X”deki soru – Yusuf İpekli Yazdı
Başarılı mı, başarısız mı?
Kim?
Seçmeninin acımasızca dövdüğü, hükümetin üzerinde tepindiği Özgür Özel, CHP veya düşkünKemal…
Olmadı DEM, MHP…
Dahası DİSK,TÜRK-İŞ, KESK…
Anladım GS, FB, BJK…
Üzerinden ağzına kadar yüklü üç beş tır geçen limondan şapır şapır su akıtan yetenekli Mehmet ŞİMŞEK…
Cemaatler!
Kemalistler…
Asgari ücretle yaşayan, taban aylık alan, kirada oturan, uyuşturan, sanal alem, kumar, fuhuş, hükümet, belediyeler, yap işlet devret, faiz, kredi, döviz…
Ya, Milli Eğitim (Bakanı)…!
24 Aralık çarşamba günü sabah 05.15 de internette dolaşırken X“de okudum.
Soru kısa, net ve basit: “Milli Eğitim Bakanını başarılı buluyor musunuz?”
Seçeneklerde soru kadar kısa, net, basit.
- a) Evet
- b) Hayır
Yorumlar klasik. Çoğunluk sadece A veya A A A, sadece B veya B B B yazıp geçmiş.
En ilginç yorumlardan ikisi ise şu:
1) “Muhalefet eleştiriyorsa EVET EVET EVET…”
2) “Ben başarılı buluyorum ama çocuklarım başarısız diyor.”
Bu arada sahte diplomalardan dolayı başarısız bulanlar var. Atanamayan öğretmenlerden dolayı başarısız diyen hemen hemen yok. Çocuklar okula aç gidip geldiği için başarısız diyen de…
Özel eğitim, halk eğitim, açık öğretim, ilköğretim, MESEM, orta öğretim, yüksek öğretim, ÇEDES, Türkiye yüzyılı maarif modeli, Yunus Emre Vakfı gibi yaşamsal öneme haiz meseleler hiç ama hiç görülmemiş. Merkez ve taşra teşkilatı yöneticiletinin nasıl atandığı kimsenin aklına gelmemiş. Tarikat, cemaat, yandaş dernek, vakıf ilişkilerine kimse değinmemiş. Bir iki kişi ders kitaplarının içeriği boş demiş, bir iki kişi mülakat…
Mesela okullardaki şiddet, dayak, aşağılama, mobing gibi akran zorbalığı gündeme gelmemiş.
Okullarda yaşanan tacize, tecavüze de hiç bir Allah’ın kulu parmak basmamış.
Oysa şairin dediği gibi;
“Kadın tanımaz kocayı,
Talebe vurur hocayı,
Anlarsın elbet anlarsın
Ateş sararınca bacayı.”
Şu bir hafta içinde okullarda yaşanan olayları alt alta yorumsuz sıralasak uzaya merdiven olur.
Hani diyorum ki, ülkede demokrasi olsa, Milli Eğitim Bakanı demokrat olsa, yurttaş örneğin öğretmen kendini özgür hissetse ve öğretmenlere Milli Eğitim Bakanı başarılı mı başarısız mı diye sorsak sonuç nasıl çıkardı?
Fenomen öğretmenleri bilmiyorum ama sizce de fenomen bakanın karizması yerle bir olmaz mıydı?
O zaman o saçma soruyu ben de modaya uyup MEB’in üslubuyla kısa, net ve basit olarak yanıtlayayım mı?
Bir Bin Bilyon kere BBB…
YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
1964 yılında Ankara İli Kalecik İlçesinde doğdu.
Çiftçi bir ailenin çocuğu.
1985 yılında mesleğe ilkokul öğretmeni olarak başladı. Türkçe öğretmeni oldu. 20 yıl okul müdürlüğü yaptı. 35 yıl emek verdikten sonra emekli oldu. Özel eğitim alanında 3 yıl müdür olarak özel sektörde çalıştı. Halen özel eğitim öğretmeni olarak görev yapıyor.
Makale, inceleme ve araştırmaları Öğretmen Dünyası, ABECE, Eğitim Yaşam, Çağdaş Eğitim dergilerinde yayımlandı. Kalecik Gazetesinde 10 yıl köşe yazarlığı yaptı. Halen HANHANA isimli kültür ve sanat dergisinin editörüdür.
