İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’ndan Devlet Bahçeli’ye sert cevap

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’ndan Devlet Bahçeli’ye sert cevap
Yayınlama: 11.12.2024 23:41
A+
A-

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, deprem bölgesi ziyaretleri kapsamında Malatya’da partisinin Genişletilmiş İl Divan Toplantısı’nda konuştu.

’HERKES GEÇMİŞİNE BAKSIN. MİLLİYETÇİLİĞİMİN ZEKATINI VERSEM 7 SÜLALENİZE 40 SENE YETER.’’

Bahçeli’nin, İYİ Parti’nin ve şahsının aleyhinde beyanlarda bulunması üzerine konuşan Dervişoğlu şu ifadeleri kullandı:

 ‘’ Şimdi hakkımızda konuşuyor. Bazı yerlerde bazı toplantılar yapıyorlar. Onu temsilen bizi tanıyan tanımayan birileri de aleyhimizde, partimizin aleyhinde bazı beyanlarda bulunuyorlar. Buradan onlara da söylüyorum; herkes geçmişine baksın. Milliyetçiliğimin zekatını versem 7 sülalenize 40 sene yeter.’’

Malatya’da partililere seslenen Dervişoğlu, konuşmasına bugüne kadar siyasette ne yaptılarsa memleket için yaptıklarını vurgulayarak başladı:

“Yaptıklarımızın eksikleri olabilir keşke daha fazla şey yapabilmeye muvaffak olabilseydik. Keşke vermiş olduğumuz siyasi mücadeleleri iktidarla taçlandırabilseydik de sizlere hitap etmenin ötesinde, bir de hizmet verebilmeyi becerebilseydik. Ama dönemin şartları bizim yaşadıklarımız, geride bıraktıklarımız, buna izin vermedi. Vermiş olduğumuz mücadelenin zaten eğer 40 yılı aşkın olduğunu varsayarsak büyük bir bölümü de zaten siyaset dışında geçti. Bir taraftan siyaset yaptığımızı zannediyorduk ama bir diğer taraftan bakıldığında siyasette hizmet verme alanı olan makam mevki kaygıları da hiçbirimizde bulunmadığı için talepkâr olmadık. Şimdi ilk defa hem beni yetiştiren kuşağı hem benim içinde bulunup yetiştiğim kuşağın hem de yetişmesine katkı sağladığım kuşağın bir beklentisine karşılık vermek üzere huzurunuzdayım. O sebeple sadece mücadele edeceğiz, sadece doğruları söyleyeceğiz, doğruları ifade edeceğiz. Biz inandığımız doğruları söyleriz. İsteyen inanır, isteyen inanmaz noktasında değiliz. Artık bu ülkeyi yönetmeye talibiz ve buna mecburuz.”

“BAŞARMAK ZORUNDAYIZ”

Başarmak zorundayız, kendimiz için değil ülkenin yaşadığı şartları nazarı itibare alarak siz de inanıyorum ki bana hak veriyorsunuzdur. Artık bu ülkeyi bizim gibi insanların yönetme mecburiyeti her şeyin fevkinde bir mecburiyettir. Bilgisiyle, birikimiyle, tecrübesiyle mücadele azmi ve cehdiyle neresinden bakarsanız bakın biz bunu hak ediyoruz. Dünden bugüne hak ediyoruz. Çünkü biz bir yolculuk başlattığımızda bu yolculuğun önünü kesmek için bir sürü engel çıkardılar, bir sürü tuzak kurdular. Koyulan engelleri, kurulan tuzakları boza boza geldik” şeklinde konuştu.

“BUGÜN HİÇBİR TELEVİZYONDA ARTIK İYİ PARTİ’NİN SİYASİ ÖMRÜNE VADE BİÇEN TELEVİZYON YORUMCUSUNA RASTLAMIYORSUNUZ”

