Değişim | Suay Karaman Yazdı

Değişim | Suay Karaman Yazdı
Yayınlama: 19.06.2023 00:00
A+
A-

14 ve 28 Mayıs seçimlerinde CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun başarısız olduğu açıkça bellidir. Gerçi bu başarısızlığı bile başarı olarak sunmaya kalkanların olduğu görülmektedir. Bu başarısızlığın ardından Kemal Kılıçdaroğlu şimdi yeni bir söyleme sarıldı ve “değişim” istedi. Bilindiği üzere günümüzde ‘değişim, dönüşüm’ gibi kavramlar, turuncu darbelerin sloganıdır. Soros’tan beslenen TESEV’in kurucusu, turuncu değişimden yanadır.

İşin doğrusu Kemal Kılıçdaroğlu CHP genel başkanı olduğundan beri CHP “değişim” yaşamıştır ve halen de yaşamaktadır. Atatürk ilke ve devrimlerini yok saymak, değişim değil midir? “Size söz veriyorum parti içi demokrasi getireceğim” diyen Bay Bay Kemal, CHP’yi Tayyip Erdoğan’ın ülkemizi yönettiği gibi, tek adam olarak yönetmeye başladı ve ülkemizde olduğu gibi, CHP’de de demokrasi rafa kaldırıldı. Genel başkan olunca  “CHP’nin oylarını yüzde 40’a çıkaramazsam ayrılacağım” demişti, ama CHP’nin oyu hiç %25’in üzerine çıkamadı ve diğerleri gibi bu sözünü de tutmadı.

CHP programı bir kenara itilerek, kurucu felsefeye aykırı strateji ve taktikler gerçekleştirildi. Ülkemizdeki seçmenlerin çoğunluğu muhafazakâr kandırmacasına inandırılarak, Adnan Menderes, Turgut Özal, Necmettin Erbakan gibi politikacılara sarılıp, Atatürkçülüğe mesafeli kalmayı marifet saydılar. “Laiklik tehlikede değildir” denerek, laikliğin yok edilmesine dolaylı destek verildi. Tarikat ve cemaatlerin desteklenmesi, Diyanet Akademisi, türban yasası gibi laiklik karşıtı oluşumlara yeşil ışık yakılması, laik ve demokratik cumhuriyetimizin yok edilmesi anlamını taşımaktadır. “CHP olarak biz değiştik, eski CHP değiliz” diyerek helalleşme turlarına başlamak laikliğe vurulan darbelerdendir.

AKP’nin artıklarıyla ve tarikatçılarla kurulan Altılı Masa, CHP’nin iyice sağa kaydırılarak, ideolojisinden saptırılmasına ve iktidarın yeniden AKP’ye sunulmasına neden oldu. Böylece cumhuriyet tarihimizin en tutucu, en yobaz, en gerici TBMM’nin oluşumuna CHP yönetiminin verdiği katkı da unutulmayacaktır.

Cumhuriyetimizin kurumları yerle bir edilip, ulusal değerlerimiz özelleştirme adı altında satılıp, peşkeş çekilirken sessiz kalındı. Yeni CHP söylemleri ile birlikte Altı Ok görseli kullanılmayarak, yerine çınar ağacı ve turkuaz renkli bir görsel kullanıldı. “Dersimli Kemal” söylemiyle parti içinde farklı grupların oluşmasına yol açıldı; Dersim göçmenleri partide önemli mevkilere getirildi. Şeyh Said, Seyid Rıza seviciliği yapılarak, Atatürk’ten ve cumhuriyetten intikam duygularının gündeme getirilmesi sağlandı.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun 9 Haziran Cuma günü Sözcü Tv’deki söylemlerine göre seçim kaybetmiş sayılmadığını bildirerek, “anket firmaları kazanacağımızı söylüyordu” diyerek, sorumluluğu üzerinden atmaya çalışmaktadır. Nereden bakarsanız bakın hep hatalarla ama bilerek yapılan hatalarla dolu bu yönetim, proje olduğunu kanıtlamaktadır. Mühürsüz oylarla rejim değiştirilirken sessiz kalan CHP yönetimi üçüncü kez aday olamayacak olan Tayyip Erdoğan’ın adaylığını kabul ederek anayasaya aykırı bir durumu meşrulaştırmıştır.

13 Haziran Salı günü CHP grubunda konuşan Kemal Kılıçdaroğlu bazı gazetecileri eleştirerek “Kalemini satan gazeteciyi sorgulamak benim görevim. Kalemini satmayan gazetecilere saygım vardır” dedi. Yıllardır CHP’yi rotasından çıkaran, ideolojisiz bir duruma getiren genel başkanı, yöneticileri ve milletvekillerini eleştirmek, sorgulamak da Atatürkçü CHP seçmeninin en önde gelen görevidir. Partinin ilkelerine bağlı olanlara da saygımız olduğu bilinmelidir.

‘Dürüst’ genel başkan olarak tanımlanan Kemal Kılıçdaroğlu için dürüstlüğün hangi anlamda kullanıldığı belli değildir. Dürüst sözcüğü, eylem ve söylemlerinde doğruluktan ayrılmayan insanlara verilen sıfattır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun eylem ve söylemleri bu tanıma kesinlikle uygun değildir. Partiyi ideolojisiz duruma getirmek, parti ilkelerini savunmayanları, Atatürk düşmanlarını milletvekili yapmak, yönetici yapmak dürüstlükle açıklanamaz.

Seçim sonuçları hakkında ideolojik bir değerlendirme yapmadan, sadece kişiler üzerinden konuşarak, doğru sonuçlara varılamaz. CHP genel başkanı, yönetimi ve milletvekilleri öncelikle ideolojik savrulmanın ve sonuçlarının hesabını vermek zorundadır. Değişim, öncelikle ideolojik olmalıdır; demokratik, bilimsel ve çağdaş bir değişim yapılmalıdır.

Aslında CHP’nin değişime gereksinimi yok; Altıok’a gereksinimi var, Atatürk ilkelerine ve devrimlerine sıkı sıkıya sarılmaya gereksinimi var. Şimdi CHP’de değişen merkez yönetim kurulunda olanlardan kaç kişi Altıok’u benimsemektedir? Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine geçmek için adı geçenlerden hangileri Altıok’u özümsemiştir? Bu sisteme hizmet edenlerle CHP asla iktidara gelemez. Gelinen noktada çözüm kişilerin değişmesi değil, ideoloji sorunudur. CHP’nin ideolojisi Kemalizm’in Altıoku’dur; bu ideolojiye sahip olmayanların partide bir dakika bile durmaması gerekir.

Kemal Kılıçdaroğlu ve yönetimi CHP’yi sağa çekerek gelişimini, atılımını, ilericiliğini durdurmuştur; partiyi başkalaştırmıştır; partinin seçmenleri de düşünmeyi, sorgulamayı unuttukları için, bugün CHP savrulmaktadır. Bugünkü CHP’nin sol ile, ilericilik ile, aydınlanma ile, halk ile ilgisi kalmamıştır. Kısaca Atatürkçü bir CHP ortada yoktur. Atatürk’ün partisini, yeniden Atatürkçü parti yapmak için bütün gücümüzde çalışmalıyız.

Azim ve Karar,

13 Temmuz 1959 tarihinde İstanbul’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Ankara’da tamamladı. Jeoloji Mühendisliği Bölümü (1983) ve İşletme Bölümü (1998) mezunu. Lisans üstü çalışmalarını Trafik Planlaması ve Uygulaması anabilim dalında (2002) ve Hayvancılık İşletme Ekonomisi anabilim dalında (2003) tamamladı. 1983-1985 yıllarında ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1986-1987 yılları arasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda yedek subay olarak askerlik görevini tamamladı. 1988-2006 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalıştı. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalıştı. Gazi Üniversitesi’nin bölünmesiyle 2018 tarihinden beri Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktadır. 1993 yılında “Bilgisayara Giriş ve Basic” ile “Fotogrametri” kitaplarını yayınladı. Mart 2019 tarihinde “İnadına Cumhuriyet” adlı kitabını yayınladı. Kasım 2021 tarihinde “Türkiye Uçuyor” adlı kitabını yayınladı. Bir süre Cumhuriyet ve Ulus Gazeteleri ile Türkiye Sorunları Dergisi’nde yazı yazmıştır. Kasım 2005-Haziran 2020 tarihleri arasında İlk Kurşun Gazetesi’nde her hafta yazıları yayınlanmıştır. Halen Azim ve Karar Sitesinde yazı yazmaktadır. “Parçalanma Dil İle Başlar” makalesiyle, Dil Derneği tarafından 26 Eylül 2016 tarihinde 84. Dil Bayramı Onur Ödülü’ne layık görülmüştür. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin eski Genel Sekreteri’dir. 1961 Anayasası ve Çağdaş Demokrasi Vakfı’nın Başkanı’dır. Halen Tüm Öğretim Elemanları Derneği’nin (TÜMÖD) Genel Sekreteri’dir. Evli ve iki çocuk babasıdır.