Tanrı’dandır | Suay Karaman Yazdı

Tanrı’dandır | Suay Karaman Yazdı
Yayınlama: 08.08.2022 00:34
Düzenleme: 08.08.2022 01:05
A+
A-

Uzun yıllardan beri hatta AKP iktidarından da önce Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından gerçekleştirilen sınavlarda hırsızlık yapıldığı ve soruların verildiği bilinmektedir. Bu sahtekârlık olayı önce 17-25 Aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet olaylarının ve özellikle de 15 Temmuz 2016 olayının ardından, Fethullah Gülen cemaati ile ipler kopartılınca gün ışığına çıkartıldı.

ÖSYM; Yükseköğretim Kurumları Sınavından (YKS), Tıpta Uzmanlık Sınavına (TUS), Kamu Personel Seçme Sınavından (KPSS), Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavına (ALES), Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavından (ÜDS), Adalet Bakanlığı Hâkim adayları sınavları ile İçişleri Bakanlığı Kaymakam adayları sınavlarına kadar daha pek çok kurum için sınav gerçekleştirmektedir. Ancak yapılan her sınavdan sonra kusurların, yanlışların, sahtekârlıkların ortaya çıkması, ÖSYM’ye olan güveni bitirmiştir ve böylece durumun kötülüğü gözler önüne serilmiştir.

Fethullah Gülen cemaati ile yollar ayrıldıktan sonra bile gerek siyasi iktidar yanlılarına, gerekse farklı cemaat ve tarikatlara soruların düzenli olarak verilmeye devam ettiği ve yapılan sınavların çoğunda sahtekârlık olduğu bellidir. Sınavlara olan güven yitirilince, geleceğe olan güvenimizi de yitiririz. Gençlerin geleceğe olan güvenleri bitince, yurt dışına gitme isteği ağır basmakta ve böylece beyin göçü başlamaktadır.

Yapılan birçok sınavda belirli dershanelerin ya da deneme sınav soruları kitapçıklarında bazı soruların benzerleri görüldü ama ilgililer inandırıcı açıklamalar yapmadılar. Bazı sınavlar iptal edildi ama yeterli ceza verilmediği için, sahtekârlıklar ve yolsuzluklar tekrarlandı.

2010 yılında yapılan KPSS’de önceden sorular verildiği için öğretmen olacaklarla ilgili sınav iptal edilmişti. Ancak diğer alanlar iptal edilmedi ve tüm soruları doğru yapanların hepsi kamu görevlisi oldu. Kimi kaymakam oldu, kimi devletin yüksek görevlerine gelecek bölümleri kazandılar. ÖSYM, 6 Mayıs 2012 tarihinde yapılan “Avukatlar İçin Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı Yarışma Sınavı”nda, “sınavı üstün başarı ile kazanan dört evli çiftin yanıt kâğıtlarındaki “tıpkılılık” ve “derece yapmış bazı adayların soru kitapçıkları üzerinde hiçbir işlem yapmaksızın matematik sorularında %100 doğru yapmış olmaları” nedeniyle sınavı iptal etmişti. Soruşturma açıldı ama ne yetkililer, ne de sınavda sahtekârlık yaptıkları belirlenenler için gerekli ceza verilmedi. Sahtekârlık yaparak bu sınavı kazananlar, şimdi adliyelerde hukuk uygulamakta ve adalet dağıtmaktadırlar. Böyle bir uygulamanın olduğu yerde hak, eşitlik, adalet olmaz.

2022 KPSS’de sınav sorularının bir bölümünün bilinen bir yayınevinin yayımladığı kitapçıktaki sorularla ve yanıt şıklarıyla aynı olduğu yönünde kamuoyuna bilgi yansıdı. Bunun üzerine tepkiler çoğalınca ÖSYM Başkanı görevden alındı ve yerine İsmailağa cemaatine övgüler düzen, destekçisi olan bir öğretim üyesi atandı. Ardından sınav iptal edildi. Ortada suç olduğu kesin ama suçluyu ve cezayı görmek mümkün olmuyor. Yine milyonlarca gencin emeği ile okuyup, başararak kamuda bir işe girebilme istekleri, hayalleri ve gelecekleri çalındı. İşin gerçeği 2022 KPSS, sorular verildiği için iptal edilmedi, soruların verildiği ortaya çıktığı için iptal edildi. Sahtekârlık yapıldığı ortaya çıkartılamayan birçok sınav sonucunda, kimlerin kamuda hangi görevlere geldiği, ne işler yaptığı, kimlere hizmet ettiği şimdilik bilinmemektedir.