İYİ Parti’nin kuruluş yıllarını hatırlatarak sözlerine devam eden Dervişoğlu; “Bundan 7 sene önce ‘parti kuracağız’ dedik, dediler ki ‘kuramazlar.’ ‘Seçime gireceğiz’ dedik, dediler ki ‘giremezler.’ Seçime girdik, bu sefer dediler ki ‘başarılı olamazlar.’ Başarılı olduk; her 2 seçimde de Türkiye Büyük Millet Meclisinde grup kurmak suretiyle vatandaşın dertlerini Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine taşıdık. Ama yaşadığımız birtakım netameli süreçlerin sonrasında da bizim siyasi ömrümüze vade biçmeye kalkıştılar. Bundan 8-9 ay öncesine götüreyim sizleri. Hangi televizyon programını açsanız İYİ Parti’nin siyasi ömrüne vade biçen televizyon yorumcularına rastlıyordunuz doğru mu? Hangi gazetenin sayfalarını karıştırırsanız köşe yazarlarının İYİ Parti’nin ne zaman Türk siyasetinden tasfiye olacağına dair kehanetleri okuyordunuz doğru mu? 8-9 ay önce böyleydi. Anketler yapıyorlardı, anketlerde İYİ Parti’yi dibin dibinde gösteriyorlardı. Yeni siyasi partilerin önünü açabilecek yol haritaları tanzimine uğraşıyorlardı. Bugün hiçbir televizyonda artık İYİ Parti’nin siyasi ömrüne vade biçen televizyon yorumcusuna ya da herhangi bir gazetede İYİ Parti’nin akıbetiyle ilgili olumsuz ahkâm kesen bir köşe yazarına rastlamıyorsunuz. Bu sizin gayretlerinizle oldu, bu sizin sabrınızla yaşama geçirildi, bu sizin bu ülkeye lazım olduğunuza inanmanızla ortadan kaldırıldı. O sebeple gittiğimiz her yerde bizi elbette sevgiyle kucaklıyorsunuz, elbette bağrınıza basıyorsunuz ve elbette alkışlıyorsunuz. Bu sevgiden çok memnunum ama alkışlanacak olan sizlersiniz” şeklinde konuştu.

“BU ÜLKEYİ CESURLARIN VE İYİLERİN YÖNETME ZAMANI GELMİŞTİR”

Memleket için çekmediğimiz çile kalmadı, almadığımız risk kalmadı ve bunların hiçbirinden bu katlandığımız çilelerden, katladığımız risklerden hiçbir karşılık göremedik” diyerek konuşmasına devam eden Dervişoğlu şöyle konuştu:

“Hayata dair hiçbir beşerî haz duyamadık. Sanki çile için yaratılmış insanlarız gibi hissediyorduk kendimizi. Ama bizim mücadele yıllarımızda arkamızdan ıslık çalanlar ya da arkamızda saklanarak tahsillerini, terbiyelerini tamamlayanlar ve bize göre çok eksik olanlar gördük ki uzun bir zamandır memleketi yönetmeye başladı. 22 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar. Bugün siz de görüyorsunuz, ben onları dünden tanıyorum. Yüreklerinde olmadığı kadar cesareti, ağızlarına ve dillerine dolamışlar. Artık bu ülkeyi cesurların ve iyilerin yönetme zamanı gelmiştir değerli dava arkadaşlarım. Onun için başlattığımız yolculuk zafer elde edinceye kadar sürecek.’’

“İYİ PARTİ’NİN KURULUŞ GEREKÇELERİNİN HÂLÂ DİMDİK AYAKTA”

İYİ Parti kurulduğunda Türkiye’nin içinde bulunduğu şartların hâlâ devam ettiğini ifade eden Dervişoğlu; ‘’İçinde yaşadığımız duruma baktığımızda İYİ Parti’nin kuruluş gerekçelerinin hâlâ dimdik ayakta olduğu gerçeğiyle buluşuyoruz. O zaman Türkiye’nin çözülmemiş dertleri büyümüş demektir. Bu dertlerin çözülebilmesi noktasında sergileyeceğimiz gayretin de geride bıraktığımız günlerde sergilediğimiz gayretin fevkinde olmalıydı.”

