Kayıp Kuşaklar | Hatice Topçu Yazdı

Kayıp Kuşaklar | Hatice Topçu Yazdı
Yayınlama: 14.12.2023 18:34
A+
A-

Ülkemizin karanlığı geçen zaman ile birlikte derinleşiyor. Yaşanan olumsuzluklar siyasi fırsata dönüştürülüyor ancak toplumsal fayda gözetilmiyor. Özetle yarınların büyüklerine yeterli yatırım yapılmadığı gibi fırsat ve imkân eşitliğinden yoksun eğitim sistemi ile sayısız çocuğumuz ve gencimiz yitip gidiyor.

4+4+4 ile kesintisiz eğitime son verildi. İmam-Hatip Ortaokulları açıldı. Okula kayıt yaşının erkene alınması ile sayısız çocuk vaktinden önce ilkokula başlayarak heba oldu. Yine bu uygulama ile okul öncesi eğitimde sert bir düşüş yaşandı.

4+4+4 sistemi ile siyasal amaçları doğrultusunda oluşturulmak istenilen sistemin temellerini atan iktidar, Ocak 2015 tarihinde İmam Hatip ve Meslek Liseleri için proje okulu uygulamasını başlattı. Uygulamaya daha sonra Ortaöğretim Genel Müdürlüğüne bağlı liselerde dahil edildi. 2016-2017 yılında 58 Anadolu, Fen, Sosyal Bilimler Lisesi, 99 Anadolu İmam Hatip Lisesi (AİHL) ve 6 Mesleki Teknik Lise proje okulu mevcut iken bugün proje okulları içerisinde çığ gibi büyüyen hangi tür lise oldu dersiniz? Elbette ki AİHM’leri.2022-2023 eğitim öğretim yılında mevcut proje okulu AİHL sayısı 662 ye ulaştı.

2015 yılında Okul Öncesi ve İlköğretim Kurumlar Yönetmeliği’nin “İlköğretim kurumlarında sınıf yükseltme” başlıklı 32. Maddesine 4. fıkra eklenerek İmam-Hatip Ortaokulu 5. 6. Ve 7. Sınıf öğrencilerinin velisinin yazılı isteği ile Diyanet İşleri Başkanlığının açmış olduğu hafızlık eğitimine devam etmelerine izin verildi. Böylece 4+4+4 ‘ün çok önemli bir hedefi gerçekleşmiş oldu ve bu uygulamayla kesintisiz eğitim hayal oldu.

4+4+4 birlikte açılmaya başlanan İmam Hatip Ortaokulları hızla arttı. Bugün ülkemizde mevcut ortaokulların yüzde 18’i İmam Hatip Ortaokuludur ve devlete ait ortaokullarda okuyan her 100 öğrenciden 14’ü İmam Hatip Ortaokulu öğrencisidir.

Gündeme taşınmayan ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın MEB’in eğitim alanına girmesini sağlayan düzenleme 17 Eylül 2011 tarih ve 653 Sayılı KHK ile gerçekleştirildi. Bu KHK ile Kur’an kurslarında yaş sınırı kaldırıldı. Yani artık okulöncesi eğitim çağı çocukları dahi Kur’an kurslarına gidebilecekti.

Değerler eğitimi adı altında İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri ile İl/İlçe Müftülükleri arasında imzalanan protokoller 4-6 yaş çocukları ve ilkokul çocuklarını manevi ve kültürel gelişimlerinin sağlanması gerekçesiyle okulun dışına çekmeye başlandı.

Okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocukları kapsayan bu uygulamalar bilimsellikten uzaktır. Çünkü 4-6 yaş ve ilkokul çağı çocukların pedagojik düzeyleriyok saymıştır.  Bunlar yetmemiş olacak ki MEB 20. Milli Eğitim Şurası’nda okul öncesi eğitim çocuklarına din, ahlak ve değerler eğitimi yapma kararı alımıştır.Bitmedi MEB Okul Öncesi ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde 14 Ekim 2023 tarihinde yapılan değişiklikle mescit zorunlu hale getirilmiştir.

