TDK Sözlüğüne göre sahte sözcüğü, “Bir şeyin aslına benzetilerek yapılan; çakma, düzme, düzmece… Uydurma, gerçek olmayan, yapmacık…”, sahtekar ise, “Sahte işler yapan; düzmeci, sahteci…” anlamına geliyor.
Halk arasında bu iki kavramın ne anlama geldiğini ne siz sorun ne ben söyleyeyim.
Mal, obje ve nesneler için kullanılan sahte sözcüğü gibi insanlar için kullanılan sahtekarlık sözcüğü bir büyük damgadır. Bu damgadan cümle can kendini korusun, yüce tanrı herkesi muhafaza eylesin.
Şimdi şöyle bir bakalım, günümüzde neler sahte, neler değil…
Öncelikle arıların yaptığı bal sahte, GDO’suyla oynanan şeker, pekmez, helva sahte; tuz koktu.
E(k)mek sahte, et sahte, peynir sahte; su, elma, armut, kavun karpuz sahte, sakın ayva demeyin, o ayvayı çoktan yedi…!
Aşk sahte, sevda sahte, bakış sahte, gülüş sahte, verilen sözler sahte; evlilikler sahte, çıkar herkesi çileden çıkardı, çıkarcı yaptı.
TÜİK verileri sahte, enflasyon rakamları sahte, ekonomik göstergeler duble sahte ki, şeytan bile ters köşe.
Sınav sahte, sonuçları sahte, mülakat sahte, güvenlik soruşturması, atamalar sahte. Sonumuz ne olur diye yapay zekaya sordum, sormaz olaydım…
Videolar sahte, filmler sahte, roller sahte, demeçler sahte…
Para sahte, altın sahte, borsa sahte, döviz sahte… Tahvil, hisse seneti, fon sahte. Gönül yorgun para pul; cüzdan yırtık, insanlar evli, insanlar dul…
Reçete sahte, rapor sahte, ilaç sahte, teşhis sahte. Olan Ahmet Emmi’ye oluyor ya, ölüyorum.
Tohum sahte, gübre sahte, nadas sahte… Eee, ürün mü? Sahte oğlu sahte…
Vaatler sahte, demeçler sahte, plan, program, kadro sahte… Sonuç doğru olacak değil ya, çıktılar sahte…
İmza sahte, mühür sahte, muhatap mağdur, kişi perişan, halk garip…
Gömlek sahte, şapka sahte, pantolon, çeket, ayakkabı, çorap, çamaşır sahte… Çıplak gezecek halimiz yok ya, sahte giyiniyor, sahte soyunuyoruz.
Mazot, benzin, gaz sahte. Otomobil, traktör, kamyon, otobüs, bisiklet, tren, uçak, gemi sahte… Ehliyetler o biçim sahte… Kimi zaman yolda kalıyoruz, bütün bunları bile bile çaresiziz ya, ucuz diye alıyoruz, yediğimiz kazık yetmiyor gibi yine alıyoruz…
Diploma sahte, sertifika sahte, ünvanlar sahte, maaş bordroları sahte, beyannameler, vergiler, tahakkuklar sahte. Kira sahte, noter işlemleri, vekaletler, sözleşmeler hepten sahte ki işler sorun yumağı.
Doktorlar sahte. Hakim, cumhuriyet savcısı, avukat, mühendis, tarihçi sahte. Din insanı, bilim insanı, psikolog, hemşire, öğretmen, güvenlik görevlisi sahte. Canımız Allah’a emanet diyeceğim de vaat ettikleri cennet, cennette huri, cehennemde nuri sahte.
Ev alıyorsun tapu sahte. Çaldığın kapı, hastalığılının hapı sahte. Kazmanın, küreğin sapı, üçgenin çapı velhasıl sistem denilen yapı sadece sahte değil duble sahte.
Karadeniz‘deki doğalgaz sahte, Gabar‘daki petrol sahte, denizdeuçak gemisi sahte. Araç garantili otoyol, hasta garantili hastane, yolcu garantili havaalanı gerçek de garanti edilen araç, hasta, yolcu sahte ötesi… Rakamları görünce küçük dilinizi yutmazsanız ne olayım…
(Gösterişli) namazlar, ifşa edilen oruçlar, üç beş sefer gidilen hac, bağıra çağıra verilen zekat sahte.
Milliyetçilik sahte, sosyal demokratlık sahte, muhafazakarlık daha beter. Sosyalizm, milliyetçi – muhafazakarlık sahte ötesi, liberallik malasef mevta.
Domuz gribi sahte, kuş gribi sahte, corona virüs sahte, deli dana hastalığı sahte… Sahtekarlar, sahtecilik yaptılar tavuk kalmadı, yerli et yok, inek alıyor, hikaye satıyoruz. Adına helal et dediler meğer at, eşek, domuz eti yiyormuşuz.
Yetmiyormuş gibi pul bibere tuğla tozu katmışlar, midemiz cayır cayır yanıyor. Ekin ilacında kiremit tozu kattılar, mahsul kör oldu.
Eskiden de sahte iş ve işlem var mıydı, yok mu…?
Olmaz mı, elbette vardı ama eskiden hırsızlık daha yoğundu.
Örneğin eskiden sadece sorular çalınırdı.
Günümüzde geri zekalılar doğru yanıtı unuttukları için “bastır parayı, alkışla sarayı; işler girsin yoluna, tak bileziği koluna...” manisi eşliğinde keyiflerine keyif katıyorlar.
Tamam da sahtekarlıktan hiç söz etmediniz, yoksa siz de mi (…), dediniz duydum.
Olur mu, balık baştan kokar demişler, duymuş olmanız lazım.
Haa, lami cimi yok siyaset ve siyasetçilerin ezici çoğunluğu sahtekar. İktidarın uygulamaları sahtekarca, çünkü sorumluluk duygusu yok. İktidar mensuplarına ayrı, muhalefete ayrı uygulama içinde. O arada muhalefet daha sahtekar. Çünkü kurucu değer kurucu değer diye kurucu değerleri dejenere ettiler. Bile bile sahtekarlara oy veren seçmenler sahtekar. Bile bile yanlış haber yapan ve yazanlar sahtekar. Doktorlar, hukukçular, mütahitler, mimarlar, mühendisler, muhtarlar, belediye başkanları, öğretmenler, bakanlar sahtekar…
BTK iş görmez, KVKK yaraya merhem sürmez, DDK suçlunun defterini dürmez.
Çünkü ne dedik yıllardır, stratejiktir Telekom satılmaz. Ne dediniz, muhalifsiniz, partizanlık yapmayın. Uçacağız. Doğru uçtuk ama uçurumdan aşağı…
Anladık.
Peki, sahte olmayan…
Vallahi altmış senedir arıyorum bulamamıştım.
Bir iki gün önce Ayşe Bibi‘m dedi ki, “Aslı olmuyanın sahtesi olmaz hoca. Aslı olmadığına göre mevcut asıldır…”
Yahu kırk yıl daha düşünsem aklıma gelmezdi.
Aman bibi dedim, sus kimse duymasın. Yerin kulağı varmış, duymayan kalmadı.
Çaresiz elini öperek dedim ki, sen çok yaşa be Ayşe Bibi… Sen çok yaşa…