Şiirlerini,
1. Çığlığa çağrı
2. Sensiz akşamların yorgun geceleri
3. Gökyüzüne kafa tutan sağanak;
AB projesiyle gittiği Avrupa izlenimlerini, "Okulumuz Avrupa" da isimiyle kitaplaştırdı. Basıma hazır kitap taslakları mevcut.
Evli, 2 çocuğu, 3 torunu var.
Benzer Konular
Siyasette en tehlikeli tuzak, rakiplerin kurduğu değil; en yakındakilerin alkışlarla ördüğü tuzaktır. Çünkü dışarıdan gelen tehdit uyarır, refleks geliştirir. Ama içerden gelen telkin, insanı kör eder. İşte siyaset dediğimiz alan, tam da bu noktada bir sazan sarmalına dönüşür. Bu sarmal; gerçeklerin filtresiz aktarılmadığı, eleştirinin “ihanet”, uyarının “bozgunculuk” sayıldığı, her sözün...
Asgari ücret açıklandı: 28.075 TL. Bu rakam bir maaş olmaktan öte adeta, devlet eliyle emekçiye uzatılan bir sadakadır. Ve asıl vahim olan rakamın kendisi gibi, bu rakamın bu kadar rahat açıklanabilmesidir. İktidar bu tutarı belirlerken ne korktu, ne çekindi, ne de toplumdan bir tepki bekledi. Teşhisimdir; çünkü cesaretini ekonomiden değil,...
Özgür Özel’in “Son Kürt ‘sorunum kalmadı’ diyene kadar sorunu görmeyi taahhüt ediyoruz.”cümlesi ilk bakışta “eşitlik” gibi sunulsa da, altı kazındığında ağır sorunları beraberinde getirir ve Cumhuriyet’in temel mantığıyla ciddi bir çelişkiyi de ortaya koyar. Cumhuriyet’te eşit yurttaşlık, bireylerin öznel duygu ve beyanlarına göre tanımlanan bir durum değildir. Eşitlik, hukuki bir...
Bizde kapitalizm kitaplardan öğrenilmez; pazardan, ihaleden, imar planından, ihale öncesi dua, ihale sonrası paye dağıtımından öğrenilir. Marx’ın Das Kapital’i, artı-değeri anlatır; Türk işi Das Kapital ise artı-değerin kime ait olacağının önceden belirlendiği bir düzeni tarif eder. Emek vardır ama hakkı yoktur. Sermaye vardır ama riski yoktur. Devlete gelirsek… Elbet onu...
TBMM’de, ‘Terörsüz Türkiye’ masalı nedeniyle yasaya aykırı olarak kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na, grubu bulunan siyasi partiler raporlarını sunmaya başladılar. CHP’nin sunduğu rapor, seçim bildirgesine benzemiş ve iktidara geldiklerinde neler yapacaklarını içermektedir. AKP ve MHP’nin raporlarında da konuyla ilgili fazla ayrıntıya girilmediği görülmektedir. 99 sayfa olarak hazırlanan DEM...
Siyasetin “ben demiştim” dosyalarına bir klasör daha eklendi. Anlatılan tablo tanıdık: Uyarılar var, hesaplar var… ama dinleyen yok. Fatura ortaya çıkınca ise sahneye klasik replik çıkıyor: “Beni kandırdınız.” Nefes yazarı Nuray Babacan, AKP’li bir yetkilinin sözlerini aktarıyor: “EYT’nin hata olacağını söyleyenler dikkate alınmadı. Cumhurbaşkanına eksik ve yanlış bilgi verildi. Maliyeti...
Altı ok… Bir amblem ve bir partinin logosu olmaktan daha çok, bu memlekette hangi tarafta durulacağını gösteren bir pusulaydı. Bugün pusula hâlâ ortada olsa bile yön kayıp. Oklar yerinde, fakat içleri boşaltılmış. Bazıları kırılmış, bazıları eğilmiş, bazıları ise kırılmamak için direniyor. En tehlikelisi de bu zaten: Kırık ok değil, bilerek...
Bazı gazeteciler, artık siyaset yazmayacaklarını ilan ettiler. Haksızlar mı? Siyaset yazan, siyaset konuşanların başına gelenler ortada… Sevenler, yakınlar, dostlardan tavsiye: ‘’Aman yazma, aman konuşma…’’ Ben canımı hurdalıkta mı buldum? Karar verdim, ben de siyaset yazmayacağım. Dibe vuruş hikayesinden hiç söz etmeyeceğim Gençlerin işsizliğinden bahsetmeyeceğim. Hele ki hak, hukuk, adaleti konu...