Geçmişte yapılmış hataları sorguladıkları ve bir daha yapılmış hataları yapmamak üzere çalıştıklarını belirten Dervişoğlu; “Geçmişimizde yapılmış hatalarımızı sorguladık ve bir daha yapmamak üzere de arkadaşlarımızla ve milletimizle kavilleştik. Öz eleştiri yapıyorum. Bazı hatalarımız var ‘keşke yapmasaydık’ dediğimiz, bazı laflar var ‘keşke söylemeseydik’ diye düşündüğümüz. Milletle buluşmanın yolu, milletle yüzleşmekten geçer. O sebeple Türkiye’nin her yerindeki dava arkadaşlarımızla görüşmek suretiyle yarınların nasıl planlanması gerektiği hususunda hemfikir olduk. Ve artık bugün partimizi içine düşmüş bulunulan olumsuzluktan çıkarıp yeniden umut olma noktasına taşıyacak bir kararlılığı milletimizle paylaşıyoruz. İşte onun için Malatya’dayız, onun için Kahramanmaraş’tayız, onun için Adıyaman’dayız ve onun için milletin bağrında ve yüreğinde olmaya devam edeceğiz” dedi.

“Genel Başkan olalı 7 buçuk ay oldu. 7 buçuk ay önce de işte Türkiye Büyük Millet Meclisinde grup toplantı salonlarında konuşuyorduk. 7 buçuk ay önce de gerçekleştirdiğimiz teşkilat toplantıları vardı” diyen Dervişoğlu; “Ben size bakarken gözlerimde umut görmüyordunuz belki. Ben size bakarken de ‘Ne olacak acaba hâlimiz?’ diyen bir topluluk görüyordum karşımda. ‘Acaba ne olacağız?’ diye siz de kendi kendinize soruyordunuz. Bugün burada benim yerimde olsanız kaygılı gözleri değil, iktidarı arzulayan pırıltılı gözleri göreceksiniz bugün onu görüyorum. Dava arkadaşlarımın gözlerinde hüznü ve mahcubiyeti değil, iktidar olma arzusunu vicdanında içselleştirmiş ve onu bir projeye dönüştürmüş dava adamları görüyorum. Bu duygu gelişiyor ve arkadaşlarımız tıpkı bizim Türkiye için istediğimiz ne varsa kendi içlerinde onları yaşamaya başlıyor. Biz konuşan Türkiye istiyoruz diye çıktık bu yola bakıyorum ki bugün teşkilat ziyaretlerinde arkadaşlarımız konuşuyor, sorunları dile getiriyor. O sorunların çözülebilmesi için yapılması icap edenler noktasında yol gösterici olma vasfıyla hareket ediyorlar” şeklinde ekledi.

“BİR MAKUL DİLİ, MAKUL BİR SÖYLEME DÖNÜŞTÜRMEYE ÇALIŞIYORUZ”

Artık sorunların birlikte tespit edildiği ve sorunların çözümüne önerileri birlikte belirlediklerini ifade eden Dervişoğlu; “Artık bu duruma bakarak bulunduğumuz yerde ne olduğumuzu çok iyi biliyor, varmak istediğimiz hedefe nasıl gideceğimizin yol haritasını da çok iyi belirliyoruz. Ben bunu sizlerle yapıyorum Allah sizlerden razı olsun. Başkaları gibi hakaret, hamaset, husumet dili kullanmıyoruz. Bir makul dili makul bir söyleme dönüştürmeye çalışıyoruz. Toplumun bütün kesimlerini birlikte kucaklamaya çaba sarf ediyoruz. Her birimizin bir siyasi geçmişi var. Herkes benim geldiğim yerden gelmiyor. İçimizde merkez sağdan gelenler var, içimizde Millî Görüş’ten gelenler var, içimizde bir kısım Cumhuriyet Halk Partisi’nden ve Demokratik Sol Parti’den gelen vatanseverler var. Toplumun farklı kesimlerinden insanların bir araya geldiği bir topluluk İYİ Parti; makul bir dilin, makul bir söyleme dönüştüğü yer” şeklinde konuştu.

‘’GAZİ MUSTAFA KEMAL’İN KURDUĞU TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’NİN KURULUŞ FELSEFESİNİ OLUŞTURAN İRADENİN ADIDIR SİYASİ MERKEZ. İYİ PARTİ O MERKEZİ İNŞAYA UĞRAŞIYOR’’

İYİ Parti’yi; “Sevdası Türkiye, kaygısı Türkiye’nin geleceği olan insanların toplanma merkezi” şeklinde tanımlayan Dervişoğlu;

’Merkez deyince milletin aklına ortada bir çember, onun ortasında da bir nokta geliyor. Çemberi çevirirken pergelin koyulduğu yer var ya millet merkez deyince onu aklına getiriyor. Oysa merkez o değil. Siyasette merkez pergelin koyulduğu yerin ya da noktanın tanımı değildir. Siyasette merkez toplumda birbirine en uzak olanların nokta olarak, çizgi olarak buluştuğu bileşkenin adıdır. Yani toplumun bütün değerlerini, toplumun millî ve manevi kıymetini bünyesinde barındıran Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş felsefesini oluşturan iradenin adıdır siyasi merkez. İYİ Parti o merkezi inşaya uğraşıyor, onun için çatısının altına davet ediyor.’’

