Ya hep beraber ya hiçbirimiz -Suay Karaman Yazdı

Ya hep beraber ya hiçbirimiz -Suay Karaman Yazdı
Yayınlama: 31.03.2025 13:19
A+
A-

Önce İstanbul Anakent Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına yönelik başlayan protesto gösterileri, sonra adalete, hukuka, demokratik ve laik cumhuriyetimize sahip çıkmak amacıyla birçok kentimize yayıldı. Bu sırada güvenlik güçlerinin yine orantısız gücün de ötesinde şiddete baş vurduğu gözlemlendi. Özellikle 23 Mart Pazar akşamı Saraçhane’de onlarca kişiye yapılan polis saldırıları, insanları çok öfkelendirdi ve üzdü. Benzer şekilde 27 Mart Perşembe günü Şişli’de de kötü olaylar yaşandı.

Ancak her şeye karşın Türk gençliği, bu üzücü olaylarda kendini kanıtladı ve sinmiş olmadıklarını gösterdi. Bunun gelecek için büyük bir kazanç olduğu görülecektir. Siyasetçiler ise eylemleriyle ve söylemleriyle yine sınıfta kaldı.

22 Mart Cumartesi günü Saraçhane Meydanı’nda konuşan Ankara Anakent Belediye Başkanı Mansur Yavaş şunları söyledi: “Dün doğuda bir yerde, bana göre paçavra olan bayraklar sallanırken, o mitinge gidenlere polisler pamuk şekeri verirken buradaki müdahaleyi doğru bulmuyorum. Emniyet güçlerinden buradaki gençlere de pamuk şekeri ikram etmelerini bekliyoruz.” PKK terör örgütünün bayrağına paçavra demesi, bazı bölücüleri kızdırdı. Ertesi gün Özgür Özel’in aynı meydanda yaptığı konuşmada paçavra sözünden alınanlar için ‘helallik’ istemesi de laik devletin nerelere getirildiğini göstermesi bakımından düşündürücüdür.

24 Mart Pazartesi günü CNN International’a konuşan Özgür Özel, “Ülkemizin Batı ülkeleriyle güçlü ilişkiler kurmasını ve NATO’nun güçlü bir müttefiki olması gerektiğini” söyledi. Çareyi, NATO’dan ya da batıdan değil, kendi ülkemizden bulmak gerekir.

Özgür Özel, 26 Mart Çarşamba günü BBC’ye verdiği röportajda şunları söyledi: “İngiltere’nin tepki göstermemesini anlamıyoruz! Nasıl bir gerekçesi var, nasıl bir sebebi var? Bütün Avrupa tepki gösterirken, İngiliz İşçi Partisi’nin bu konuda herhangi bir şey söylememesini gerçekten anlamıyoruz. Terk edilmişlik hissediyoruz. İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanı’nı alıp hapse koyuyorlar ve İngiltere buna ses çıkarmıyor. O zaman bu nasıl dostluk, bu nasıl kardeş parti, bu nasıl demokrasiyi birlikte savunmak? Demokrasinin beşiği İngiltere ve bizim kardeş partimiz İşçi Partisi buna nasıl sessiz kalabiliyor? Gerçekten çok kırgınız.” Türkiye’nin iç sorunlarının çözümü, İngiliz muhipler cemiyetinin kurucusu olan Türk düşmanı bir devletten beklenmez. Sizin Türk Milletinden başka baş vuracağınız hiçbir devlet, hiçbir kişi yoktur. Çektikleri eziyetlere karşın Türk Milletinin meydanları doldurması sizlere yetmiyor mu?

Batının Selahattin Demirtaş için yıllardır çağrı yaptığı bilinmektedir. Şimdi aynı çağrıyı İstanbul Anakent Belediye Başkanının tutuklanması için de yapmaktadır. İki yüzlü batı, Ergenekon, Balyoz ve 28 Şubat gibi sahte davalarda tutuklanan üst düzey komutanlar ve diğer vatanseverler için kılını kıpırdatmamıştı. Şimdi de Zafer Partisi genel başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ için hiçbir sözleri yoktur. Türkiye’nin 26. Genel Kurmay Başkanı, suç örgütü lideri olarak tutuklanırken batının sessiz kaldığını unutmamalıyız. Bu durumların çok iyi analiz edilmesi gerekmektedir. Batıya güvenerek yerli ve milli politika uygulanamaz.

Bertolt Brecht’in (1898-1956) “Ya hep beraber ya da hiçbirimiz” şiirini slogan yaparak meydanları dolduran gençler, ülkemizin aydınlık geleceğidir. Ancak eşsiz önderimiz Atatürk’ün ilke ve devrimlerine bilinçli şekilde bağlılık duyan, tam bağımsız, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ne, Türk milletine, Türk vatanına, Türk tarihine ve Türklerin geleceğine dört elle sarılacak kuşaklarla ülkemizin aydınlığa kavuşacağı bilinmelidir. Siyasi iktidarın, emniyet güçleri aracılığıyla bu gençlere yaptıkları kötü davranışların son bulması çok önemlidir; olayların daha sakin ve güvenli bir şekilde yönetilmesi gerekmektedir. Ülkemizin geleceği olan gençlere zulüm yapan iktidarlar, kendi ülkelerinin geleceğini karartmaktadır.

Azim ve Karar

13 Temmuz 1959 tarihinde İstanbul’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Ankara’da tamamladı. Jeoloji Mühendisliği Bölümü (1983) ve İşletme Bölümü (1998) mezunu. Lisans üstü çalışmalarını Trafik Planlaması ve Uygulaması anabilim dalında (2002) ve Hayvancılık İşletme Ekonomisi anabilim dalında (2003) tamamladı. 1983-1985 yıllarında ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1986-1987 yılları arasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda yedek subay olarak askerlik görevini tamamladı. 1988-2006 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalıştı. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalıştı. Gazi Üniversitesi’nin bölünmesiyle 2018 tarihinden beri Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktadır. 1993 yılında “Bilgisayara Giriş ve Basic” ile “Fotogrametri” kitaplarını yayınladı. Mart 2019 tarihinde “İnadına Cumhuriyet” adlı kitabını yayınladı. Kasım 2021 tarihinde “Türkiye Uçuyor” adlı kitabını yayınladı. Bir süre Cumhuriyet ve Ulus Gazeteleri ile Türkiye Sorunları Dergisi’nde yazı yazmıştır. Kasım 2005-Haziran 2020 tarihleri arasında İlk Kurşun Gazetesi’nde her hafta yazıları yayınlanmıştır. Halen Azim ve Karar Sitesinde yazı yazmaktadır. “Parçalanma Dil İle Başlar” makalesiyle, Dil Derneği tarafından 26 Eylül 2016 tarihinde 84. Dil Bayramı Onur Ödülü’ne layık görülmüştür. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin eski Genel Sekreteri’dir. 1961 Anayasası ve Çağdaş Demokrasi Vakfı’nın Başkanı’dır. Halen Tüm Öğretim Elemanları Derneği’nin (TÜMÖD) Genel Sekreteri’dir. Evli ve iki çocuk babasıdır.