Çürümüşlükten Atatürk Cumhuriyetini Yeniden Kurmaya!

Çürümüşlükten Atatürk Cumhuriyetini Yeniden Kurmaya!
Yayınlama: 01.08.2022 20:00
Düzenleme: 01.08.2022 19:55
A+
A-

Bazen eliniz kalem tutmaz. Yazmakta zorlanırsınız. Çürümüşlük o denli ileri boyutlardadır ki nereden başlayacağınıza karar veremezsiniz.

Hangisini yazsam dersiniz?

Hangisini?…

Şoförün Şube Müdürü olarak atandığı bir ülkede, bir uzmanlık mesleği olan öğretmene dayatılan uzmanlık ve başöğretmenlik sınavlarını mı yazsam?

Üstelik bu sınavlara girmek için öğretmenlere dayatılan ÖBS (Öğretmen Bilişim Sistemi) üzerinden online verilen 180-240 saatlik dersleri izleme zorunluluğu var.

Uzman öğretmenlik için 180 saat, başöğretmenlik için 240 saat online dersin izlenmesi ile bütün sorunlar çözülecek öyle mi?

Şimdi yirmi yıllık bir öğretmeni düşünelim. Eğer bu öğretmen yeterli değil idiyse yirmi yıldır yetiştirdiği bireyler ne olacak?  Var sayalım sınavı kazanamadı yetiştirdiği bireyleri de mi sınava tabi tutacaksınız?

Bu uygulama öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırmak değil midir?

Hani süreç odaklı eğitimden söz ediyordunuz. Hani öğrenmeyi öğrenmekten söz ediyordunuz.

Öğrenmeyi öğrenmek bu mudur?

Başöğretmenlik sınavına girebilmek için önce uzman olmak gerekiyor elbette. Bu konuda daha önce yapılan ve çok sayıda idari davaya konu olan sınavlar var. 3.2.2022 tarih ve 31750 sayılı ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun düzenlenmesi ile geçmişte yapılan bu yanlışlığı düzeltmek amaçlanıyorsa eğer, daha büyük bir yanlışın içindeyiz demektir. Çünkü söz konusu kanunun 3. Maddesi aynen şöyle: “Öğretmenlik, eğitim ve öğretim ile bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir.”

İhtisas mesleği ifadesine gelince; sözlük anlamı uzman, uzmanlaşmadır.

Öyleyse uzmanlık mesleği mensubunu uzmanlık sınavına sokma durumu ile karşı karşıyayız.

Bu ne yaman çelişki böyle. Bu yanlıştan bir an önce dönülmelidir.

Hangisini yazsam;

Yüksek öğrenimini tamamlamış, yetmemiş yüksek lisans yapmış, yetmemiş doktora yapmış, dahası üstüne birkaç yabancı dil öğrenmişlerin iş bulamadığı, ya da alanları dışında vasıfsız işlerde çalıştığı bir ülkede çifter çifter maaş alan niteliksizleri mi?

Belediyelerin yandaşlarla şişirilmiş kadrolarını mı yazsam?

Hiçbir şey üretmediği halde lüks içinde yaşarken, din, iman diyerek, açlık sınırının altında varlığını sürdürmeye çalışanlara cennet vaat edenleri mi?

Diyanet’in “Fiyatları tayın eden, darlık ve bolluk veren Allah’tır” fetvası ile ekonomiyi bu hale getirenleri Allah’ın arkasına saklama ve aklama çabalarını mı yazsam?

Dahası yaptığı hırsızlıkları, yolsuzlukları, yağma, talan, istismar, taciz ve arsızlıkları din sosuna batırarak haklılaştıran din tacirlerini mi?

Eşitlik, hak, hukuk, adalet deyip, partisini etnik bir yapıya indirgeyenleri mi yazsam?

İçinde yaşadığımız çağda halen ırk ve mezhep siyaseti yapan ve insanı ayrıştıran ilkel anlayışları mı?

Demokrasi deyip, demokrasiyi amaçlarına araç edenleri mi, yoksa biz düzelteceğiz deyip bütün kararları kendisi veren diktatörleri mi yazsam?

Basında medyada güce biat eden ve karşılığını almaya odaklı basın ve medya mensuplarını mı?

Söylemde mangalda kül bırakmayıp, eylemde toz olan sözde aydınları mı yazsam?

Hangisini yazsam;

Enflasyon sıralamasında dünyada ilk beşte, Avrupa ülkeleri sıralamasında birinci sırada olan ülkemizi yönetenlerin sorunları çözeceğine inananları mı, yoksa muhalefetin iktidara gelmesi halinde bütün sorunların biteceğini düşünenleri mi yazsam?

Ülkeyi ticari bir şirket olarak gören ve bütün kamu varlıklarını satanlara ses çıkarmayıp, bir bardak suda fırtına koparanları mı?

Ukrayna ve Rusya ile yapılan tahıl anlaşmasını göklere çıkarıp, boş bırakılan ekilmeyen topraklarımızdan hiç söz etmeyenleri mi yazsam?

Tarikat ve cemaatlere yol veren, her türlü ahlaksız davranışların üzerine perde çeken iktidarı mı, yoksa tarikat ve cemaatleri eleştirmekten korkan muhalefeti mi?

Hangisini yazsam?

HKP (Halkın Kurtuluşu Partisi)’nin dava ettiği ve büyük bir kararlılıkla peşini bırakmadığı diploma konusunu mu yazsam, bu konuyu gündemine hiç almayan muhalefeti mi?

Bu denli haksızlığın, hukuksuzluğun, yolsuzluğun ve yalanın olduğu bir ülkede ismi var cismi yok olan parlamentoda ‘mış’ gibi yapanları mı yazsam? Yoksa salı günleri nutuk çekmeyi muhalefet sananları mı?

Öyle görünüyor ki ülkede iktidarıyla muhalefetiyle, demokratik kitle örgütleriyle ve benzeri bütün dinamikleriyle bağımsız hareket edebilen organ yok denecek kadar az.

Maalesef yazımda çok azına yer verebildiğim çürümüş bir tablonun içindeyiz.

Bir ülke düşünün Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmış, küllerinden yeniden doğmuş, emperyalizmi dize getirmiş, kurtuluş yolunda kararları kongrelerle almayı başarmış, devamında ülkenin kalbi Ankara’da yeni bir meclis kurmuş ve altı yüz yılı aşkın hüküm süren saltanatın yerine cumhuriyeti kurabilmiş bir ülke… Devamında batıya parmak ısırttıran çağdaşlaşma devrimlerini yapabilen bir ülke…

Bize ne oldu böyle?

İzin verirseniz bize ne olduğu konusunda sizlere bir kitap önermek istiyorum. Değerli Prof. Dr. Gökhan Çapoğlu’nun “Atatürk Cumhuriyetini Yeniden Kurmak” kitabı tarihsel süreçte yaşananları son derece yalın ve açık bir dille kaleme almış. Kitapta karşı devrimin adımlarını ve bugüne getirilişimiz uygulamalarını bulacaksınız.

Geçmişini bilmeyen gelecek oluşturamaz ve çözüm Atatürk Cumhuriyetini Yeniden Kurmakta!

Rize’de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Rize’de tamamladı. Lisans eğitimini işletme alanında, yüksek lisans eğitimini; Eğitim Bilimleri, Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanında tamamladı. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Yönetimi ve Politikaları Ana Bilim Dalı, Eğitim Yönetimi ve Teftiş Doktora Programına devam etti. Eğitim iş kolunun çeşitli kademelerinde görev yaptı. 21.02.2019 tarihinde kamudaki eğitim yöneticiliği görevinden emekli oldu. Eğitimci-Yazar-Şairin; TODAİE Hazırlık Kılavuzu, iki adet şiir, on bir adet çocuk ve genç edebiyatı olmak üzere toplam 14 adet kitabı bulunmaktadır. Ayrıca eğitim bilileri aralında ulusal ve uluslararası dergilerde yayımlanmış makaleleri bulunmaktadır. Meslek hayatı boyunca çok sayıda ulusal proje ile Avrupa Birliği projesi yazmış ve yönetmiştir. Eğitim bilimleri, proje döngüsü ve kişisel gelişim alanlarında çok sayıda eğitici eğitimi sertifikasına sahip olup yetişkin eğitimleri vermiştir. Halen çeşitli gazete ve haber sayfalarında makaleler yazmaktadır. Medya Siyaset YouTube TV kanalı Genel Yayın Koordinatörü ve programcılığı yapmaktadır.
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.