CHP’de ‘Tek Adam’ : Ekrem İmamoğlu – Murat Selamoğlu Yazdı

Cumhuriyet Halk Partisi’nde cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi için yapılacağı söylenen ön seçim, bir demokrasi oyunu olmaktan öteye gitmiyor. Ön seçim denildiğinde akla çok adaylı, demokratik bir süreç gelir. Ancak ortada tek bir aday varsa ve bu süreç sadece Ekrem İmamoğlu’nun adaylığını tescillemek için düzenleniyorsa, buna demokrasi demek mümkün değildir. CHP, demokrasiyi savunurken kendi içinde otoriter bir anlayışın pençesine düşmüştür.

Her fırsatta AKP’nin tek adam rejimini eleştiren CHP yönetimi, bizzat kendi içinde bir ‘tek adam’ yaratıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun ardından Özgür Özel’in genel başkanlık koltuğuna oturmasıyla parti içinde bir değişim beklentisi oluşmuştu. Ancak görünen o ki CHP, genel başkanının Özgür Özel değil, Ekrem İmamoğlu olduğu bir yapıya dönüştü. Özel, sadece vitrinde duran bir isim; ipleri elinde tutan asıl kişi ise İmamoğlu. Gölge genel başkan olarak partiye yön veriyor, kadroları dizayn ediyor ve şimdi de ön seçim kisvesi altında adaylığını dayatıyor.

Bu tablo, CHP tabanının iradesine açıkça ipotek koymaktır. Evet, aday olmayı engelleyen resmi bir durum yok. Ancak İmamoğlu gibi bir figür varken kimse aday olmaya cesaret edemez. Çünkü partinin tüm gücü, teşkilatları, belediyeleri ve medya desteği İmamoğlu’nun arkasına dizilmiş durumda. Bu da gerçekte bir rekabetin olmadığı, herkesin zorunlu olarak tek adayı desteklemek durumunda kaldığı bir ortam yaratıyor.

Şunu net olarak söylemek gerekir: CHP bu şekilde devam ederse, AKP’den farkı kalmaz. Erdoğan’ı ‘tek adam’ olmakla suçlayanlar, CHP’yi İmamoğlu’nun kişisel projesine dönüştürüyor. Partiyi halkın değil, belirli bir zümrenin kontrolüne sokuyorlar. Eğer CHP gerçekten bir demokrasi mücadelesi verecekse, aday belirleme sürecini samimi bir şekilde yürütmeli ve tüm adaylara eşit şartlarda yarışma hakkı tanımalıdır.

CHP tabanı, bu dayatmayı görmeli ve sesini yükseltmelidir. Aksi takdirde, partinin geleceği bir kişinin kişisel hırsları uğruna heba edilecektir. Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi süreci, sadece bir ismi onaylatma sürecine dönüşürse, bu CHP’nin ‘yeni tek adam rejimi’ne teslim olması anlamına gelir. Gerçek demokrasi, sadece seçim yapmak değil, seçme hakkının özgürce kullanıldığı bir sistem inşa etmektir. CHP’nin buna ihtiyacı var. Ama görünen o ki, İmamoğlu’nun gölgesi altında bu mümkün olmayacak.