2017 yılı itibariyle Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile iş birliği adı altında Vakıflar/Dernekler ile protokoller dönemi başlatılmıştır. Daha sonra protokoller MEB’in diğer genel müdürlüklerine de genişletilmiştir. Bugün kamuoyunda çok tartışılan ÇEDES’e gelinen yolda dernek, vakıf adı altında örgütlenen çok sayıda tarikat ve cemaatin olduğunu biliyoruz. Peki, bu noktaya gelinceye, bunca yol alıncaya kadar ülkemiz aydınları, demokratik kitle örgütleri,iktidarın dışındaki siyasi partileri neredeydiler?

Hiç sesleri çıkmadı diyecek olursam haksızlık etmiş olurum. Bazı sesler çıktı elbette ama yeterince gür ve etkili sesler çıkmadı, çıkamadı. Çünkü tek tek, bölük pörçük çıkan sesler, yapılan mücadeleler yeterli olamadı.

Eğitim sistemimizde son 22 yılda yaşanan gerici, piyasacı, ezberci yapıyı bir köşe yazısına sığdırmak elbette mümkün değil. Mümkün olduğu ölçüde okuru sıkmadan yaşananları özetlemeye çalıştım. Ancak çok önemli bazı düzenlemeler hakkında detay bilgi vermeden geçmek bazı şeyleri eksik bırakmak olur düşüncesindeyim. Bu bağlamda 2021 yılında MEB, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan ÇEDES Projesine,yine 2023-2024 eğitim öğretim yılına çok az bir süre kala değiştirilen ders dağıtım çizelgelerine ve elbette bir uluslararası derecelendirme sınavı olan PISA uygulamasına önümüzdeki haftalarda daha detaylı yer vereceğim.

Bu noktada iktidarın niyetini arkalayarak aldığı yol eğitim sistemini gerici, piyasacı ve ezberci bir yapıya çekmiştir. Bu yapının çocuklarımızı içinde yaşadıkları dünyadan kopardığı, özetle çocuklarımızı maalesef kayıp kuşaklar haline getirdiği söylenilebilir.

Peki eğitimimizi bu noktaya taşıyanlar amaçlarını tam anlamıyla gerçekleştirdi mi, yani bunun daha ilerisi var mı?

Halen yeni düzenlemeler yapıldığına, hatta Milli Eğitim Bakanı’nın ‘Karma Eğitim’i tartışmaya açıp kamuoyundaki tepkiler sonrasında geri çekilmesine bakacak olursak var…

DEVAM EDECEĞİZ…

Rize’de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Rize’de tamamladı. Lisans eğitimini işletme alanında, yüksek lisans eğitimini; Eğitim Bilimleri, Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanında tamamladı. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Yönetimi ve Politikaları Ana Bilim Dalı, Eğitim Yönetimi ve Teftiş Doktora Programına devam etti. Eğitim iş kolunun çeşitli kademelerinde görev yaptı. 21.02.2019 tarihinde kamudaki eğitim yöneticiliği görevinden emekli oldu. Eğitimci-Yazar-Şairin; TODAİE Hazırlık Kılavuzu, iki adet şiir, on bir adet çocuk ve genç edebiyatı olmak üzere toplam 14 adet kitabı bulunmaktadır. Ayrıca eğitim bilileri aralında ulusal ve uluslararası dergilerde yayımlanmış makaleleri bulunmaktadır. Meslek hayatı boyunca çok sayıda ulusal proje ile Avrupa Birliği projesi yazmış ve yönetmiştir. Eğitim bilimleri, proje döngüsü ve kişisel gelişim alanlarında çok sayıda eğitici eğitimi sertifikasına sahip olup yetişkin eğitimleri vermiştir. Halen çeşitli gazete ve haber sayfalarında makaleler yazmaktadır. Medya Siyaset Yayın Grubu Genel Yayın Koordinatörü ve programcılığı yapmaktadır.