MEB müdürüne güven(m)iyor mu? – Yusuf İpekli Yazdı

MEB müdürüne güven(m)iyor mu? – Yusuf İpekli Yazdı
Yayınlama: 03.02.2025 18:55
A+
A-
Ön beş günlük aradan sonra okullar yeniden açıldı.
Öğrencilerimize, öğretmenlerimize başarılar diliyorum. Velilerimize, milletimize, eğitim sistemimize hayırlı uğurlu olsun.
Peki, okullarımız on beş günlük aradan sonra nasıl açıldı?
Konu çok da meseleyi okullarda öğretmen denetimi açısından ele alalım.
Öncelikle bakanlık bu dönem okullar açılırken bir türlü yerine oturtamadığı öğretmen denetimini ön plana çıkardı. Denetimi yerine oturtamadı, çünkü etkin müsteşar olduğu göz önüne alındığında görülecektir ki, mevcut bakan döneminde bile denetimin kaç sefer değiştiğini saymak mümkün değil.
Bundan sonra okullarda öğretmenler yılda iki sefer bizzat sınıf ortamında denetlenecek.
Kural yeni değil. Zira zaten okullarda müdürün öğretmeni yılda en az iki sefer denetlemesi amir hüküm.
O zaman değişiklik ne? Bu denetimi kim yapacak? Okul müdürleriyle birlikte zümre başkanı.
Yani okul müdürü ile zümre başkanı birlikte sınıfa girecek, öğretmeni izleyecek, sınıf ortamını gözleyecek, kullanılan yöntem ve tekniklere dikkat edecek, kullanılan araç ve gereçler hakkında bilgi sahibi olacak; öğretmenin yaptığı planlar, sosyal etkinlikler, sınav ve sonuçlarını irdelenerek bir kanaat oluşturulacak. Elde edilen bulguları müdür ve zümre başkanı değerlendirilecek. Sonuçta birlikte bir rapor hazırlayacaklar.
Şimdi hayata geçecek bu uygulamanın anlamına geçmeden önce zümre başkanı olayına göz atalım.
Zümre başkanı, aynı sınıfı okutan veya aynı branşa mensup öğretmenler arasından birinin eğitim öğretim yılı başında seçtikleri kişidir. Başkanlığın maddi bir karşılığı yoktur, gönüllük esasına dayanan bir görevdir. Özveri ister.
Zümre başkanı görev yaptığı okulda meslektaşlarına rehberlik yapan, örnek davranışlar sergileyen, mesleki birikime sahip öğretmen olmalıdır. Aynı zamanda zümre başkanı okullar arası zümre başkanlar kurulu toplantısına katılır. İlçe ve il zümreleri oluşur.
Amaç okullar arası eşgüdümü sağlamaktır.
Amaç hasıl oluyor mu? Hayır. Uygulama alanda yasak savma kabilinden yerine getirilen bir angarya.
Aslına bakarsanız okullarda kimse zümre başkanı olmak istemiyor. Okul müdürü birilerini bu göreve layık görünce işlem tamamlanıyor.
Fiili durum bu iken, bakanlık çıktı dedi ki, denetim görevini okul müdürü ile zümre başkanı birlikte yapacak.
Bakanlık bu kararıyla kendi atadığı müdüre diyor ki, “Ey okulumun müdürü, desteklediğim sendikaya mensup olsan da ben sana güvenmiyorum. Öğretmenleri yalnız denetlemene gönlüm razı değil. Çünkü sen siyasi davranabilirsin. Cinsiyetçi yaklaşman mümkün. Sendikal bakışın denetime yansıyabilir. Hemşericilik yapabilirsin. Tuttuğun takımın etkisi söz konusu olabilir. Bu yüzden yanına zümre başkanını yerleştirdim.”
Soru çok…
Diyelim ki, mevcut ikili A öğretmenin sınıfına girdi, denetim yapıldı, rapor yazılacak. Bu aşamada müdür ile zümre başkanı çelişkiye düşerse rapor nasıl yazılacak?
Zümre başkanının seçimini yukarıda izah ettim. Yasak savma kabilinden seçilen zümre başkanının yapılacak denetime katkısı olacak mı, olmayacak mı?
Zümre başkanının kendisi de öğretmen olduğuna göre bu öğretmeni müdür yalnız mı denetleyecek? Bu denetimin kime, ne gibi yararı olacak?
Uygulama okullarda çalışma barışını bozacak mı, bozmayacak mı?
Uygulamayla birlikte okullarda mobing artacak mı, artmayacak mı? Dolayısıyla inceleme, soruşturma çoğalacağı için okullara müfettiş odası açılacak mı, açılmayacak mı?
Derecesi, kademesi, öğrenim düzeyi gibi nesnel ölçütleri aynı olan öğretmen, üstün niteliği olmayan diğer öğretmen tarafından denetlenmeyi içine sindirebilecek mi?
Örneğin ilkokullarda iki değil, üç değil, dört değil, beş değil, tam dokuz başlı yönetim / denetim ortaya çıkacak mı, çıkmayacak mı? *
Neresinden bakarsanız bakın durum vahim…
Sayın bakanlık dikkate alır mı? Almaz!
Neden?
Çünkü onların öğretmen, özel sektör öğretmeni, öğrenci, eğitim, özel eğitim, okul, özel okul, veli, başarı, nitelik gibi bir kaygısı yok.
Onlar için varsa yoksa kadrolaşma, varsa yoksa laik cumhuriyete karşı akıl ve bilim dışı uygulamaları hayata geçirme…
O değil de işin garibi ne biliyor musunuz?
Kimse kusura bakmasın ama, eğitim sendikaları da öğretmenlerin ezici çoğunluğu da duyarsız; hayattan kopuk, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” anlayışı içinde günü gün etme peşinde…
O zaman haydi rasgele öğretmenim, haydi hepimize rasgele!
Açıklama
———
* İlkokullarda dokuz adet zümre başkanı oluşur. Bunlar, dördü sınıf öğretmenliği olmak üzere, rehberlik, yabancı dil, din kültürü ve ahlak bilgisi, özel eğitim, okul öncesi öğretmenliğidir. Bu da bir yönetim altında dokuz başlı denetim demektir.
YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

1964 yılında Ankara İli Kalecik İlçesinde doğdu. Çiftçi bir ailenin çocuğu. 1985 yılında mesleğe ilkokul öğretmeni olarak başladı. Türkçe öğretmeni oldu. 20 yıl okul müdürlüğü yaptı. 35 yıl emek verdikten sonra emekli oldu. Özel eğitim alanında 3 yıl müdür olarak özel sektörde çalıştı. Halen özel eğitim öğretmeni olarak görev yapıyor. Makale, inceleme ve araştırmaları Öğretmen Dünyası, ABECE, Eğitim Yaşam, Çağdaş Eğitim dergilerinde yayımlandı. Kalecik Gazetesinde 10 yıl köşe yazarlığı yaptı. Halen HANHANA isimli kültür ve sanat dergisinin editörüdür. Şiirlerini, 1. Çığlığa çağrı 2. Sensiz akşamların yorgun geceleri 3. Gökyüzüne kafa tutan sağanak; AB projesiyle gittiği Avrupa izlenimlerini, "Okulumuz Avrupa" da isimiyle kitaplaştırdı. Basıma hazır kitap taslakları mevcut. Evli, 2 çocuğu, 3 torunu var.