Yunanistan’la ilişkilerde Türk Milleti’nden gizlenenler! | Hakan Paksoy Yazdı

Yunanistan’la ilişkilerde Türk Milleti’nden gizlenenler! | Hakan Paksoy Yazdı
Yayınlama: 18.12.2023 22:30
A+
A-

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yunanistan seyahati dış politikamızın içinde bulunduğu hâli çok iyi gösteriyor. Ama gerçeği görebilmek için de gösterilmek istenen yere değil farklı tarafa bakmak gerekiyor.

Önce Atatürk’ün tuttuğu ışığı hatırlayalım. Sonra bu ışığın aydınlattığı labirentlerde görülenleri anlamaya çalışalım.

“Haricî siyaset bir heyet-i içtimaiyenin teşekkülü dâhilîsi ile sıkı surette alakadardır. Çünkü teşekkülü dâhiliyeye istinat etmeyen harici siyasetler daima mahkûm kalırlar. Bir heyet-i İçtimaiye’nin teşekkülü dâhilîsi ne kadar kuvvetli olursa siyaset-i hariciyesi de o nispette kavi(güçlü) ve raşin (dayanıklı) olur.” sözleri de cennetmekân Atatürk’e ait.

Dış siyaset bir milletin birliği ve desteğiyle güçlü olur. Millî birliği güçlü olmayan milletlerin dış siyaseti daima zayıf kalacaktıranlamına gelmektedir.

Doğru bilgi güçlü destek

Bu gerçekler mütemadiyen yazılıp yöneticilere hatırlatılıyor. Ancak hiç dinlenmiyor. Türkiye’yi yönetenler ülkeyi bir yerlere doğru götürüyorlar. Ve daha da önemlisi hedefleri hiç değişmiyor. Bazıları değişiyorlar dese de değişmedikleri âyan beyan ortada.

Yunanistan seyahati söylemek istediğimize çok güzel bir örnektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yunan Başbakanı Miçotakis görüşmeler sonrasında ortak basın toplantısı yaptılar. Yunanistan başbakanının basın toplantısındaki, “Doğu Ege adalarını yılda yedi gün vizesiz ziyaret” sözlerindeki “Doğu Ege adaları” anahtar ifade.

Açıklamalar canlı izlendi. Basında da çıktı. İlerleyen saatlerde Cumhurbaşkanlığı ve İletişim Daire Başkanlığı internet sitelerine de kondu. Ancak her iki sitede de “Doğu Ege adaları” ifadesi hiç geçmiyor. Cumhurbaşkanlığı sitesinde “Vize” kelimesi de yok.

İletişim Başkanlığı sitesinde ise “Doğu Ege” olmamakla birlikte,Miçotakis’in,“Yunanistan Türk vatandaşlarının ve ailelerinin tüm yıl boyunca 7 gün 10 adamızı ziyaret edebilmeleri için imkân sağlanmasını AB Komisyonundan talep etti ve bunu sağladı.”cümlesi var. Yani AB’yi Türkiye’ye karşı kullanıyor. Ve bunu da bir lütuf gibi sunuyor. Sitede devamında, “Bunun güçlü mesaj içeren bir inisiyatif olduğunu kaydeden Başbakan Miçotakis, bunun Yunan adalarının iki halk arasında iletişim ve dostluk köprüleri olduğunu da gösterdiğini dile getirdi.”ifadesi yer alıyor.

Doğu Ege adaları Saruhan Adaları diye de geçiyor. Bunlar Midilli, Sakız, Sisam, Ahikerya, Hurşit, Koyun, Fornoz*. HâlbukiHurşit, Koyun ve Fornozadaları Yunan işgali altındaki vatan topraklarımız.

Miçotakis’in söyledikleriyle işgal altındaki topraklarımıza, Avrupa Birliği Komisyonu’nu da işin içine katarak, “adalarımız” diyor.“Yunan adaları” diyerek de güçlü bir vurgu yapıyor.

Doğu Ege adaları üç kelime ama Türk vatanını içine alıyor. Adam topraklarımıza sahip çıkıyor ve bunu Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanı huzurunda dünyaya ilan ediyor.

Sadece doğru bilgi mi?

Normal olanı bu konuşmaların bir kelime dahi atlamadan kayda geçmesi değil mi? Başka türlüsü olabilir mi, dediğinizi duyar gibiyim. Peki, devlet arşivi öyle mi? Yani, tek kelime atlamadan alınmış mı? Alınmadığı görülüyor.

Almadığı bir yana, Türk Yunan ilişkilerinin rotası yeni bir tarafa yönelmiş gibi.

Bu seyahatte “Türkiye ve Yunanistan’ın taraf olduğu Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi” de imzalandı. Bu bildirgenin Yunanistan için ne ifade ettiğine yukarıdaki bilgi sansürüyle birlikte bakmakta gerekiyor.

Bildirgenin 5’inci maddesi “İyi komşuluk ilişkilerini geliştirmek amacıyla, her iki Tarafın da mevcut ve gelecekteki zorluklar karşısında birbirlerinin hukuki pozisyonlarına halel getirmeksizin dayanışma ruhunu geliştireceklerini vurgulayarak” ve9’uncu maddede “Özellikle ihtilaflı durumlardan ve olası tırmanmadan kaçınılmasının vurgulanması suretiyle, ikili ilişkilerin başarılı bir şekilde yönetilmesi için her düzeyde etkili iletişim kanallarının ve mekanizmalarının öneminin altını çizerek … anlaşmaya varmışlardır” demektedir.

Anlaşılan hususların 2’nci maddesi “Taraflar, söz konusu Bildirge’nin lafzını ve ruhunu zayıflatacak, itibarsızlaştıracak veya bölgelerinde barış ve istikrarın muhafazasını tehlikeye atacak her türlü beyan, girişim veya eylemden sarfınazar etmeyi taahhüt ederler.” şeklindedir.

“Ege’yi barış ve iş birliği denizi hâline getirelim istiyoruz. Türkiye ve Yunanistan olarak atacağımız ortak adımlarla dünyaya örnek olalım arzusundayız”cümleleri de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait. Ortak basın toplantısında söyledi.

Gerçi Bildirge antlaşma hükmünde değil. Ancak yaptırımı olmamakla birlikte altında Türkiye Cumhuriyeti’nin temsilcilerinin imzası olan bir belge.

İç meselelerde de dış meselelerde de, her konuda, birlik için halka en doğru ve eksiksiz bilgi verilmelidir. Özellikle dış politikada çok daha önemlidir. Bilgi eksik verilirse saklanan bir şeyler olduğuna dair şüpheler oluşacaktır. Bu devlet ve millet için çok tehlikeli sonuçları doğurur. Bu tehlikeleri yaratanları sadece tarih değil Türk Milleti de affetmez. Hesabı da er ya da geç Türk Milleti’ne verirler.

*https://bitly.ws/36odz(Ege adaları, Vikipedi. Erişim: 17 Aralık 2023)

 

Millî Düşünce Merkezi Genel Başkanı