Saygı değer yüksek(!) Yargıçlar | Şahin Mengü Yazdı

Saygı değer yüksek(!) Yargıçlar | Şahin Mengü Yazdı
Yayınlama: 29.01.2021 21:00
Düzenleme: 28.07.2023 21:26
A+
A-

Geçtiğimiz günlerde İrfan Fidan isimli şahıs önce 27 Kasım 2020 de İktidarın güdümündeki Hâkimler Savcılar Genel Kurulu tarafından Yargıtay üyeliğine seçildi.

Bu seçimden iki ay sonra da, hiç dosya kapağı kaldırmadan Yargıtay Genel Kurulu tarafından Anayasa Mahkemesi için aday olarak belirlenen üç adaydan biri oldu.

Bu jet hızıyla yükseliş, Yargının ne hale geldiğinin açık göstergesidir.

Bu durum, gözümün önüne bir anlatıyı getirdi. Adalet tanrıçası gözleri hala bağlı ama,elinden terazisi alınıp arkadan ters kelepçe ile kelepçelenmiş, üstü başı yırtılmış, ayağında zincirler, her tarafına saplanmış bıçaklar..

Yargıtay’ın saygı değer üyeleri, Yargıtay’da tek dosya kapağı kaldırmamış bu  üyesinin  ne yetenekli bir hukukçu olduğuna karar vermiş olmalılar ki, Anayasa Mahkemesine aday gösterdikleri üç adaydan biri yapmışlar ve hem de en çok oyu vererek.

Bunu yapınca da adalet tanrıçası, yukarıda çizilmiş  resim gibi oluyor.

Aslında diğer iki aday tam bir konu mankeni, çünkü bu hızlı yükseltilen “Yüksek Yargıç’ın” Anayasa Mahkemesine getirileceği ilk günden beri biliniyordu.

Tabi bu yetenekli yargıcı,  AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan  Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçmekte hiç tereddüt etmedi.

İrfan Fidan, Yargıtay’a üye seçilmeden önce, 2010 yılından beri İstanbul’da, sırasıyla Cumhuriyet Savcısı, Cumhuriyet Başsavcı vekili ve Cumhuriyet Başsavcısı olarak pek çok önemli soruşturmayı yürüttü, pek çok önemli davayı açtı. Son beş altı yıldır İstanbul’da görülen önemli siyasî davaların pek çoğunun bir yerinde  İrfan Fidan’ın imzası vardır. Bu davaların neredeyse hepsi, siyasî yönleri ağır basan, kamuoyunu ikiye bölmüş, kamuoyunda büyük tartışma yaratmış önemli davalardır.

Tabi bu “yetenekli, büyük hukukçunun” hizmetleri karşılığı bu yükselişi  bununla da kalmayacak, Anayasa Mahkemesi Başkanı olmasına  da kesin gözüyle bakılıyor.

Recep Tayyip Erdoğan bu yükselişi istemiş olabilir. Siyasi iktidarın emir ve komutasındaki Hakimler Savcılar Kurulu’nun Cumhurbaşkanı’nın bu isteğini yerine getirmesi de 2010 Anayasa değişikliğinden sonra olağan hale geldi.

Ana Yasa Mahkemesi’nin 15 üyesi bulunuyor ve 12’si Cumhurbaşkanı, 3 ise TBMM tarafından seçiliyor. Mahkemede şu anda Abdullah Gül tarafından atanmış 5, son atamayla beraber  Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanmış 7 üye bulunuyor.

Anlayamadığım husus ise, mesleğinin en üst mertebesi olan Yargıtay Üyeliğine gelmiş “Yüksek Yargıçların (!)”,  Yargıtay’da dosya kapağı kaldırmamış, iki aylık bir üyeyi nasıl bir değerlendirmeyle Anayasa Mahkemesi Adaylarından biri olarak seçmiş olmalarıdır.

Yargıtay’dan bugüne kadar Anayasa Mahkemesi’ne seçilen üyelerin, Yargıtay’da yaptıkları görev süresi ortalama dokuz yıldır.

Değerli Yargıtay üyeleri, bir gün hepiniz “Eski/Onursal Yargıtay üyesi olacaksınız, onun için korkunun ecele faydası yok.

Eğer biraz cesaret gösterip on-on beş taneniz bu seçimi içinize sindiremediğiniz için emekliliğinizi isteseydiniz, inanın bu gün taşıdığınız sıfattan çok daha büyüğüne, halkın takdir ve saygısına” mazhar olurdunuz.

Siz hiç Menderesin, “Gereken lüzum üstüne” emekli ettiği O tarihteki Yargıtay üyeleri hakkında tek kelime kötü bir şey duydunuz mu?

En fazla sizi de,  O eski meslek büyükleriniz gibi, bir Kanun Hükmünde Kararnameyle emekliye sevk ederlerdi. Bu da sizin için bir şeref madalyası olurdu.

Türkiye gibi gerçek aydınların az olduğu bir ülkede kahraman olmak/ aydın  olmak çok kolaydır, ama siz kahraman olmayı/gerçek aydın gibi davranmayı/ olmayı seçemediniz, beceremediniz. Yani fırsatı kaçırdınız

Yargıç her şeyden önce mesleğinin ağırlığını ve saygınlığını duyan ve taşıyan kişidir. Onun için onların cübbelerinde düğme yoktur.

Onlar adaleti temsil ettikleri için hiç  kimseden çekinmemeleri ve kimseye boyun eğmemeleri gerekir.

Tüm hukukçular ve özellikle de Yüksek Yargıçlar, kişisel kaygıyla hareket edemezler, aksi davranışlar Türk yargısına zarar verir.

Sizin bu taşıdığınız sıfata hiç yakışmayan davranışınız karşısında, çağ kapayıp, çağ açan Fatih Sultan Mehmet’in “  Kadıyı satın alırsan, adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün devlet ölür”  sözü de, bu gün sizin kanattığınız  yarayı işaret ediyor.

Şahin Mengü, 4 Nisan 1948'de Kastamonu İnebolu'da doğdu. Avukat; Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Serbest avukat olarak çalıştı. Türkiye Barolar Birliği Genel Sekreteri ve Türk Eğitim Derneği Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. İyi düzeyde İngilizce bilen Mengü, evli ve 2 çocuk babasıdır. 22 Temmuz 2007 Genel seçimlerinde CHP' den Manisa milletvekili seçilmiştir. Şahin Mengü (73) 20 Eylül 2021 tarihinde hayatını kaybetti.
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.