Üç devle savaşıyoruz sevgili Sancho ; Adaletsizlik, korku ve cehalet – Melih Demirel Yazdı

‘’Don Kişot’’… Miguel de Cervantes’in 1605 yılında yayımlanan şaheseri. Yazının başlığı da oradan alıntı… Daha doğrusu bu günlerin özeti… Bundan daha iyi bir başlıkta bulamazdım. Buyursunlar efendim…

ADALETSİZLİK

Adalet kavramına o kadar ihtiyaç duyduğumuz günlerden  geçiyoruz ki, bu geçtiğimiz günler aslında son birkaç haftanın meselesi değil, yıllardır yaşanan adaletsizliklerin bir finali, artık yeter deyip meydanlarda ses bulması. Bugün yükselen seslerin temeli; Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında sineye çekilişin tutulan ama yutulmayışın bir göstergesi.  Mustafa Kemal’in askerleri teğmenlerin ihracına karşın taşan noktada, bir milletin hep bir ağızdan ‘’Mustafa Kemalin Askerleriyiz’’ deyişi. Apo’ya vaad Özdağ’a mahpusluk durumu kabul edilemez mesajı. Konu birinin ikbali değil, konu adil yargılama demenin haklı sitemi. Sadece yargıda adaletsizlik de değil, gelir adaletsizliğine artık sessiz olmayan bir yakarış. Şatafata karşın, GE-Çİ-NE-Mİ-YO-RUZ demenin haklı kavgası. Kıssadan hisse ADALETSİZLİK bir dev ise, halk bin … Yenilir.

KORKU

Davasında haklı olan, provokasyona kapılmadan, milleti birbirine katmadan, kimsenin burnunu kanatmadan hak arayan, altı dolu olup şaibeye bulaşmayan korkmasın! Bırakın gerçekten çalan çırpan korksun, hakka giren korksun, Beytül malın hakkını yiyen korksun. Adalet gecikse de mutlaka gelir… Kıssadan hisse korku bir dev ise, Cesaret bin devdir. Haklının içinde daima filizlenir… Yenilir.

CEHALET

İşte Cervantes’in gözünde büyütmekte fazlasıyla haklı olduğu dev, CEHALET… tedavisi  eğitimdir.  İlacı ise Cumhuriyetin ta kendisidir, reçete 1923’de verilmiştir. Onu yükseltme ve yaşatma mesuliyeti ise milletindir. Cehalet yenilmediği taktirde, peşinden kanser gibi önce korkuyu o da adaletsizliği getirir. Adalet ve Korku devlerine karşı kazansanız da, Cehalet devine karşı galip gelemezseniz kazanılan zaferler sunidir. Cehalet denilen devin yemi, bir tahsil eksikliği değildir. Aydınlığa karşı karanlıktır. Özgürlüğe karşı baskıdır. Yalnızca yaratıcıya kulluk yerine, kula kulluktur.
Yargısız infazdır. Afganistan’da recm, Anadolu’da can alan töredir. İdeolojisi Faşizm, yansıması Hitlerdir. Mussolinidir. Kıssadan hisse, felakettir.

Ama…

Kararlılıkla, kafaya takmış milyonlarla o da yenilir…

Anlayana, anlatana, davasında haklı olana, tertemiz alınlara, kıştan sonra bahara inanlara ve
yığınları bir beklentiye sokanlara sevdiğim bir Bektaşi sözü ile kapatıyorum…

‘’Öl ikrar verme, Öl ikrarından dönme…’’ 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: