Neyi tartışıyoruz, neyi alkışlıyoruz sizce? | Nurdan Savaş Yazdı

Neyi tartışıyoruz, neyi alkışlıyoruz sizce? | Nurdan Savaş Yazdı
Yayınlama: 26.12.2023 19:32
A+
A-

Geçtiğimiz günlerde ülkenin güvenlik sorunu olan milletimizin namusuna göz diken ,bize uygun olmayan ritüelleri ile sıkça gözler önüne serilen

Mülteci,Geçici Sığınmacı ve kaçakların ülkedeki her kesimin sıkça dile getirip rahatsız olduğunu dile getirenler tek seste birleşip tepkiler artmıştı.

Artan tepkiler için Devlet Bahçeli

Dış tahriklerle ülkemizin hassasiyetleriyle oynamayı siyaset zannedenler haddi aşmanın eşiğindedir” dedikten sonra gözaltına alınan Sığınmacı karşıtı Türk Milliyetçileri tutuklanarak hapse atıldı ve Mülteci,Geçici Sığınmacı ve kaçakların ülkedeki sorunları üzerine konuşulması,milletin güvenlik kaygılarını dile getirmesi suç sayıldı..

Türk milliyetçiliği suç sayılmıştı.

“Sosyal medyada örgütlenen üç-beş şarlatanın milletimizi birbirine düşürerek ülkemizi yangın yerine çevirme çabalarını başlarına çalacağız.Biz devlet olarak bu fitne ateşini daha fazla büyümeden söndüreceğiz.”diyen Akp lideri Erdoğan’da,Devletin bölünmez bütünlüğüne kasteden, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni tehdit eden yapıların organize ettiği çoğunun,geçici sığınmacı,tarikat ve cemaatçilerin oluşturduğu topluluklar sokaklarda hilafet diyerek miting yapabilir hale getirilirken sessiz kaldığını hep beraber izliyoruz.

Kokuşmuş ayakkabıları için bile birlik olduklarını hayretle izliyorken bizler de,sosyal medyanın akışında algılar ile yönetiliyoruz.

TBMM’ne giremeyecek olan partileri söz sahibi yaptık kendi oylarımızla…

12 şehid verdiğimiz bu günlerde

TBMM’nde  eyalet sistemi, özerklik, federasyon ,PKK terör örgütü lideri Öcalan’a özgürlük olmazsa bu çatışmalar devam edecek diyerek şehitlerimiz üzerinde tepinenler!

Sayın Bahçeli Bey’de “Devletin bölünmez bütünlüğüne düşman kesilen sözde partilerin Türkiye Büyük Millet meclisinde bulunması, hazine yardımı ve maaş alması rezalettir, melanet ettir, cinayettir, zillettir” diyerek politika yapıyor.

Peki ya terörist projelerin şantiyesi haline gelen ülkemiz sokaklarında cirit atanlar Hilafet diye mitingler yapanlar hangi sınıfta yer alıyor, diye sormak gerekmez mi? Devletimizin üniter yapısına kast edenler için birkaç söz etmek gerekmez mi?

Bir yandan Türk milliyetçiliği direnişi kırılırken, diğer yandan arap, kürt, milliyetçiliği cirit atabiliyor…

Devletimizin üniter yapısı ,bölünmez bütünlüğü tartışmaya dahi kapalıyken tartışmaya konusu haline geliveriyor.

***

Öte yandan fox TV, fox tv’de yayına giren kızıl goncalar dizisi ters psikoloji yöntemiyle kokuşmuş tarikat ve cemaatlerde ortaya dökülen pislikler nedeniyle bu yapılardan kopuş noktasına gelmiş tabanını konsolide etmek ve birleştirmek üzerine kurgulanmış senaryosu ile tarikat ve cemaat tabanına mesajlar verilirken, aynı zamanda tüm bunlardan zarar görmüş ve tarih boyunca devlete ihanet yuvaları olmuş tarikat ve cemaat içindeki seçilmiş rol modeller ile bizlere alkışlatılıyor.

Üst mesajlar Laik Cumhuriyetçi kesimeyken,alt mesajlar hilafet ve şeriat hükümleri isteyen tarikat ve cemaat tabanına…!

Neyi aklayıp paklıyorlar?

Sorgulamaksızın alkış tutan yine bizler!

Dizinin ikinci bölümünde tarikat üyesi ailenin kız çocuğu Zeynep’in tahtaya yazdığı önermesini bize alkışlanırken,

tahtaya yazdığı önermede müritlerine verilen mesajı kaçıranlar yine bizler…

“Sadece açık kızlar okulda okuyabilir.”

