Dünyayı değiştirmeye “yatağını toplamayla” başlamak[1]
Dünyayı, hadi olmadı Türkiye’yi ve sonunda da daha küçük bir çevreyi değiştirmek, çoğu kimsenin düşündüğü, belki de çaba harcadığı bir arzu olsa gerekir.
Daha ilerlemeden başparmak kuralı sağlamlığındaki şu ilkeye işaret edilmeli: Yapılması gerekenler, yapılabileceklerce belirlenir. Nelerin yapılabileceği ise -kişi ya da topluluk farketmez- düşünceleri Hayata Geçirme Araçları (HGA) denilebilecek dağarcıkta nelerin bulunduğuna bağlıdır.
Ama küreselden yerele, oradan da mikro-yerellere inip hedefler birer kişilere varınca bir şeyin farkına varılıyor: Değiştirilmek istenen tutum ve ona bağlı davranışlar, öncelikle bir bilişsel ve de duygusal benimsemeyi gerektiriyor. Bunun dışındaki değişimler -ki miş gibi değişim denilmeli- ya korku ya çıkar beklentisi ya da nadir olarak ani hipnotik etkilenmeler nedeniyle olabilir. K.Kore eski devlet başkanının ölümü nedeniyle rekabetçi ağlama yarışı bunlardan birinciye; öğrencilerin hiç anlamadan tekrar yoluyla zihinlerine kazıdıkları ezberler ya da bir kurumun mensuplarına düzenlenen seminerlerde öğrenmiş taklidi yapanlar ikinciye örneklerdir.
Tutum ve davranış değişimlerinin bu denli güç olmasının nedeni, onların ya uzun süre içindeki tekrarlar sonunda oluşması (kültür) ve bu yolda işe yarayabilecek araç olan “sürekli arayış içinde olma” tutumunun bir kişilik özelliği halinde oluşudur.
Buna göre, sahtekarlığa dayanmayan değişimler bir benzetmeyle, zihinde bulunmayan bir ipucunun, sorunlar karşısında “ilk başvurulacak kavram ve çözüm elementlerinin depolandığı bölgesi”ne, birer hashtag sadeliğinde kaydedilmesine benzetilebilir. Kısa ifade için buraya İpuçları Belleği denilebilir. İpuçları Belleği muhtemelen bedenin tümüne dağılmış ve akıl daraltıcı ve genişleticileri de[2] içinde barındırır.
Bu benzetme, bir sorun karşısında nelerin mümkün (yapılabilir), nelerin güç ama yine de yapılabilir ve nelerin gayri mümkün (yapılamaz) olduğunu anlamaya ışık tutabilir.
Yapılamayacak olanlar bağlamında işaret edilmesi gereken bir nokta, “seferberlik” vb çağrılar şeklinde sık sık rastlanılan “rüya”ların hayal edildiği durumdur[3].
İpuçları Belleğine kayıt: Nasıl?
Pratikte hemen herkesin sıklıkla başvurup, sonuç vermeyince de “sanki duvara söylüyorum” şeklinde yakındığı söz konusu kayıt işleminin olası güçlükleri aşağıda açıklanmaya çalışılmıştır:
Herhangi bir şeyi yapabilmenin vazgeçilmez ön koşulu, “yapılacak şeyin önüne geçmiş başka şeyleri yapmaktan vazgeçmek”tir denilebilir[4]. Buna göre, kişinin benimsemesi beklenen bir kavram ve/ya çözüm ipucu ile rekabet edecek bir şeyi İpuçları Belleği’ne yerleştirmesi güçtür.
Bu rekabet genellikle kişinin odaklanmış ve kaynaklarını (özellikle de zaman ve düşünme gücü) ayırdığı başkaca meşgaleler açısından olabileceği için, böylesi bir rakibin olup olmadığı öncelikle kontrol edilmelidir.
Böylesi bir rakip varsa, ondan az da olsa kaynak çalmak kolay değildir. Yukarılarda açıklanmaya çalışılan “yapılabilirlik” konusunda ümitsiz bir çaba varsa, kişinin bu imkansızlığa ikna edilmeye çalışılması genellikle sonuç vermez. Bu durumda yapılabilecek şey, o imkansızdan kaynak çalmaya ve onu iyi kullanarak bir ikna tutamağı yaratmaya çalışmak ve zaman içinde imkansızlığın farkına varılmasını ummaktır.
Kazanılabilecek alan içinde önem sırasına göre önerilebilecek olanlar:
(0) Maksim[5] kavramının içselleştirilmesi: İpuçları Belleği kavramı maksim kavramıyla yakından ilgilidir. Kişinin bilişsel, sezgisel ve duygusal bileşenlerden oluşan evren tasavvuru[6] her konudaki uzun açıklamalardan değil, o konuların türetilebileceği maksimlerden (ipuçları) oluşmaktadır.
Maksim kavramına aşina bir kişi, bu kavramı zihnini organize etmekte kullanır. Maksim kavramını, dilbilimdeki etimolojiye benzetmek mümkündür. Ancak uzun ifadelerle anlatılması mümkün bir kavramın etimolojik kökünü ortaya koymak, o uzun ifadelerle anlatılmak istenenin özünün kavranmasına yol açar.
Bu nedenle, kişiye satılmak istenilen fikirler yerine, o fikirlere ait maksim(ler)in kazandırılmasıyla başlanması güvenli bir strateji sayılabilir. Çeşitli konulardaki maksim örnekleri[7] incelenerek, yayılmak istenilen fikrin bir veya birkaç maksime çevrilmesi sağlanabilir.
Bir örnek üzerinde deneme!
Adil Yaşam adlı proje, canlı ve cansızlar bütünlüğününün kendini yenileyebilir durumda olabilmesi için, bütünü oluşturan bileşenlerin birbirlerinin haklarını gözetmeleri; içlerinden birisinin bu bütünlüğü bozabilecek bir “yıkıcı bencillik” tutumu içine girmemesi gerektiğini savunuyor[11].
Bu denli geniş bir kapsamı içeren amaç, çok sayıda yaşam alanı açısından farklı anlamlara geliyor. Şu zihin haritasında[12] kimi akla gelebilecek yaşam alanlarına göre Adil Yaşam’ın ikişer karşılığı gösterilmiştir.
Bu alanlardan birisini, örneğin 20.4 nolu dala konu olan “Atık Ayrıştırma” (AA diyelim) alanını ele alıp, yukarıda açıklanan metodoloji açısından örneklenirse:
Bunlardan bir veya birkaçı seçilip kullanılabilir.
/
[7] Bkz. https://ggle.io/3n8L
[13] Damon Centola “How Behavior Speads” adlı kitabında bunlara Well Organized Friendship Networks demektedir.
[15] https://adilyasam.net/wp-content/uploads/2022/06/bencillik-aileden.VO%CC%88.jpeg adresindeki karikatür, bu tür araçların ne denli etkileyici olabileceğine bir örnektir. Bu karikatürü görenlerin çoğunda çocukların çevreden kopuk yetiştirilmelerinin bencilliğe yol açtığı yargısı kolayca şekilleniyor.