Görünen Dağın Başına Mansur Yavaş çıkar(sa)… – Yusuf İpekli Yazdı

Görünen Dağın Başına Mansur Yavaş çıkar(sa)… – Yusuf İpekli Yazdı
Yayınlama: 13.08.2024 22:10
A+
A-

Dağ görkemlidir.
Aşılması güç, bakınca bile insanın dizinin bağını çözen muhteşem bir coğrafi oluşumdur.
Karlıdır başı. Üzerine binlerce türkü yazılmıştır. Aşktır dağ, hasret, gurbet… Uğruna kurbanlar kesilir, güzel günler beklentisiyle yamacındaki ardıç ağacına çaputlar bağlanır.
Kar, boran, fırtına, şıvgın, dolu, sulu sepken…
Vuslata ermek isteyenler için çiledir, sevdayı andıran uğraşı.
Ancak görünen dağın uzağı filan da yoktur.
Esasen görünen dağı aşmak çok güç değildir.
İyi de…
İyisi şu ki, ülkemizde siyaset başı dumanlı dağ gibidir. Engeller, engebeler, ayak oyunları, şike, kumpas, yalan, yasak…
Biliyorsunuz 15 temmuzdan sonra ülkede yönetim biçimi değişti. Patenti bize ait, dünyada örneği ve uygulaması olmayan nevi şahsına münhasır bir ucube yönetim sistemine geçtik.
Peki sonra ne oldu?
Tek adam rejimi.
O tek adam rejimi ki, karar veren, o kararı iptal eden, sonra tekrar aynı kararı veren, verdiği aynı kararı iptal eden bir acayip rejim.
Şimdi, sisteme göre her birim cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi içinde cumhurbaşkanına bağlı.
Cumhurbaşkanını kim seçiyor, halk.
Doğru mu?
Neden…
Kararı yargı yolu kapalı YSK veriyor da ondan.
İyi ya YSK da yargı.
Güldürmeyin Allah aşkına. YSK üyelerini kim seçiyor / atıyor.
Cumhurbaşkanı…
Benim yavrum bina okur, döner döner yine okur…
Sadete gelelim, peki!
Ülkemizde hakkı olmadığı halde, iki dönem kuralına rağmen YSK kararı ile son Cumhurbaşkanı ne zaman seçildi?
28 Mayıs 2023 tarihinde…
Görev süresi beş yıl.
Seçim ne zaman?
2028 yılında…
Gider mi?
Gitmez.
Niçin?
Ekonomi battı. Sosyal güvenlik sistemi çöktü. İşçiler uyurken çiftçiler ayakta. Sağlık yoğun bakımda. Spor, olimpiyatlarda olduğu gibi nal topluyor. Güven yok. Eğitim baygın. Sosyal barış küskün. Faturalar kabarık. Ülke Ortadoğu bataklığında. Gençler umutsuz. Paramız pul. Ülke baştan başa mülteci cenneti.
Velhasıl erken seçim kapımızda.
Ne zaman?
2025 sonbaharında…
İyi de sonuç ne olur?
İyi bir adayla muhalefet seçimi büyük farkla kazanır.
Haklısınız…
Ya aday!
Sadece benim değil, aklı selim herkesin adayı kesinlikle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş.
Gerekçe!
Mansur Yavaş, kaliteli ve partiler üstü bir anlayışa sahip. Üstelik yerli ve milli. Sakin olduğu kadar halktan biri. Sosyal yardım miktarını belirlerken bile kendini yurttaş yerine koyan sıradan bir Ankaralı. Birleştirici. Başına buyruk değil, kadro insanı. Haram yemiyor. Mütevazı. Ülkeyi tanıyor, ülkeyi seviyor, insanı biliyor, insana değer veriyor. Her projesi kendi cebine değil halkın cebine, onun da ötesinde yurttaşın midesine dokunuyor. Çiftçi dostu, hayvan sever. Bir de tuttuğunu koparan ikna gücüne sahip. Ülkücü… Bu ülkücülük ülke aşığı olmak demek, ülkü sahibi olmak demek, idealizm demek. Bu ülkücülük aslında Atatürkçü anlayışın ete kemiğe bürünmüş hali.
Yeter mi, yetmez!
Açalım…
İşim gereği yurttaşın içindeyim.
Dün soruyordum. Bugün de sordum.
Muhatabım parktaki yaşını başını almış on bir kişi.
Sandıkta tutumuz ne olur?
Önceki gün sıkı AKP’li olup, dün sandığa gitmeyeceğim diyen kendilerini mutaassıp muhafazakarlar olarak tanımlayan yedi kişi bugün banko halinde sandığa gidip Mansur’a oy vereceğim diyor. (Yüzde 63.63). Biri kararsız. (Yüzde 9.09) Üçü hala sıkı AKP’li. (27.27)
Sorgulamadan soruyorum. Ya imamın oğlu…
Ha ‘Tayyip’, ha ‘O’ diyorlar.
Ölçü mü?
Evet, hem de anket şirketlerine rağmen, hem de algı peşinde koşan ak, kızıl, mor trollere rağmen…
Yaşayıp göreceğiz de yaşamadan görmek halkın sağlık ve selamet içinde rahata kavuşması için sanki daha hayırlı olacak.
Neden?
Görünen dağın uzağı olmaz da ondan…
Görünen dağ çok yakındır da ondan…
O halde cumhurbaşkanı Mansur, ortadan kalkacak her türlü kusur…
Soru soruyu açtı söz uzadı da affınıza sığınarak son bir soru daha…
Biz, ülke, hepimiz hazırız Sayın Yavaş da, siz hazır mısınız?
Öyleyse yolunuz açık, yeni göreviniz / makamınız hayırlı uğurlu olsun… Halk rahatlasın halkın cebi pulla değil, parayla dolsun…

  • YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

1964 yılında Ankara İli Kalecik İlçesinde doğdu. Çiftçi bir ailenin çocuğu. 1985 yılında mesleğe ilkokul öğretmeni olarak başladı. Türkçe öğretmeni oldu. 20 yıl okul müdürlüğü yaptı. 35 yıl emek verdikten sonra emekli oldu. Özel eğitim alanında 3 yıl müdür olarak özel sektörde çalıştı. Halen özel eğitim öğretmeni olarak görev yapıyor. Makale, inceleme ve araştırmaları Öğretmen Dünyası, ABECE, Eğitim Yaşam, Çağdaş Eğitim dergilerinde yayımlandı. Kalecik Gazetesinde 10 yıl köşe yazarlığı yaptı. Halen HANHANA isimli kültür ve sanat dergisinin editörüdür. Şiirlerini, 1. Çığlığa çağrı 2. Sensiz akşamların yorgun geceleri 3. Gökyüzüne kafa tutan sağanak; AB projesiyle gittiği Avrupa izlenimlerini, "Okulumuz Avrupa" da isimiyle kitaplaştırdı. Basıma hazır kitap taslakları mevcut. Evli, 2 çocuğu, 3 torunu var.