Kırk Katır, Kırk Satır | Suay Karaman Yazdı

Kırk Katır, Kırk Satır | Suay Karaman Yazdı
Yayınlama: 17.04.2023 16:23
Düzenleme: 17.04.2023 16:24
A+
A-

21 yıldır ülkemize verdiği zararlar göz önüne alındığında AKP genel başkanı Tayyip Erdoğan ve ekibinin 14 Mayıs seçimlerinde kesinlikle iktidardan gitmeleri gerektiği toplumun büyük çoğunluğu tarafından dile getirilmektedir. Bu yüzden Türk milleti, 14 Mayıs seçimlerini umut olarak görmektedir. Açıklanan milletvekilleri listelerine bakınca, Türk milletinin umudunun söndürülmek istendiği görülmektedir. Ortada büyük bir emperyalist proje vardır ve siyasi partiler de kendilerine verilen görevleri yerine getirmektedirler. Yoksa milletvekili listelerinin daha farklı olması gerekirdi.

Öncelikle CHP milletvekili listelerine bakılınca ittifak yapılan partilere 76 kontenjan verildiği görülüyor. DEVA Partisi’nden 25, Saadet Partisi’nden 24, Gelecek Partisi’nden 19, Demokrat Parti’den 3 ve İYİ Parti’den 5 isim CHP listelerine girmiş ve yaklaşık 40 isim seçilmesi garanti olan yerlerden aday gösterilmiş. İçlerinde AKP eski milletvekilleri, bakanları, Fethullah Gülen destekçileri, cumhuriyet ve laiklik düşmanları bulunmaktadır. Benim oy kullanacağım Ankara birinci bölge dördüncü sırada bulunan ve 2009-2013 yılları arasında adalet bakanlığı görevinde bulunan Sadullah Ergin’in olması çok tepki çekmektedir.

FETÖ kumpasları sırasında görev yapan ve adalet bakanı olarak adaleti, hukuku yok eden birinin CHP’li seçmenlerin oylarıyla TBMM’ye girecek olması, laik cumhuriyetimize karşı yapılan yeni bir projedir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “sen değil bakan, vekil bile olamazsın” dediği, kırmızı bültenle aranan Suriyeli teröristleri makamında ağırlayan Sadullah Ergin, Ergenekon ve Balyoz tertipleriyle onlarca yurtsever subay, siyasetçi, gazeteci, iş insanı, sanayici, öğrenci ve ailelerin perişan edilmesinin baş sorumlularındandır. Adalet için Ankara’dan İstanbul’a 440 km yürüyeceksiniz, sonra Sadullah Ergin’i aday göstereceksiniz; böylece hep alışılagelen yeni CHP genel başkanının çelişkilerinden farklı bir örnek izliyoruz.

Fetöcü Sadullah Ergin işin sadece görünen yüzüdür; toplum önünde bu kişi tartıştırılarak diğer ihanet içinde olanlar gizlenmektedir. TBMM’de millet ittifakı adayları ile Fetöcü bir yapı oluşturulmaktadır. Ayrıca CHP listelerinde de fetöcü, PKK terör örgütü destekçisi, numaracı cumhuriyetçi, yetmez ama evetçi ve Atatürk düşmanları olduğu görülmektedir. Bunun yanında cumhur ittifakının adayları içinde de Fetöcü ve laik cumhuriyete karşı olanların varlığı bilinmektedir. İşte bu tehlikeli oluşum TBMM’de yeni ittifaklara yol açacaktır. En basitinden, demokratik ve laik cumhuriyetimize, bölünmez bütünlüğümüze karşı olanların içinde olduğu TBMM’de, anayasamızın ilk dört maddesinin değiştirilmesi gündeme gelecektir.

Toplum olaylara her iki ittifakın yandaş medyası tarafından hipnotize edilmiş gibi baktığı için resmin yalnızca kendilerine gösterilen bölümünü görüyor. Düşünmeden, araştırmadan, sorgulamadan, başkalarının fikirlerini tekrarlayarak biat kültüründen kurtulamamaktadır.

