Başka Bir Raund Yok | Murat Ağırel Yazdı

Başka Bir Raund Yok | Murat Ağırel Yazdı
Yayınlama: 24.10.2017 02:00
Düzenleme: 27.07.2023 18:26
A+
A-

Türkiye siyasi gündemi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2 Mayıs’ta AKP’ye yeniden üye olması ile birlikte parti örgütlerinin yenilenmesi gerektiğini söylemesi ve sonrasında gelen istifa dalgası ile çalkalanmaktadır.

Erdoğan’ın AKP’ye üye olması sonrasında değişim ile ilgili sürecin başlangıç ve bitiş tarihleriyle birlikte, yeni teşkilat yapısı hakkında da yaptığı açıklamalar ezber bozan ve alışılagelmiş değildi.

Mental (Motivasyonunu kaybetmiş halkın sorunlarını çözmek yerine kendi sorunlarını çözmeye çalışan) yerine Metal yorgunluğu ifadesini tercih etti. Bunu da bilerek ve planlayarak kullandı. Amacı istifa edecek ya da ettirilecek olan parti mensuplarının toplumda ya da parti içerisinde rencide edilmesini önlemekti.

Çünkü metal yorgunluğu; örnek ile açıklamak gerekirse Bir tren düşünün, bütün mekanik aksamları çalışmakta ancak çelik gövde zaman içerisinde yıpranmakta ve işlevselliğini kaybetmektedir. Partiden istifa eden ya da ettirilen kişileri bu kategoride değerlendirilmesini istemektedir.

Peki neden değişime ihtiyaç duymuştu?

Öyle ya on altı yıldır tek başına iktidar ve girdiği bütün seçimleri kazandı. Ne Anayasa ne de Meclis yapmak istediklerine engel değil.Yapılan en kritik hatalarda dahi aldatıldık, aldandık, kandırıldık ihanet ettik dese de alkışlayan ve destekleyen bir kitleye sahip. Durup dururken neden değişikliğe ihtiyaç duydu?

İşte tam da bu noktada neden 16 yıldır iktidar olduğunun cevabı çıkıyor. Referandum sonuçlandıktan sonra zafer havasına girmeden hemen neden-niçin sorularının cevabını aramaya başladı Erdoğan. Yaptırdığı anketlerde zayıf illeri belirledi. Toplum artık FETÖ davasında çaycıların dahi örgüt bağlantısı olduğu halde bir siyasi ayağının, uzantısının olmadığını yüksek ses ile dillendirmeye başladı.

Belediyeler de ve Başkanların toplumda meydana gelen tepkilerini ölçtü sonrasında müdahale etmeye başladı.

Bir iktidar partisi için İstanbul veya Ankara gibi Türkiye’nin omurgasını oluşturan iki Büyükşehir Belediyesinin Başkanlarının istifasını istemek büyük bir cesaret ister.

Recep Tayip Erdoğan 2019 yılında yapılması planlanan (bana göre erken seçim olacak) seçimlerde işinin hiç de kolay olmadığını ve yapılan anketlerde de kazanabilecek oy oranına sahip olmadığını görmektedir. Yapılan bütün sözde yenilenme 2019 seçimlerine hazırlık için yapılmaktadır.

16 yıldır seçim kaybetmeyen ve halen tek başına iktidar olan parti bu yenilenmeyi her ne sebep ile olursa olsun yaparken mevcut ana muhalefet partisi olan CHP ne yapmaktadır?

Bir boks maçındasınız ve rakibiniz uzun zamandır yenilmemekte(AKP). Sizle(CHP) karşılaşmaya çıktığında öyle darbeler alıyor ki (Habur,17-25 Aralık, Çözüm Süreci, Suriye, Irak’ın kuzeyi, Ekonomi vb.) ayakta durmakta zorluk çekiyor. Düşmesine ramak kalmış. Son bir kroşe ile hatta yumruğun rüzgarı ile nakavt olacak durumda iken siz rakibinizi yenmek yerine rakibi bırakıp ringi turluyorsunuz. (Salı günleri grup konuşması) Seyircilere hoş görünmek için ringin iplerine çıkıp ara sıra kollarınızı açıp bağırıyorsunuz (kısa basın açıklamaları) sonra tekrar ringde rakibinizin etrafında turluyorsunuz. Rakibiniz ise çanın çalmasını beklemekte ve bir nefes almaya çalışmakta.

Ana muhalafet tam da bunu yapmakta. Uzun yıllardır iktidarda olan parti yeniden yapılanmakta ve artık çok şeyden rahatsız olan, kaynamaya başlayan tabanını sakinleştirip yeniden hareketlendirmeye organize edip odaklandırmaya  çalışmaktadır.

Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK 19 Ocak 1923 tarihinde İzmit’te halka yaptığı 7,5 saatlik konuşmasının bir bölümünde şöyle demiştir: “Milletimiz çok zamandan beri siyasi partiler ve onların ihtirasları ve çatışmaları yüzünden, çok büyük zararlara uğramıştır; kendi çıkarları unutturulmuştur; şunun bunun çıkarlarının hizmetine konmuştur. Ulusal çeşitli sınıflardan bir ya da üçünü alıp, diğerlerinin zararına olarak, yalnızca o sınıfın yararını sağlamakla uğraşan bir siyasi parti, bizim ulusumuz ve ülkemiz için zararlıdır. Bizim ihtiyacımız, tüm ülke insanının el ele vererek çalışması ve bu çalışmasından elde edilecek sonuçlardan ibarettir.”

Cumhuriyet Halk Partisi bu düşünce  temelleri üzerine kurulmuştur. Ne yazık ki CUMHURİYET’imizin teminatı olan CHP halen yaklaşan belki de Türk ulusunun son seçimi olacak olan 2019 seçimlerine halen hazırlık yapmamaktadır. Sallanan rakibi yeniden diriltebilmek için yenilenmeye çalışmakta, muhalefet görünümlü MHP bu yenilenmeye olabildiğince destek vermekte, Meral Akşener’in başkanlığında toplumda büyük bir karşılığı olan yeni bir parti doğmakta hatta kendi partisinden milletvekili almakta olmasına rağmen CHP halen hareketsiz beklemektedir. Muhalefet olarak sadece salı günleri grup toplantıların da yapılan konuşmalar ile yeltenilmektedir.

Şu anda AKP’nin yaptığı yenilenme çalışmasının CHP’de yapılması gerekmektedir. Acilen parti tabanı dinlenilmeli ve kulak verilmelidir. Bütün bu gelişmeler göz önüne alınarak çalışmalara yeniden başlanılmalıdır. Parti içerisinde kesinlikle revizyona gidilmelidir. İl, ilçe, mahalle ve sokak temsilcilikleri mutlak surette dinlenilmeli ve toplum ile bir araya gelinmelidir.

Tarık Zafer Tunaya’nın söylemiyle, “Kamuoyu, çoğu kez karmaşık, karışık ve hareketsizdir. Siyasi parti, kitleleri uyandırır, kamçılar, ona ufuk ve yol gösterir.” der.

İktidar mücadelesi veren, bu nedenle halkın desteğine gereksinimi olan partilerin, eylemle söylemi, bilinçle özveriyi üst düzeyde bütünleştirmeleri, bu bütünlüğü de kalıcı parti işleyişi haline getirmeleri gerekir.

Toplumsal düzeni, insanların düşünce ve eylemi değil aksine, insanların düşünce ve eylemini toplumsal düzen belirler. CHP’nin görevi tam da budur. İnsanların şu anda karmakarışık olan düşüncelerini toparlamak ve yönlendirmek CHP’nin tarihi görevidir. Ringde sallanmakta olan rakibini bu sefer yenmek zorundadır.

Sayın Metin AYDOĞAN’ın dediği gibi “Siyasi partiler, kurumsal tartışmaların yapıldığı düşünce kulüpleri değil, eylem örgütleridir. Ancak bu gerçek, parti yaşamına yöne veren eylemin abartılarak, kuramın göz ardı edilmesine yol açmamalı; kuram ve eylem, dengeli bir bütünlük içinde, parti örgütünün tüm birimlerine egemen kılınmalıdır. Kitlelerin gereksinimlerine ve yaşamın gerçeklerine yanıt veren mücadele biçiminin oluşturulması, bu dengenin sağlanmasıyla mümkün olacaktır.”

CHP’nin artık son kredi diye bir  hakkı kalmamıştır. ‘Mecburen’ diyerek oy veren seçmen artık yeni bir partinin varoluşu ile oraya gidecektir. CHP ya yenilenecek ya da yenilecektir. Bu sonucu artık kaldırabilecek ya da kabul edebilecek bir yurttaş kalmamıştır. CHP acilen kuruluş ilkelerine geri dönerek parti içerisinde tepki çeken fazlalıklardan kurtulmalı ve Türk ulusunun kaderini değiştirecek olan seçimlere KEMALİST kadrolar ile zaman geçirmeden hazırlanmalıdır.

Gazeteci Yazar... Murat Ağırel köşe yazarlığına 2017 yılında Medya Siyasette başlamıştır. MURAT AĞIREL: Bundan bir yıl önce yazılarımı paylaşma fırsatı bulduğum göz ağrım Medya Siyaset ailesinin yeni yaşını kutlar bu kadar kirlenmişliğin ve yalan haberciliğin olduğu bir dönemde duruşu ve baş kaldıran yayın hayatında başarılarla dolu daha nice yıllara erişmesini temenni ederim. (14 Haziran 2019)
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.