Bu arada son ÖSYM olayında siyasi iktidarın ve AKP genel başkanının farklı hareket ettikleri görüldü. Birçok büyük skandal, sahtekârlık ve yolsuzluğu görmezden gelenler hemen tepki verip, Devlet Denetleme Kurulu’nu göreve çağırdı, ÖSYM Başkanını görevden aldı ve sınav iptal edildi. Buna benzer pek çok olayla ilgilenmeyenlerin birden bire tepki vermesi de ilginçtir. KPSS’nin iptal edilmesi olumludur ancak yeterli değildir, çünkü sınav sahtekârlığında adı geçenlerin, yargı önüne çıkarılmaları gerekir. Ama benzer şekilde sahtekârlık yapılan sınavlarla makam alanlardan adalet sağlamalarını beklemek kuşkuludur. Zaten bu kadrolarla yenilenecek KPSS’de yine sahtekârlık yapılmayacağının garantisi de yoktur.

Askeri okulların sınavlarında Fethullah Gülen yanlılarına sorular verilirken birlikte yürüyenlerin “kandırıldık” demesi, bizler için inandırıcı değildi. Zaten “ne istediler de vermedik?” sözü başlı başına bir itiraftır. Ülkemizde yapılan sınavlardaki sahtekârlıkların parti ve tarikat bağlantılı olduğu ortaya çıkmıştır. ÖSYM tarafından gerçekleştirilen sınavlarda sürekli olarak bu skandal yaşandı. Bu ve benzer pek çok olayda görüldüğü gibi adaletsizliğin, hukuksuzluğun, eşitsizliğin büyük boyutlara ulaştığı bir ortamda, ahlak nedir, doğru nerededir diye sorulması gerekmektedir. Adaletin ve hukukun bitirildiği yerde, toplumun karışıklığa ve çatışmaya sürükleneceği bilinmelidir. Zaten son zamanlarda yapılan kışkırtmaların ve cem evlerine saldırı olaylarının bu yönde olduğunu da aklımızdan çıkarmamalıyız.

Her konuda yalan yanlış, saçma sapan açıklamalarda bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ÖSYM konusunda nasıl bir açıklama yapacağı da merak konusudur. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dini konulardaki karar ve danışma organı olan Din İşleri Yüksek Kurulu’nun her gün artan hayat pahalılığının sorumluluğu için “fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren Allah’tır” söylemi üzerine, ÖSYM sahtekârlıklarından da Tanrı’yı sorumlu tutabilirler. Çünkü din ile toplumu uyutanlardan ve Tanrı ile halkı kandıranlardan her şey beklenir.

Azim ve Karar

13 Temmuz 1959 tarihinde İstanbul’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Ankara’da tamamladı. Jeoloji Mühendisliği Bölümü (1983) ve İşletme Bölümü (1998) mezunu. Lisans üstü çalışmalarını Trafik Planlaması ve Uygulaması anabilim dalında (2002) ve Hayvancılık İşletme Ekonomisi anabilim dalında (2003) tamamladı. 1983-1985 yıllarında ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1986-1987 yılları arasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda yedek subay olarak askerlik görevini tamamladı. 1988-2006 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalıştı. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalıştı. Gazi Üniversitesi’nin bölünmesiyle 2018 tarihinden beri Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktadır. 1993 yılında “Bilgisayara Giriş ve Basic” ile “Fotogrametri” kitaplarını yayınladı. Mart 2019 tarihinde “İnadına Cumhuriyet” adlı kitabını yayınladı. Kasım 2021 tarihinde “Türkiye Uçuyor” adlı kitabını yayınladı. Bir süre Cumhuriyet ve Ulus Gazeteleri ile Türkiye Sorunları Dergisi’nde yazı yazmıştır. Kasım 2005-Haziran 2020 tarihleri arasında İlk Kurşun Gazetesi’nde her hafta yazıları yayınlanmıştır. Halen Azim ve Karar Sitesinde yazı yazmaktadır. “Parçalanma Dil İle Başlar” makalesiyle, Dil Derneği tarafından 26 Eylül 2016 tarihinde 84. Dil Bayramı Onur Ödülü’ne layık görülmüştür. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin eski Genel Sekreteri’dir. 1961 Anayasası ve Çağdaş Demokrasi Vakfı’nın Başkanı’dır. Halen Tüm Öğretim Elemanları Derneği’nin (TÜMÖD) Genel Sekreteri’dir. Evli ve iki çocuk babasıdır.
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.