‘’İMRALI’DAKİ CANİBAŞINI TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNE KÜRSÜYE DAVET ETMEKLE BU SORUNLAR ÇÖZÜLEMEZ’’

Türkiye’nin aşması gereken birçok problem olduğunu ifade eden İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Abdullah Öcalan’ın TBMM’ye davet edilmesine vurgu yaparak; ‘’Türkiye’nin aşmak zorunda olduğu birtakım problemlerle de karşı karşıya bulunduğumuzun şuuru ve idraki içerisinde olmak mecburiyetindeyiz. Doğru çözümler önermeliyiz örneğin. Birilerinin dediği gibi bir sorunu çözmek için İmralı’daki canibaşını Türkiye Büyük Millet Meclisine kürsüye davet etmekle bu sorunlar çözülemez. Önümüzde bölünmüş Irak örneği varken Suriye’de yaşanan stratejik hataların bu ülkenin başına yeni belalar getirme ihtimalini nazarı itibara almadan bu sorunları çözemezsiniz.’’

CUMHURBAŞKANI ERDOĞANA: ‘’TÜRKİYE’NİN ASIL SAHİBİ BÜYÜK TÜRK MİLLETİDİR, EGEMENLİK DE ONA AİTTİR’’

Konuşması esnasında 9 Aralık günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; ‘’Komşumuz Suriye’de 13 yıldır devam eden dün itibarıyla artık yeni bir boyut kazandı. Halep, Hama, Humus ve son olarak Şam, Türkiye’nin asıl sahiplerinin kontrolüne geçerken 61 yıldır kan ağlayan zulüm baskıyla ve zorbalıkla ayakta kalan Baas diktatörlüğü de tamamen Türk’tür.’’ açıklamasını telefondan açtığı video ile salona dinleten Dervişoğlu, şöyle konuştu:

’Türkiye’nin asıl sahibi büyük Türk milletidir, egemenlik de ona aittir. Türkiye ne Batı emperyalizminin ne Türkiye’nin ve dünyanın terörist ilan ettiği HTŞ’nin ne oralarda boy gösteren PKK uzantısı YPG ve PYD’nin ne Özgür Suriye Ordusu’nun ne de Suriye Millî Ordusu’nun vesayetini asla kabul etmeyecek kadar büyük bir devletin ve milletin adıdır burası.’’

‘’CUMHURBAŞKANI’NI UYARIYORUM; TÜRK MİLLETİNE SAHİP ARAYACAĞINA KENDİSİNE KONUŞMA YAZANLARIN SAHİPLERİNİ ARAŞTIRSIN’’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerinde dil sürçmesi olduğunu düşündüğünü ifade eden Dervişoğlu; ‘’Defalarca izledim sonra baktım ki promterdan konuşuyor yani yazılı metinden konuşuyor. Şimdi ben burada konuşurken irticalen konuşuyorum her an bir hata yapabilirim. Bir arkadaşımız gelir, benim hatamı bana hatırlatır; ben de ya tevil ederim ya tefsir ederim ya da özür dilerim hatalı bir şey yaparsam. Sayın Cumhurbaşkanı’nı buradan uyarıyorum; bu konuşmaları yazanların nereye bağlı olduklarına iyi baksın. Türk milletine sahip arayacağına kendisine konuşma yazanların sahiplerini araştırsın.’’ diye konuştu.

‘’TÜRKİYE HER NE KADAR ‘BİZ SURİYE’DE TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE SAYGILIYIZ.’ DİYORSA BİLE SURİYE PARÇALANIYOR GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE.’’