“Muhafazakar aileler kızlarını okulda okutmaz.” algısı oluşturuluyor.

Bu mesaj Laik Cumhuriyeti savunan sana mı? yoksa dağılmamış tarikat ve cemaat müridlerine mi?

Laik Cumhuriyeti savunan bize değil, müritler için daha sıkı birlik mesajı veren bir önerme aslında…

Ve daha pek çok alt mesaj.

Bu dizi daha çok konuşulacaktır,

başka bir yazıda daha detaylı analiz için biraz daha izlenmeli elbette.

Ancak şunu da bir not olarak buraya bırakmalıyım.

Hep söylediğim ve söylemekten vazgeçmeyeceğim gibi,

Emperyalistler hiç vazgeçmez, sadece şekil değiştirir planlarına zamana göre güncelleyerek hedefine ilerler.

Tarihte emperyalistler hep bize düşmanı alkışlatıp,

kendi kahramanlarını başımıza tac ettirir.

***

Konumuza geri dönersek emperyalist projesi islami kürtçülük adı altında toplanmış,Türkiye Büyük Millet Meclis’inde alenen şimdiye kadar söyleyemedikleri her şeyi politika adı altında söyleyebilme ,isteseler bulamayacakları bu fırsatı,cesaret ve cüretini verdik kendi oylarımızla hem de…

Atatürk’ün ideolojisinin taban tabana ZIT ve Atatürk’ün yok edilmesi gerektiğini söylediği ideolojiyi savunanlar, Halkların kardeşliği masalı ile Atatürk’ün ;

Anayasamızda ki Türklük tanımı ile “Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.

dediği halde o zamanlardan bugünlere başımıza bela edilen şimdilerin ayrıştırılması temelleri değil mi?

Halkların kardeşliğini savunanlara soruyorum, ülkenin yarısı Arapçılığı savunup , rejimi Arap rejimine çevirip hilafet  ve şeriat ile yönetilmek istiyor!

Bunlar da halkların kardeşliğine dahil mi? Hangi halkların kardeşliği?

Biz zaten hepimiz kardeş ve TÜRK MİLLETİYİZ!

Atam’ın yukarıdaki sözü dururken…

EMPERYALLERİN kendi kahramanlarını bizlere nasıl ALKIŞLATTIKLARINI , SAHİPLENDİRDİKLERİNİ bir düşünün derim…

Emperyalistler ile bunca milli mücadele ne için yapıldı,bu kadar kan niçin döküldü, bu kadar 15li ne için tepeler dolusu kemik yığdı?

Kürdistan diye ülkemizi parçalamak isteyen yapıların, sanat adı altında sözcülüğünü yapıp Kürdistan hayalini savunmuş ve ülkemizi parçalamak için,

siyasi propoganda yapmış olanları yüceltip göklere çıkaran da sen ,

bugünlerde TBMM’sinde terör örgütü PKK propogandası yapan,

Öcalan’a özgürlük diye nutuk atıp ülkemizi parçalamak isteğini alenen konuşabilenlere tepki koyan da sen!

Tüm bu olanlar himayesinde milletin kafası bulanık kim dost, kim düşman karışık..!

Algı;kelime anlamı ile bakarsak neydi diye bir hatırlatmak isterim. “Duygusal bilginin alınması,yorumlanması, tartışılması, seçilmesi ve düzenlenmesi”

Algıda seçicilik; kişi yada hedef kitlenin konuyu kendi duygusal penceresinden alması,yorumlaması ile seçip düzenlemesi…

Algıyı yönetenler, hedef kitlelerine çift taraflı bu sayede ulaştı bile.

Hem de bize tartışmaya kapalı konuları tartıştırarak hem de,ihanetlerini alkışlatarak…!

Ne dersiniz?

1938’den sonra YANLIŞ KİŞİLERİ ALKIŞLADIĞIMIZ İÇİN  bu halde DEĞİL MİYİZ?

EMPERYALLERİN bu ve bunun gibi içimize sokup, maske taktığı kişileri alkışlatmasından kurtulmalıyız artık..

Her önümüze sunulanı SORGULAMALI,sebeb sonuç ilişkisi ile analiz etmeyi vatan meselesi haline getirmeliyiz…

Neyi tartışıyoruz, neyi alkışlıyoruz sizce?

30 yılı aşkın süredir sanayide çeşitli sektörlerde yöneticilik yapan ve halen otomotiv sektöründe çalışmaya devam eden köşe yazarı ve araştırmacı gazeteci. 2012 Anadolu üniversitesi İşletme mezunu ve halen Tarih bölümü aktif 3.sınıf öğrencisi.