16 Nisan Pazar günü Turgut Özal Müzesi açılış töreninde konuşan CHP Genel Başkanı, Özal için yine hak etmediği övgülerde bulundu. Ülkemizi bugünlere taşıyan 24 Ocak Kararlarını anımsamak gerekir. İMF reçeteleriyle cumhuriyetin kazanımları olan tüm sanayi tesislerinin, fabrikaların ve üretme çiftliklerinin nasıl yok edildiğini bilmek gerekir. Banker skandalları, yolsuzluklar, rüşvetler ve ahlaksızlıklar Özal devrinde artarak bugünlere gelindi. Böylelerine iltifat ederek, tutucu kanattan oy alacağım derken, kendi oylarını yitireceğini göremeyenlerle hiçbir yere varılamaz. Özal’a sarılmak, iktidarı AKP’ye hediye etmektir. Zaten hazırladıkları ve seçmenlere onaylatmak istedikleri milletvekili listeleri de bunun kanıtıdır.

Maskesi din olan Fetö, basit bir tarikat ya da cemaat değildir. Doğrudan ABD’nin kontrolünde olan ve CİA’nın yönettiği bir ajan örgütüdür. Fetö aldığı tüm darbelere karşın görevini yapmaya devam etmektedir. İşte bu yüzden iktidar adayı olan tüm partilerde örgütlenmiş durumdadır. Aynı şekilde PKK terör örgütü de ABD’nin kontrolündedir. Fetö, PKK, HÜDA-PAR ve benzerlerinin ülkemizi karanlıklara sürüklediği ortadadır. Bu karanlıklardan ancak Atatürk Devrimiyle çıkabileceğimizi unutmamak gerekir.

Atatürkçü, yurtsever insanları enayi yerine koyarak, bölücülere, laik cumhuriyet düşmanlarına, Fetö bulaşığı ve artığı insanlara oy istemek, “bunlara mecbursunuz” demek ihanete eşdeğerdir. Ya kırk katır altında ezilerek, ya da kırk satırla parçalanarak öleceksiniz dayatmasıyla 14 Mayıs seçimlerine doğru yol alıyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılında Atatürkçü, cumhuriyetçi, yurtsever, emperyalizm karşıtı adaylara hasret kalıyoruz ama umudumuzun hep diri olacağı da bilinmelidir.

Azim ve Karar

13 Temmuz 1959 tarihinde İstanbul’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Ankara’da tamamladı. Jeoloji Mühendisliği Bölümü (1983) ve İşletme Bölümü (1998) mezunu. Lisans üstü çalışmalarını Trafik Planlaması ve Uygulaması anabilim dalında (2002) ve Hayvancılık İşletme Ekonomisi anabilim dalında (2003) tamamladı. 1983-1985 yıllarında ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1986-1987 yılları arasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda yedek subay olarak askerlik görevini tamamladı. 1988-2006 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalıştı. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalıştı. Gazi Üniversitesi’nin bölünmesiyle 2018 tarihinden beri Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktadır. 1993 yılında “Bilgisayara Giriş ve Basic” ile “Fotogrametri” kitaplarını yayınladı. Mart 2019 tarihinde “İnadına Cumhuriyet” adlı kitabını yayınladı. Kasım 2021 tarihinde “Türkiye Uçuyor” adlı kitabını yayınladı. Bir süre Cumhuriyet ve Ulus Gazeteleri ile Türkiye Sorunları Dergisi’nde yazı yazmıştır. Kasım 2005-Haziran 2020 tarihleri arasında İlk Kurşun Gazetesi’nde her hafta yazıları yayınlanmıştır. Halen Azim ve Karar Sitesinde yazı yazmaktadır. “Parçalanma Dil İle Başlar” makalesiyle, Dil Derneği tarafından 26 Eylül 2016 tarihinde 84. Dil Bayramı Onur Ödülü’ne layık görülmüştür. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin eski Genel Sekreteri’dir. 1961 Anayasası ve Çağdaş Demokrasi Vakfı’nın Başkanı’dır. Halen Tüm Öğretim Elemanları Derneği’nin (TÜMÖD) Genel Sekreteri’dir. Evli ve iki çocuk babasıdır.
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.