Suriye’de yaşanan son gelişmeleri değerlendirerek konuşmasına devam eden Dervişoğlu; ‘’Bizim hiç kimsenin toprağında gözümüz yoktur. Yurtta sulh, cihanda sulh geleneğinden geldiğimiz de bilinen bir gerçektir. Mustafa Kemal’i Orta Doğu’da yaşanması muhtemel gelişmelere bağlı olarak bize vasiyet ve nasihatleri de bellidir. Türkiye bu coğrafyada aktif ama ihtiyatlı bir politika belirleme tercihinden vazgeçmemelidir.  Bu elbette ki böyledir ama ‘biz Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz diyerek’ bir çözüm elde edemeyiz. Türkiye her ne kadar ‘biz Suriye’de toprak bütünlüğüne saygılıyız.’ diyorsa bile Suriye parçalanıyor gözümüzün önünde. Biz bu tecrübeyi Irak’ta yaşadık, Irak’ta başımıza neler geldi hepimiz biliyoruz. Irak’ın kuzeyinde ne var ortasında ne var güneyinde ne var bu milletin malumudur.’’ diye konuştu.

 ‘’SURİYE PKK’SIYLA IRAK PKK’SININ İLİŞKİSİNİN KESİLMESİ LAZIMDIR.’’

 Türkiye’nin Suriye’de yaşanan gelişmeler doğrultusunda acil bir eylem planı ortaya koyması gerektiğini ifade eden Dervişoğlu; ‘’Şimdi de göz göre göre Suriye’nin kuzeyinden başlayarak bizi de tehdit etmesi muhtemel bir takım siyasi manevraların ya da stratejik hesapların yaşama geçirilmeye çalışıldığına şahit oluyoruz. Türkiye’nin acilen bir eylem planı ortaya koyması ve tedbir alması gerekmektedir. Suriye’nin bir bölümünde belli bir güvenlik hattımız var. Ama o hattın bir bölümü açık. Dolayısıyla Suriye PKK’sıyla Irak PKK’sının yarın bir araya gelerek Türkiye ile ilgili başka senaryoları yaşama geçirebilme ihtimali yüksektir. O sebeple Rakka’dan başlayarak Haseki ve Sincan’a kadarki bölümü Türkiye’nin kendisini güvence altına alabilmesi için Türkiye tarafından bir güvenlik koridoruna dönüştürülmesi lazımdır. Yani Suriye PKK’sıyla Irak PKK’sının ilişkisinin kesilmesi lazımdır.’’

’SİZ 83’TEN, 84’TEN BAHSEDERKEN TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ ÜZERİNE TUZAK KURANLAR VE OYUN PLANLAYANLAR 81’İ 80, 80’İ 79, 79’78, 78’İ 77’YE DÜŞÜRMENİN PEŞİNDE’’

Medyada ortaya atılan; ‘’Halep fethedildi’’, ‘’82 Halep’’ gibi tartışmaları değerlendiren Dervişoğlu; ‘’Halep fethedildi falan gibi tartışmalar var işte kimileri de yazıyor işte. 80 vilayetimiz var ya 82 Halep, 83 bilmem ne 84 neresi… Siz bu hayalleri kurarken aklınızı başınıza alın. Siz 83’ten, 84’ten bahsederken Türkiye’nin geleceği üzerine tuzak kuranlar ve oyun planlayanlar 81’i 80, 80’i 79, 79’78, 78’i 77’ye düşürmenin peşinde. Türk milleti bu tuzağa izin vermemelidir ve vermeyecektir.’’ diye konuştu.

‘’ESAD GİTTİ, MİSAFİRLİK BİTTİ.’’

Suriye’de Esad rejiminin bitmesine ilişkin konuşmasına devam eden Dervişoğlu; ‘’Gazetecilere manşet veriyorum’’ diyerek konuştu:

