Cumhuriyet Halk Partisi, cumhurbaşkanı adayını belirlemek için ön seçim yapma kararı aldı. Demokrasi, parti içi şeffaflık, tabanın söz sahibi olması… Kulağa hoş geliyor değil mi? Ama gerçek şu ki, bu karar CHP’yi bir kez daha seçim kazanamayan bir parti haline getirebilir. Çünkü yanlış zamanda alınmış, yanlış bir stratejidir!
Öncelikle ortada bir seçim yok! Erken seçim ilan edilmedi. Cumhurbaşkanlığı seçimine tam üç yıl var. Üç yıl içinde ülkenin siyasi dengeleri, halkın öncelikleri, seçmenin duygusal kırılmaları değişebilir. Bugün ön seçimle belirlenen bir isim, 2028’de hâlâ en güçlü aday olacak mı? Bunu kim garanti edebilir? CHP, geleceği göremediği bir denklemde neden bugünden kendini bağlamak istiyor?
Daha vahimi, Mansur Yavaş toplantı sonrası yaptığı açıklamada ön seçime girmeyeceğini duyurdu. Peki şimdi ne olacak? Tek adaylı bir ön seçim mi yapılacak? Bu kimin aklına hizmet eder? Ön seçimin amacı en güçlü adayı belirlemektir, tek adayla yapılan bir ön seçimin bir anlamı olabilir mi?
CHP’nin en büyük açmazı strateji yoksunluğudur. Sürekli olarak kısır iç tartışmalara girerek, rakibini değil kendisini yıpratan bir siyasi parti görüntüsü çiziyor. Geçmişte gördük; 2023 seçimlerinde masada aylarca vakit kaybedildi, sonunda seçmen sandığa umutsuzluk içinde gitti. Şimdi de aynı hataya düşülüyor. Seçimi kazanmak için en güçlü ismi belirlemek yerine, içe dönük bir hesaplaşma süreci başlatılıyor.
Kusura bakmayın ama Erdoğan karşısında bugün seçim yapılsa kazanabilecek tek adayın kim olduğu belli: Mansur Yavaş! Birçok anket bunu gösteriyor, halkın eğilimi bunu gösteriyor. Ve eğer bugün Mansur Yavaş “Aday değilim” diyorsa, bu CHP’nin onu ikna etmek için üç yılının olduğu anlamına gelir. Oysa CHP, bırakın Yavaş’ı adaylığa ikna etmeyi, saçma sapan bir ön seçim süreciyle kendi içini karıştırmayı tercih ediyor. Tam da Saray’ın istediği gibi!
Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ile oturup karar verdiklerini söylüyor. Ama bir siyasi liderin görevi, üç yıl sonra kazanacak bir aday yaratmaktır. Bugün kısır bir ön seçimle kendi kendini bağlayan bir parti, yarın iktidara geldiğinde ülkeyi nasıl yönetecek?
CHP hâlâ geçmişin hatalarından ders almadığını gösteriyor. Muhalefet, halkın umudu olmalı. Ama bu şekilde giderse, 2028’de Erdoğan’ın bir kez daha kazandığını izlemekten başka bir şey yapamayacağız. Çünkü yanlış strateji, doğru lideri bile kaybettirir!
Son söz: CHP, kendine seçim kazandıracak bir yol haritası çizmeli. Ön seçim bunun cevabı değil, sadece iç hesaplaşmanın bir aracıdır. Eğer gerçekten iktidarı almak istiyorlarsa, üç yıl boyunca en güçlü adayı yaratmak ve halka umut vermek zorundalar. Yoksa muhalefet masasında boş tartışmalarla vakit kaybetmeye devam ederler.