Özgürlük Savaşçıları – Hatice Topçu Yazdı

Özgürlük Savaşçıları – Hatice Topçu Yazdı
Yayınlama: 21.11.2025 23:22
A+
A-

“Beyaz adam geldiğinde, onların ellerinde İncil (kutsal kitap), bizim ise uçsuz bucaksız topraklarımız vardı. Bize dua etmeyi öğreteceklerdi. Bunun için gözlerimizi kapattık. Açtığımızda ise onların uçsuz bucaksız toprakları vardı, bizim ise sadece İncillerimiz.”- Jomo Kenyatta

Pazartesi günü Ankara’dan yola çıkıp dünyanın gelmiş geçmiş en büyük haltercisi Naim Süleymanoğlu’nun yaşadığı evin anı evine (müze) dönüştürülmesi ve ölümünün 8. Yılında yapılacak olan açılışına katılmak üzere Bulgaristan’ın Mestanlı şehrine gittik. Ülkemizden Balkan göçmenleri ve çokça demokratik kitle örgütü temsilcisinin katıldığı törene biz de demokratik kitle örgütü temsilcisi olarak ‘Uluslararası Bilim, Eğitim ve Düşünce Derneği (UBED)’ i temsilen üç kişi olarak katıldık.

Törene Türkiye’den gidenlerin yanı sıra Bulgaristan’da yaşayan Türkler ve çokça Bulgar yurttaşının da katılması Süleymanoğlu’na duyulan sevgi ve bağlığın göstergesiydi. Doğrusunu isterseniz tören sırasında zaman zaman duygulandık, zaman zaman da görevini kişisel üstünlük görenlerin tavır ve davranışlarıyla sarsıldık.

Bilindiği gibi Naim Süleymanoğlu, Melbourne’da (Avustralya) düzenlenen 1996 Dünya Şampiyonası sırasında, Bulgaristan rejiminin uyguladığı asimilasyon politikalarından kaçarak Türkiye Büyükelçililiğine sığınmış ve Türkiye’ye irtica etmiştir. O, Bulgaristan’da yaşayan Türklerin çektiğin zulme dikkat çekmek için sık sık “özgürlük” vurgusu yapmış ve konuyu dünya gündemine taşımayı başarmıştır. Bağımsızlığın insan onuru için değerini anlamak bakımından onun hayatı gerçekten çok öğretici ve mücadele azmini destekleyici niteliktedir.

Cep Herkül’ü adıyla da anılan Süleymanoğlu gerçekten de spor ile adını özgürlük ve insan hakları alanına yazdırmış bir özgürlük savaşçısıdır. Çünkü o totaliter rejimin Bulgaristan’da farklılıkları asimile etme çabalarına direnen isimdir. Onun mücadelesinin etkisiyle bugün Bulgaristan’da Türkler ve Bulgarlar birlikte yaşıyor; yönetimi ve toplumsal yaşamı birlikte paylaşabiliyorlar. Bakın, Mestanlı ve Kırcaali Belediye Başkanları Türk.

Naim Süleymanoğlu’nun Türkiye’ye gelmesi ve Bulgaristan’da ki Türklerin Türkiye’ye getirilmesini sağlayan Turgut Özal etnik kimlik bakımından Kürt ve Türkiye Cumhuriyeti’nde başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yapmış bir Türk yurttaşı. Anayasamızda: “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür“ şeklinde yer bulan ulusal kimliğimiz ve yine Anayasamızın eşitlik ilkesi ile yurttaşlıkta eşitliği güvence alan yapımız üniter, ulus bir devlet, laik bir cumhuriyet olmamızın güvencesidir.

Bugün Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olarak tek çatı altında bütünlük içinde yaşamamızın önüne engeller oluşturulmakta, ‘Kürt meselesi’ adıyla sanki ülkemizde bazı yurttaşlara ayrımcılık yapıldığı algısı oluşturulmaktadır. Sürekli ivmesi yükseltilen ve algılarla olguları değiştirmeyi amaçlayan bu süreç üniter, ulus devletimiz, laik cumhuriyetimiz için büyük tehlike oluşturmaktadır.

Naim Süleymanoğlu’nun mücadelesi ayrımcılık politikalarına karşı verilmiş haklı bir mücadeledir. Joma Kenyatta’nın mücadelesi sömürgeciliğe karşı verilmiş bir mücadeledir. Ancak ortak bir ulus kimliği altında bir arada yaşamış Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Zaza ve sayamayacağım daha pek çok etnik kimlikli insanların bölünmesi, parçalanması kimin işine yarar bir düşünmek gerekmektedir. Dahası Teröristbaşının Kürt halkını temsil ettiği algısının oluşturulması ve muhatap alınması sadece Türkiye Cumhuriyeti’ne değil, kendini Kürt olarak ifade eden halka da ihanettir.

Mesele emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin yürüttüğü bir projedir. Proje kapsayışı, kucaklayıcı kavramlarla parlatılmakta, ülkenin bölünmesi amacı böylelikle gizlenmektedir.

Başlangıçta aldığım Kenya’nın kurucu devlet başkanı Jomo Kenyatta’ya ait ifade sömürgecilik döneminin çarpıcı bir anlatımıdır. Günümüzde emperyalizm aynı amaçlarla, kapsayıcı kucaklayıcı sözlerle hedefine yürümektedir. Kutsal kitabın yerini bu sefer etnik kimlikler ve parlatılmış söylemler almıştır.

Ayrımcılık bir insan hakkı ihlalidir ve kabul edilemez. Bu bağlamda mücadele vermiş ve tarihe isimlerini yazdırmış başta Naim Süleymanoğlu olmak üzere bütün özgürlük savaşçılarını saygıyla anıyorum.

Ülkemiz kurucu önderinin izinde, birlik ve beraberlik ruhuyla emperyalizmin amaçlarına hedef olmayacak ve Türk milleti bu oyunu yeniden bozacaktır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

Rize’de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Rize’de tamamladı. Lisans eğitimini işletme alanında, yüksek lisans eğitimini; Eğitim Bilimleri, Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanında tamamladı. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Yönetimi ve Politikaları Ana Bilim Dalı, Eğitim Yönetimi ve Teftiş Doktora Programına devam etti. Eğitim iş kolunun çeşitli kademelerinde görev yaptı. 21.02.2019 tarihinde kamudaki eğitim yöneticiliği görevinden emekli oldu. Eğitimci-Yazar-Şairin; TODAİE Hazırlık Kılavuzu, iki adet şiir, on bir adet çocuk ve genç edebiyatı olmak üzere toplam 14 adet kitabı bulunmaktadır. Ayrıca eğitim bilileri aralında ulusal ve uluslararası dergilerde yayımlanmış makaleleri bulunmaktadır. Meslek hayatı boyunca çok sayıda ulusal proje ile Avrupa Birliği projesi yazmış ve yönetmiştir. Eğitim bilimleri, proje döngüsü ve kişisel gelişim alanlarında çok sayıda eğitici eğitimi sertifikasına sahip olup yetişkin eğitimleri vermiştir. Halen çeşitli gazete ve haber sayfalarında makaleler yazmaktadır. Medya Siyaset Yayın Grubu Genel Yayın Koordinatörü ve programcılığı yapmaktadır.