Uzun süredir kanserle mücadele eden ve 39 yaşında hayata veda eden sanatçı Şimal, ardında yalnızca bir hastalık değil; derin bir yalnızlık, ihanet ve unutulmuşluk hikâyesi bıraktı. Vefatından kısa süre önce verdiği son röportaj ise, ölümünün ardından çok daha çarpıcı hale geldi.
2021 yılında meme kanseri teşhisi konulan ve bir süre hastalığı yendiği açıklanan Şimal, 2024 yılında beyninde tümör tespit edilmesiyle tekrar ağır bir tedavi sürecine girmişti. 8 saatlik beyin ameliyatı geçirdi, ışın tedavisi gördü. Ancak 30 Mayıs’ta bu zorlu mücadeleye daha fazla direnemedi.
Şimal’in son röportajında anlattığı bir cümle, yaşadığı hayal kırıklıklarının özeti gibiydi:
“İyileştiğini duydum diye icra takibi başlattım” dedi en yakın arkadaşım. Bu söz çok ağır geldi… ama yine de onlarla güçlendim, biliyor musun?”
Yıllarca sahnelerde emek veren, hayatını şarkılarıyla güzelleştiren bir kadının hastalıkla boğuşurken en yakın çevresi tarafından yalnız bırakılması, kamuoyunda büyük bir sarsıntı yarattı.
“Para kazandıramadığım için arkamı döndüler” diyen Şimal’in sözleri, müzik sektörünün acımasız yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Karacaahmet Mezarlığı’nda düzenlenen ilk törende ailesi ve sanatçı dostları hazır bulundu. Merve Özbey, Derya Uluğ ve Murat Dalkılıç gibi isimler cenazeye katıldı. Ardından Şimal’in cenazesi Kuşadası Adalızade Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Şimal’in eşi Necati Arıcı, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, yaşadıkları yalnızlığı şu sözlerle ifade etti:
“Perşembe gecesi şifa dilediğim eşime, Cuma günü rahmet diledim. Soframızı paylaştığımız nice insandan bir taziye bile almadık. Şimal’im bu vefasızlıklara çok üzülürdü. Elimden geldiğince korumaya çalıştım, ama şimdi daha iyi anlıyorum:
Vefa herkesten beklenmezmiş.”
Şimal’in hayatı, mücadelesi ve ardında bıraktığı hayal kırıklığı; sadece bir sanatçının değil, insanlığın da sınavıdır.