Partisinin Meclis Grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, “Bir gazete nasıl olur da 3 milyona yakın bir reklamı verir cumhurbaşkanı seçilmesin diye. Yeni Şafak gazetesinden bahsediyorum. Sen gazetesin benim lehime yazmak zorunda değilsin objektif olmak zorundasın. 3 milyona yakın benim seçilmemem için harcıyor” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:
-Bir deprem felaketi yaşadık. 50 binden fazla insan hayatını kaybetti. Yüreğimiz hala o bölgede. O insanların huzur içinde yaşamaları için hepimizin üzerine düşen görevler var.
-O bölgede yaşayanların faturalarının ertelenmesi için bir kararname çıktı aradan bir süre geçti.
-Evi yıkılamayan ama kısmen oturulabilir olan evlere faturalar gelmeye başladı. Depremi yaşayan insanlara en azından 85 milyon insana katkı moral vermek istedik.
-Kampanyalar açtık. Belediye başkanlarımız o bölgelere gittik. Şimdi bu faturaların gelmesi doğru değil.
-En azından yıl sonuna kadar bizler ödeyebiliriz. Bunun için paramız yok diyecekler. Hayır efendim paramız var.
-Türkiye Tek Yürek Kampanyası açıldı. Herkes karınca kararınca katkı vermeye çalıştı. Taahhüt edilen parayı ödeyeceklerini söylediler. Kim bu parayı ödemeyenler?
“NERERDE BU PARALAR”
-Acaba bu parayı ödemeyenler beşli çeteler mi? Hatırlarsanız şehitler için de para toplamışlardı. Nerede bu paralar, kim ödemedi bu paraları. Televizyonlara çıkıp parayı ödeyeceğim diyeceksiniz sonra yok olacaksınız. Takipçisi olacağız.
-Bir başka acı olay. Medya dediğimiz organ toplumun sesidir. Tatvan’da bir gazeteci Sinan Aygül. Bu gazeteci arkadaşımız bölgedeki bütün yolsuzluklarını haber yapan bir gazeteci. Vay sen nasıl böyle bir haber yaparsın diye belediye başkanının korumaları tarafından adeta linç ediliyor.
-Kendisini aradım geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Onun attığı bir Tweet şöyle ”Şahsıma yönelik gerçekleşen alçaklığın sebeplerinden biri de geçen hafta yaptığım haberidir.
-Hadsiz bir haraminin rant çetelerine peşkeş çekmeye çalıştığı ihale bugün iptal edildi. Bugüne kadar susturamadınız. Bugünden sonra susturabilmek ve çalışmak bile haddinize değil. Biz susmayacağız siz haramiler geri adım atacaksınız.
“ASIL SORUMLU SENSİN”
-Türkiye Cumhuriyeti’nin herhangi bir vatandaşının milletvekili olmak isterse yasalar var. Seçime girer vatandaş oy verirse seçilir ve Meclis’e girer. 600 vekilden birisi Can Atalay seçimi kazandı mazbatasını aldı ama yemin edemiyor. Anayasa’ya aykırı.
-Meclis Başkanı’na çağrı yaptım. Eğer tutuklu bir milletvekili seçildiği halde Meclis’e girip yemin edemiyorsa sorunlu sensin. Sayın Numan Kurtulmuş asıl sorumlu sensin.
“KİM SANA VERDİ O PARAYI?”
-Gazeteciden söz ettim. Bir gazete nasıl olur da 3 milyon yakın bir reklamı verir cumhurbaşkanı seçilmesin diye. Yeni Şafak gazetesinden bahsediyorum. Sen gazetesin benim lehime yazmak zorunda değilsin objektif olmak zorundasın. 3 milyona yakın benim seçilmemem için harcıyor.
– Kim sana verdi o parayı. Buradan Hazine ve Maliye Bakanı’na çağrı yapıyorum o parayı nereden buldular inceleyeceksin ahlaklıysan. Bir gazete böyle bir şey yapabilir mi? Elimde bütün veriler var. Dava açacağım. Yeni Şafak Gazetesi’nin ne mal olduğunu bilmesini isterim. Bu kadar ahlaksızlık olur mu?
(Kalemini satan gazeteci eleştirisi) Öyle bir ifade kullanmasam olurdu.
“HİÇ KİMSE MERAK ETMESİN”
-İstanbul bizim için de dünya için de önemli bir merkez. Hâlâ İstanbul’u nasıl alabilirim arayışı içinde. Daha düne kadar İstanbul’a biz ihanet ettik diye açıklaması var.
