet yerleşim düzeni, uygulamalar, etkinlikler de kesin olarak tutumluluk ilkesi uygulanacaktır. Kamu yöneticilerinin, Devlet Başkanından başlayarak, bütün basamaklarda savurganlıkları önlenecektir. Gösteriş tüketimleriyle “itibar” kazanacağını sanmak, Türk Töresine de, gerçeklere de aykırıdır. Tutumluluk ile kamunun kazanacağı akça olanakları üretken yatırımlara yönlendirilecektir.

Yeryüzünde en ileri düzeyde kalkınma gerçekleştirmiş ülkelerle Devlet Başkanlarının ya da Başbakanların görev yaptıkları yapıların durumu göz önündedir.

Ata Parti, tutumluluğun, kalkınmanın temellerinden biri olduğu bilinci ile bu konuya çok önem verecektir. Yurttaşlarımızın dışa bağımlı tüketim alanlarında tutumlu olmalarını sağlayacak sürekli eğitim ile uyarı çalışmaları yapılacaktır. Yurttaşların yerli ürünleri satın alması konusunda sürekli eğitim ile uyarı çalışmaları yapılacaktır. …Ulusçuluğun bir belirtisi de yerli ürün kullanmaktır.”

Türk ortak pazarı ve yabancı yatırımcılar Üretici etkinlik için ülkemize gelecek olan yabancı yatırım özendirilecektir. Ülkemizin tarih ile doğa olanaklarının turizm alanında daha yüksek boyutlarda değerlendirilmesi sağlanacaktır.

Türk Devletler Birliği içinde kurulacak Türk Ortak Pazarı, Türk Ülkelerinin birbirini destekleyerek hepsinin kalkınmasına büyük katkılar sağlayacaktır.”

Dengeli üleşim
Yüksek üretim ile birlikte dengeli üleşim çok önemlidir.

Bütçe gelirleri içinde dolaysız vergilere ağırlık verilecektir. Aylıklı çalışanlar ile emeklilerin aylıkları ülkedeki ekonomik duruma göre sürekli düzenlenecektir.

Çalışamayacak durumda olanlar Devletin koruması altında olacaklar, iş bulamayanlara Devlet bir yandan iş alanları yaratırken, öte yandan sürekli işsizlik aylığı bağlayacaktır.”

Devlet ve milletin gönenci
Devletin ilk görevi ülkeyi dış saldırılardan korumak, içeride yasa egemenliğinde düzeni sağlamak olmakla birlikte, yurttaşların gönenç içinde yaşamalarını sağlayacak bir ortam oluşturmak da önemli bir görevdir.

ATA PARTİ yönetimindeki Türkiye’de aç, işsiz, geçinemeyen, hasta olup sağaltma
alamayan, gerek ilacı edinemeyen yurttaş olmayacaktır.
Yurttaşlar gönenç içinde olacaklardır.”

Bilgi toplumu devrimi
Türk Ulusu yeryüzünde tarım uygarlığını başlatan ulustur.Türk Devletleri akıl bilim çizgisinde yönetilirken, binlerce yıl yeryüzüne uygarlığı yaydılar. İnsanlık değerlerinde kişioğullarının öğretmeni oldular.

Zaman içinde akıl bilim yolundan uzaklaşmak çöküşler getirdi. Batı ise din dogmalarının egemenliğinde bin yıl karanlıkta yaşadıktan sonra yeniden akıl bilim çizgisine döndü. Yüzlerce yıl süren uğraşılardan sonra aydınlanma yaşandı, sanayi devrimi gerçekleşti, sanayi uygarlığına ulaşıldı.

Türkler sanayi devrimini kaçırdılar, sanayi toplumlarının sömürgeleri oldular. Şimdi 1955 de başladığı söylenen yeni bir devrim dönemindeyiz. Bu devrim BİLGİ DEVRİMİ’dir. Çağın adı BİLGİ ÇAĞI’dır. Biz tüketici olarak bu çağın içindeyiz, Bilgi Çağı ürünlerini tüketmekte çok ilerilerdeyiz.

Yapılması gereken Bilgi Çağının öncü üreticileri arasına girmektir. Yeniden Çağdaş Devleti kurduğumuzda; Yeniden Çağdaş Eğitim Devrimini yaptığımızda; yeniden İleri Demokrasi Devrimini gerçekleştirdiğimizde; Yeniden Toplumlu Kalkınma yoluna girdiğimizde yapılması gerekenleri ATATÜRK’ün devrimcilik hızıyla bütünüyle yaptığımızda Bilgi Çağı Devrimini yapmış olacağız.

Böylece Bilgi Çağının öncüsü olmak, Yeryüzüne Türk Töresinin gereği olan İnsanlık Değerlerini yaymak ülküsünü gerçekleştirmiş olacağız.
ATA PARTİ Türk Ulusunu bu ülküye ulaştıracaktır.

Yaşlılarımız gençler için, geçlerimiz gelecekleri için çalışacaklar.
ATA PARTİ öncülüğünde Türklük, geleceğin tan yerlerinden yeni bir güneş gibi doğacaktır.”

 İmza: ATA PARTİ

 Satırlarıma başlarken, alışagelmiş sözler söylemeyeceğiz diye söze başladım ve eğer söylersek bizlere itibar etmeyin diye de hatırlatmıştım. Hatta ve hatta yüzümüze bakmayın, selamı sabahı kesin. Sözlerimiz,  tarihin  bizlere emaneti olan izlerimizden geliyor. Yürüyeceğimiz yol uzun ve zorlu;

“Türk budun!
  Kendine dön!
  Kendin ol!
  Bilinçli ol!”
‘’ATACILAR’’ yarınlar ve daha ötesine yürüyor.

‘’Ne mutlu Türk’üm diyene!’’

Atatürk ile kalın.

Selam ile…

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:(TIKLA VE İZLE)

Yazar. Medya Siyaset Yayın Grubu Genel Yayın Koordinatörü. ATA Parti Kurucular Kurulu Üyesi, Basın ve Yayından Sorumlu Genel Başkan Danışmanı
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.