Kurtuluş Yok Bir Başına… – Melih Demirel Yazdı

Kurtuluş Yok Bir Başına… – Melih Demirel Yazdı
Yayınlama: 03.02.2025 19:20
A+
A-

’Kurtuluş yok bir başına, ya hep beraber ya hiç birimiz.’’
Berloth Brecth – Alman Şair, Oyun Yazarı.

Berloth Bretch’in  Nazi Almanya’sını eleştiren, ‘’Ya hep beraber, Yada hiç birimiz’’ adlı şiirinden bir vurgu şu sıralar gündemde. Yukarıda başlığın altında da yazdığım gibi, ‘’Kurtuluş yok bir başına, ya hep beraber ya hiç birimiz.’’ Keza benimde ağzıma pelesenk oldu şu aralar, her hangi birinden, bir liderden yada onun söylemesinden, bir ideolojiden bağımsız olarak…

Bu slogan topyekun içinde bulunduğumuz ve su alan, önünde çarpmak üzere olduğu buz dağları bulunan gemimizin ve bizim gerçeğimizdir.

Gemi Memleket, Yolcusu 85 milyon yurttaş, vaziyet ise fenadır. ‘’Gaflet, Dalalet ve hatta Hıyanet’’ durumu vuku bulmuştur.

İktidarın istediği noktada, muhalefet odakları yine amansız, apansız kayıkçı kavgalarına tutuşmuş, basiretsiz liderlikler ve eylemler ise sürece adeta tuz biber olmuştur.

İki doğal aday ; Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş. Farkında mısınız bilmiyorum ama adeta toplumun önüne atılmış durumdalar. ANAYASA ya göre, bir daha aday olması mümkün olmayan zat-ı muhteremin karşısında, ‘’ AKP asıl senin adayın kim?’’ söylemiyle politika üretmek yerine, ‘’Sizin  karşınıza koyacak doğal  iki adayımız var. Ama bu iki aday üstünden muhalefeti, tabanı bölelim, resmi seçime daha yıllar olsa bile adayımızı ilan edip, önünüze atalım ki yine muhalif bir bütünlük sağlayamadan seçime girip tehlikeye atalım’’ söylemi aldı yürüyor…

Hanımlar, Beyler …

Biz bu filmi izledik. Sonunda hevesimiz kursağımızda kaldı.  Yutkunduk. Hani yediremedik mücadeleci ruhumuza ama içimize ağladık. 100.yılına girmiştik Cumhuriyetin. Önce Gazi paşanın yanında alacaktık soluğu. Yasaklanan günlerini hatırlayıp daha güçlü söyleyecektik andımızı. 1924’de Mustafa Kemal’in başladığı gibi yılmadan başlayacaktık. Yorgunduk ama umutluyduk da, yorgunluğumuzu yeniyordu. Velhasıl kelam, kenetlenmiştik işte. İkinci yüzyılın kapılarına umutla…

Bölünürsek…

Yine filmin sonunda yaşayacaklarımız aynı olur. Su alan geminin, hayatta kalırsak batışını izleriz.
Bölünürsek, en azından bir nebze daha umudu olan gençlerde toplar bavulları. Oyun oynaması gereken yaşta, memleket şartlarıyla siyaset takip edip, ekonomist olan çocuklarımıza bir hesap dahi veremeyiz daha. Bölünürsek, bir mülakat mağdurunun vebali bile artık taşınmaz kambur olur sırtımıza alınan o ahla. Bölünürsek, ah vah ederiz, Atı alan Üsküdar’ı geçerde, artık yüzümüzde tutmaz Gazi Paşanın ebedi istirahatgahına varmaya…

Bölünmeye lüksümüzün kalmadığı %50+1 in altında, atlamamız gereken büyük bir hendek var.
Ama erken ama zamanında… Ama bu freni tutmayan kamyon misali gidişat ve kararlı bir muhalif baskıyla umarım ki erken olacaktır. ‘’Sağ’’ a ‘’Sol’’a bakmadan, kaşın üstünde göz aramadan, Ekremci, Mansurcu, Kemalci, Bu’cu, Ocu diye ayrışmadan, bu hendekten ya atlayacağız, yada içine düşüp her birlikte yok olacağız. Cumhuriyet ,Atatürk, Laiklik, Müreffeh toplum, Ortaçağ atışmalarından uzak geleceğe bakan Çağdaş ve Aydınlık yarınlar için dertleniyorsak eğer, tercihten çıkıp zorunluluğa girmiştir artık akıbetimiz…

Evet geldiğimiz noktada durumumuzu izah eden daha iyi bir söylem yok  ;

‘’Kurtuluş yok bir başına, ya hep beraber ya hiç birimiz.’’

 İnanıyorum… Kurtuluş… Hep birlikte!

1994 Ankara doğumlu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Maliye bölümü mezunu. Evli, bir kız çocuğu babası.