’Suriye’de Esad rejimi gitti, misafirlik bitti. Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların Esad rejimi tasfiye olduktan sonra ne Türkiye’de bulunmasını icap etmek herhangi bir durum da kalmadı. Dolayısıyla Türkiye’deki sığınmacıların hiç zaman kaybetmeden hazırlanacak bir eylem planıyla yurtlarına geri dönüşlerinin temin edilmesi üzere hükûmetin vaziyet alması gerekmektedir. Efendim kendi kendilerine gidiyorlarmış. Ben sınır kapılarına baktırdım, orada gazeteci arkadaşlar delaletiyle sordum. Suriye’deki bu olayların itama ermesinden, Esad rejiminin tasfiye edilmesinden sonra yurt dışına çıkanların sayısı 2.500 civarındaymış ve Suriye’de bulunan sığınmacıların tamamına yakını da Türkiye’de kalmak gibi bir beklentinin içinde. Ben kimseyi ‘Başımızdan kovalım, atalım’ diyen bir ırkçı yaklaşımın tarafı değilim. Ama benim topraklarımda olması muhtemel birtakım olumsuz gelişmelere karşı da tedbir geliştirme makamında bulunan bir siyasi kişiliğim. O sebeple sizin sesinizin herkes tarafından duyulmasını temin etmek gibi bir sorumluluğum var.’’

‘’HÜKÛMETİN İSTİSNAİ OLARAK SURİYELİLERE VERDİĞİ VATANDAŞLIKLARI DERHÂL İPTALİ GEREKMEKTEDİR’’

’Türkiye bu sorundan mutlaka kurtarılmalıdır. Bunlara verilen istisnai vatandaşlık hakkı kanun hükmünde kararnameyle verilmişti ve biz bunu mahkemeye verdik. Esas itibariyle kanunlara aykırıdır. Dolayısıyla bu hükûmetin istisnai olarak Suriyelilere verdiği vatandaşlıkları derhâl iptali gerekmektedir. Vatandaşlık verilen 238 bin Suriyeli sığınmacının da ülkelerine geri gönderilmelerinin yolu ve önü açılmalıdır.’’

‘’HÜKÛMET SÖYLEDİKLERİMİZİ TARTIŞSIN, ELLERİNDE HERHANGİ BİR EYLEM PLANI YOKSA MİLLÎ GÖÇ DOKTRİNİMİZİ ONLARLA PAYLAŞMAYA HAZIR OLDUĞUMU İFADE ETMEK İSTİYORUM’’

Sığınmacıların geri dönüşüyle ilgili hükûmeti acil hareket etmeye davet eden Dervişoğlu; ‘’2 konuda hükûmeti acil hareket etmeye ve doğru davranmaya davet ediyorum. Aksi Türkiye’nin gerçek bekasını tehdit edebilmesi muhtemel sonuçları da beraberinde getirir. Hükûmet bu söylediklerimizi tartışsın, ellerinde herhangi bir eylem planı yoksa Millî Göç Doktrinimizi onlarla paylaşmaya hazır olduğumu buradan ifade etmek istiyorum. Doğru bir eylem planlarının olmadığını ben biliyorum ama bizim partimizin var. Çünkü başka partilerde olmayan bir başkanlık bizde var; Millî Göç Doktrini ve Millî Güvenlik Başkanlığı var İYİ Parti’de.’’

‘’BAKIŞLARIM ŞAŞKIN DEĞİL ASLINDA KIZGINDIR. BİZ DEVLET BAHÇELİ’NİN KİM OLDUĞUNU, NE OLDUĞUNU, NEYE HİZMET ETTİĞİNİ ÇOK İYİ BİLİYORUZ. BU ZAMANA KADAR YAPTIĞI BÜTÜN ŞAŞIRTAN DAVRANIŞLARIN DA MİLLETİMİZE NE BÜYÜK ZARARLAR VERDİĞİNİ BİLİYORUZ.’’

TBMM’de bütçe görüşmeleri esnasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, DEM Parti Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ı alkışlamasının ardından kendisinin ve İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez’in bakışlarının gündemde yer etmesi üzerine Dervişoğlu şu şekilde konuştu:

’Ben Devlet Bahçeli’nin DEM Partisi Genel Başkanını Meclis kürsüsündeki konuşması esnasında ya da o konuşmanın sonunda alkışlamasına asla şaşırmıyorum. Ben sizin Genel Başkanınızım, sizin Genel Başkanınız şaşırmaz. Olsa olsa kızmıştır diye düşünmenizi istiyorum. Bakışlarım şaşkın değil aslında kızgındır. Yani beklemediğimiz şeyler oluyormuş gibi de düşündüğümüzü zannetmesin hiç kimse. Biz onun kim olduğunu, ne olduğunu, neye hizmet ettiğini çok iyi biliyoruz. Bu zamana kadar yaptığı bütün şaşırtan davranışların da milletimize ne büyük zararlar verdiğini biliyoruz.’’

 ‘’2007 SEÇİMLERİNDEN SONRA MECLİS’E GİRECEĞİNİ SÖYLEDİ, YİNE MİLLETİ ŞAŞIRTTI. BU İKTİDARIN ABDULLAH GÜL’Ü CUMHURBAŞKANI YAPMASINI ÖNÜNÜ AÇTI.’’

Bahçeli’yi işaret ederek konuşmasını sürdüren Dervişoğlu; ‘’1999 akşamı; ‘DYP ve Fazilet dinlensin’ dedi. Millet şaşkın şaşkın bakarken Türkiye’de merkez siyaseti tasviye etti. 2002 yılında erken seçim kararı alınması gerektiğini söyleyerek milleti şaşırttı. Sonunda bu büyük milletin geleceğine zarar veren bir iktidar yapısının oluşmasına vesile oldu. 2015 yılında Türkiye seçime girdi. Birinci seçimden tek başına iktidar çıkmayınca Meclis’te iktidar arayışından vazgeçti, ikinci bir seçimi gündeme getirerek milleti şaşırttı. Bu iktidarın tekrar tek başına iktidara gelmesinin önünü açtı. 2007 tarihinde Cumhurbaşkanlığı seçimi yüzünden erken seçim kararı alınmıştı. Hiç kimseyle konuşmadan 2007 seçimlerinden sonra Meclis’e gireceğini söyledi, yine milleti şaşırttı. Bu iktidarın Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı yapmasını önünü açtı.’’

‘’SAYIN DEVLET BAHÇELİ NE YAPARSA YAPSIN ARTIK BU MİLLET ŞAŞIRMAMALIDIR.’’

‘’2016 yılında Türkiye’de darbe teşebbüsü yapıldı, o yine bu milleti şaşırtacak beyanlarda bulundu. ‘Cumhurbaşkanı olağanüstü hâl şartlarından kaynaklı olarak olağanüstü yetkilerle çalışıyor bu yetkileri olağan hâle getirmeliyiz dolayısıyla bu sistemi değiştirmeliyiz’ deyip milleti şaşırttı. Akabinde Türkiye’de parlamenter demokratik sistemden cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçildi ve Türkiye şimdi tek adamlığa evrilen bu ceberut sistemle mücadele etmek mecburiyetinde bırakıldı. Birbirlerine demedik laf bırakmayan iki lider can ciğer kuzu sarması olarak milleti şaşırttılar. Şimdi Cumhur İttifakı diye isimlendirdikleri siyasi yapıya büyük Türk Milliyetçilerini köle yapmak durumuna getirdi ve bu milletin geleceğine vurulacak en büyük darbeyi vurdu. Onun için sayın Devlet Bahçeli ne yaparsa yapsın artık bu millet şaşırmamalıdır. Ama bu milletin onu oylarıyla cezalandırmasının ve haddini bildirmesini zamanı gelmiştir.’’

’HERKES GEÇMİŞİNE BAKSIN. MİLLİYETÇİLİĞİMİN ZEKATINI VERSEM 7 SÜLALENİZE 40 SENE YETER.’’

Bahçeli’nin, İYİ Parti’nin ve şahsının aleyhinde beyanlarda bulunması üzerine konuşan Dervişoğlu şu ifadeleri kullandı:

 ‘’ Şimdi hakkımızda konuşuyor. Bazı yerlerde bazı toplantılar yapıyorlar. Onu temsilen bizi tanıyan tanımayan birileri de aleyhimizde, partimizin aleyhinde bazı beyanlarda bulunuyorlar. Buradan onlara da söylüyorum; herkes geçmişine baksın. Milliyetçiliğimin zekatını versem 7 sülalenize 40 sene yeter.’’

Dervişoğlu; yurt gezilerine devam edeceğini ifade ederek konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

’Diyebilirsiniz ki bana; ‘Eski Müsavat değilsin. Yorulabilirsin Sayın Başkanım’ diye düşünenler olabilir. İşte yanımda siz varken, arkamda siz varken terlemekten de yorulmam, sizin için canımı vermekten de utanmam.’’

Atatürk ve Cumhuriyetten Yana Taraf Haber Merkezi