-İhanete devam etmek istiyor. Aç tavuk kendisini darı ambarında görürmüş. Hiç kimse merak etmesin. Sultanahmet Camii’nin o görkemli yapısını bile ranta teslim ettiler. Beşli çeteler, uyuşturucu baronlarının hepsinin İstanbul’da yaşandığını biliyoruz. Şimdi ahlakı egemen kılmaya çalışıyoruz.
ASGARİ ÜCRET AÇIKLAMASI
-Asgari ücret açıklandı. 11 bin 402 lira oldu. Bu rakam makul bir rakam mı? Beni şaşırtan Türk İş Başkanının buna hiç itiraz etmemesi. İşçinin hak ve hukukunu aramak ilk önce sendikanın görevidir. Olağanüstü bir artış yapmayın tamam 15 bin lira dedik. Bu da kabul görmedi. Dolayısıyla işçinin hak ve hukukunu aramak yine bize düştü.
“TÜRKİYE’NİN İRADESİNİ SATMAK BEKA SORUNUDUR”
-Bir beka sorunumuz var. Devletin saygınlığını koruyacaksınız, devlet saygın, koruyucu olacak. Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’a oy verenlere seslenmek istiyorum: Türkiye’nin gerçek anlamda beka sorunu vardır.
-Devleti yöneten kişi mal varlığı konusundaki eleştirilere tek cümle kuramıyorsa o kişi teslim alınmış demektir.
– Devleti yöneten kişinin mal varlığı dışarıda. Biz bilmiyoruz ama onlar biliyor ve tehdit ediyorlar: ‘Kızdırma, senin mal varlığını açıklarız.’ Tek cümle bile kurulamıyorsa beka sorunu var demektir.
-Savaş meydanlarındaki zaferler ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa siyasi bağımsızlığını koruyamazsınız. Geçen hafta Düyûn-ı Umûmiye hükümeti demiştim. Devleti uluslararası tefecilere teslim etmişseniz beka sorunu var demektir.
-Erdoğan döneminde her ay ödenen faiz 2 milyar 222 milyon 770 bin 872 dolar. Her gün ödenen faiz 73 milyon… Her saat ödenen faiz 3 milyon. Beka sorunu budur.
-85 milyonu uluslararası tefecilere çalışır hale getirdiler. Türkiye’nin iradesini satmak, beka sorunudur. Türkiye’nin iradesi satıldı mı diyecekler.. Satıldı.
-İstanbul’da Suudi Konsolosluğu’nda Kaşıkçı cinayeti işlendi. Eğer bu ülke bağımsızsa cinayet burada işlendiyse davanın burada görülmesi gerekir. Ama bu yapılmadı. Para için Türkiye’nin, yargının iradesi satıldı.
-Seçimler bitti. Uyuşturucu baronları zaten rahat. Ama bir de tefeciler var, uluslararası tefeciler var. Onlar Türkiye’ye para vermiyorlar faiz düşük diyorlar. Faizi yükselteceksin diyorlar. Erdoğan faizi nasıl yükseltecek? Tükürdüğünü nasıl yalayacak. Dediler ki kolay sen yapma Maliye Bakanı bulalım.
-Merkez Bankası’na da birini getirdiniz Amerika’dan. Yerel seçimlere kadar ufak ufak artırın. Erdoğan’a oy veren vatandaşlarıma sesleniyorum. Dünyada hangi devlet dolar bazında yüzde 40 faiz verir. Verecekler göreceksiniz. Bu beka sorunudur.
“NE OLDU NAS?”
-Koskoca Merkez Bankası’nda bu işleri bilen birisini bulamadınız mı? Bulurlar ama uluslararası tefeciler bunları istiyor. Yüzde 40 faiz almak istiyorlar. E ne oldu nas, ne oldu ahlak? Hepsi geride kaldı. Hayatımda bu kadar ahlaksız ve Türkiye’ye ihanet eden bir siyaset görmedim.
-Londra’daki tefeciler niye gelsin. Biz sermaye getirecektik. İçimi acıtan bu ülkenin milli kurtuluş savaşı vermiş olması.
-Bunlar vatandaştan oy ama talimatı dışarıdan alıyorlar. Vatandaşa her türlü yalanı söylerler. Benimle ilgili de montaj video hazırladılar. Ne oldu bu videolar? Sahte video hazırlayana sahtekar denir. Sahtekardan cumhurbaşkanı olmaz bu kadar açık.
“GEREKİRSE 16’LI MASA KURACAĞIM”
-Hiçbir CHP’linin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Değil 6’lı masa, Türkiye’nin aydınlığa çıkması için gerekirse 16’lı masa kuracağım. Bu Düyûn-ı Umûmiye kabinesini mutlaka göndereceğiz. Bunun onuru 25 milyona ait olacak.
Kaynak: sozcu.com.tr