Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili olan aynı zamanda Parti Meclisi üyesi olan ama yaptığı açıklamadan Cumhuriyet Halk Partili olmadığı anlaşılan, Sarıbal soyadlı bir şahıs, Cumhuriyet Halk Partisi’nin şanlı tarihine ve onun kurucusu ulu önder Atatürk’e “Unutmadık asla unutmayacağız! Dersim katliamında yitirdiğimiz canları saygıyla anıyorum” diyerek hakaret etmiştir.
Bu açıklamanın zamanlaması da çok manidardır. ABD Başkanı Biden’ın, iç politika kaygısıyla ve emperyalist emellerine hizmet etmek için 1915- 1916 olaylarını “ Soykırım” olarak nitelediği bir dönemde, “Dersimde katliamı” diyebilmek, olsa olsa emperyalistlere hizmet etmek olur.
Laik Cumhuriyete ve özellikle de Atatürk’e saldırmak isteyenlerin uzun zamandır saldırı konularından biri de Dersimdi.
Bunun nedeni çok açıktır. Amerika Birleşik Devletlerinin Türkiye üstündeki ilk hedefi Atatürk’ü silebilmek, Tür Halkının ona duyduğu bağlılık ve minnet hislerini yok etmektir. Onun için içerdeki maşaları eliyle bunu yapmaya çalışır.
Bugüne kadar ılımlı İslam yandaşlarının bunu Türkiye’de yaptıklarını görüyorduk. Nitekim Ahmet Davutoğlu 8 Kasım 2014 tarihinde Nevşehir’de düzenlenen Hacı Bektaş Aşure Günü’nde Atatürk’e yezit demeye cesaret edememiş ama “Dersim Modern Kerbela’ydı” demişti. Ancak bugünlerde çok daha vahim bir durum ile karşı karşıyayız. Kurucusu ve en büyük eserim dediği partinin üyelerinden, en üst düzeydeki yöneticilerinden bu saldırılar gelmeye başladı.
Yeni CHP’nin vazgeçilmez, her daim en ziyade himayeye mazhar çocuğu, TR 705 Kodlu Amerika Birleşik Devletleri görevlisi, AKP’nin Habur’da kurdurduğu çadır mahkemelerinde PKK’lıların avukatı, çıktığı bir televizyon programında, Dersim isyanı için, “Genel başkan bu konuda mağdur. Ben onun yerine özür diliyorum. Dersim Katliamı için binlerce kez özür diliyorum ve bu açıklamayı CHP adına yapıyorum.” Hiçbir hakkı ve yetkisi yokken diyebilmiş, bu saygısızlığa da parti içinden tepki gelmemişti.
En son olarakta, Bursa Milletvekili, Parti Meclisi üyesi Orhan Sarıbal isimli kişide bu ihanet kervanına katılmıştır.
Tabii bu şahsın parti içinde güvendiği, sırtını dayadığı belli kişiler olduğu şüphesizdir.
Cumhuriyet Halk Partisinde lider darbesinden sonra yaşananlara bakınca, emperyalistlerin Türkiye Cumhuriyeti ile hesaplaşmaya önderlik görevini “YCHP” ya verdiği anlaşılmaktadır.
Ülkemiz üzerinde çok vahim ve utanç verici emperyalist oyunlar oynanmaktadır. Hatırlanacağı üzer PKK terör örgütünün başı, bebek katili Abdullah Öcalan 2000 yılında Seyit Rıza ve Şeyh Sait’i İngiliz işbirlikçisi ve gerici olarak görüyor. Mustafa Kemal’in bunların çıkarttığı isyanlar bastırmasını haklı buluyordu.
Ama batılı emperyalistlerin işareti ve talimatıyla “Dersim Seferi !” başlayınca PKK terör örgütü bu sefer bir anda Seyit Rıza’nın yandaşı oldu.
Seyit Rıza adına İngiliz dışişleri Bakanlığına gönderilen telgrafta “Türkler Dersime girmeye çalışıyorlar. Bize yardım edin” diyordu. Yani eşkıya Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesinde bir bölgeye girmesini, oraya medeniyet ve asayiş, yol, köprü, okul götürmesinden rahatsız olup şikayet ediyordu.
Emperyalistler, “Dersim İsyanı” gibi isyanlarla kendi ülkelerinde karşılaştıkları zaman, benzer şekilde hareket etmişler yani güç kullanarak bastırmışlardır; hiç şüphe yok ki bundan sonra da aynısını yapacaklardır.
Tabii insanı asıl üzen, Atatürk’ün partisinden böyle kişilerin çıkıyor olabilmesi, bunun yanında Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, bu çirkin, iftiraya en az bizler kadar üzülüp tepki vermesi gerekirdi. Ben bu yazıyı kaleme aldığım ana kadar böyle bir tepkisi olmadı. Çünkü katliam yapmakla suçlanan insanlardan birisi o tarihte Türkiye Cumhuriyeti’nin İçişler Bakanı olan dedesi idi.
Yaşananlara, söylenenlere, tutum ve davranışlara bakınca İsmet Paşa’nın;; “Hiçbir ülke yoktur ki, kendi içinden bizim kadar hain yetiştirebilsin”. Sözünün ne kadar doğru olduğudur.
İçki yasağı kisvesi altında AKP İktidarı Rejimi değiştirmeye çalışırken bu konuda tek kelime söyleme sırf gündemi değiştirip bu konun tartışılmasının önüne geçmek için saçma sapan bir açıklama yap, emperyalistler ve uşaklarına hizmet ed. UTAN, UTAN.