Kadın deyince aklıma Anadolu gelir: Hoyrat rüzgarların savurduğu, kızgın güneşin kavurduğu yanık tenler; bağ, bahçe, ahır, evlerde çalışıp didinmeler ve doğduğu yerin dışına çıkmadan göçüp giden ömürler gelir…
Kadın deyince aklıma çatılmış kaşlar, yorgun bakışlar, sözsüz isyanlar gelir.
Kadın deyince aklıma payına düşen orantısız günahlar gelir.
Kadın deyince aklıma cinayetler, bebek gelinler, tacizler, tecavüzler ve ölümler gelir.
Kadın deyince aklıma yüzlerce yıl süren ve değişmeyen inanışlar ve kadını küçük gören sözler gelir:
“Saçı uzun aklı kısa.”
“Kızını dövmeyen, dizini döver.”
“Sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin.”
Kadın deyince aklıma ikilemler; Hamın ağalar, öksüz analar gelir.
Kadın deyince aklıma toprak analar, yaşatmak için verilen canlar gelir.
Ve sonra zor günlerin doğrulan, başkaldıran, direnen kadınları gelir.
Kadın deyince aklıma 8 Mart 1857 tarihi gelir. Emek sömürüsüne karşı direnen kadınlara uygulanan baskı, şiddet, sonrasında 129 ölüm ve sızısı gelir.
Kadın deyince aklıma zamanın üç boyutu; dünler, bugünler ve yarınlar gelir.
Kadın deyince aklıma Millî Mücadele’nin cesur kadınları: Asker Saime, Kılavuz Hatice, Tayyar Rahmiye, Kara Fatma, Binbaşı Ayşe, Nezahat Onbaşı, Şerife Bacı, Halime Çavuş, Gördesli Makbule ve isimlerini sayamadıklarımız gelir…
Kadın deyince aklıma Millî Mücadele’nin önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun Türk kadınına seslenişi: “Ey Türk kadını sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üstünde göklere yükselmeye laiksin.” Sözleri gelir.
Onun toplumsal değişimi ve gelişimi sağlayacak bütünlüklü bakışının ifadesi: “Bir Milletin yalnız erkeklerinin gelişmesiyle o millet yükselemez. Çünkü eğer kadın aynı nispette ilerleme halinde olmazsa, erkeğin yükselmesi mümkün değildir.” gelir. Kadının toplumsal konumlandırılışı ve yaşamın her alanında var olması için yapılan devrimler gelir.
Zor iş kadın olmak! Ama vardır zoru başarmak. Ne demiş Maria Antonietta Macciocchi: “Hiçbir önemli gerici hareket kadınların desteği olmaksızın iktidardaki durumunu sürdürememiştir; ama tersine hiçbir diktatörlük de kadınların mücadelesi olmaksızın devrilmemiştir.”
Kadını geri çekmeye çalışanlar farkında mı?
Kadın toplumsal yaşamın bütün alanlarında varlığını sürdürecek. Değişimin, gelişimin, sevginin, huzurun, barışın taşıyıcısı olacak!
8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun…
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: